Bahçeli, ‘Topal Osman’ı neden şimdi hatırladı?
Topal Osman | Fotoğraf: Wikimedia Commons
MHP Lideri Bahçeli, cumhuriyetin ilanından önce birçok katliamda rol alan ve Çankaya baskınında öldürülen Giresunlu Çete Reisi Topal Osman için Meclise kanun teklifi verdi. Kanun teklifinde Rumlara, Ermenilere, Kürtlere, Alevilere ve komünistlere karşı katliamlarda kullanılan ve cumhuriyet tarihinin en karanlık isimlerinden biri olan Topal Osman’ın itibarının hukuken iade edilmesi talep ediliyor.
Bahçeli birkaç hafta önce partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen Osman Kavala’ya karşı Topal Osman’dan söz etmiş ve “Türklüğün bıçkın ve korkusuz aslan parçası” olarak nitelediği Topal Osman’ın “vatan ve millete hizmetleri”nden söz etmişti!
Bahçeli’nin bu konuşmasının üzerinden çok geçmeden Giresun Valiliğine ait ve üzerinde Topal Osman’ın çetecilik dönemine ait silahlı bir fotoğrafıyla birlikte “Giresun Size Yeter” yazının yer aldığı bir otobüsün Diyarbakır sokaklarında gezdirildiğini gördük.
Sadece MHP’nin lideri olarak değil, en kritik dönemlerde Cumhur İttifakının da sözcüsü olarak konuşan Bahçeli’nin sahiplenici açıklamalarından sonra Giresun Valiliğinin Topal Osman’lı otobüsünün Diyarbakır sokaklarında gezdirilmesi rastlantı olmasa gerek!
Topal Osman’lı otobüsün Diyarbakır’da gezdirilmesinden sonra HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, İçişleri Bakanı Soylu’nun açıklaması talebiyle Meclise bir soru önergesi vererek “Karadeniz yöresinde Rum ve Ermenilerin, Koçgiri’de Kürt Alevilerin katliamında rol almış Topal Osman’ın silahlı fotoğrafının yer aldığı ‘Giresun size yeter’ yazılı bir otobüsle Diyarbakır’da dolaştırılması ile ne amaçlanmaktadır?” diye sormuştu.
Kenanoğlu, soru önergesinde Topal Osman’ın karanlık geçmişinin de bir özetini veriyor:
“İlk olarak 1. Dünya Savaşı yıllarına ortaya çıkan, kanun kaçağı adamları ile birlikte Teşkilat-ı Mahsusa’ya bağlı olarak Artvin yöresindeki Ermeni tehcirinde yaptığı kötülüklerle ismini duyuran, ardından Rumlara yönelik türlü eziyet ve katliamlarıyla anılan, 1921 yılında TKP Üyesi Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının katledilmesinden de sorumlu olan Topal Osman, 1921’de Sivas’ın Koçgiri bölgesindeki Kürt Alevilerinin katliamıyla da tanınmaktadır.
Talancı bir çete lideri olan Topal Osman, 1923’te Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’i öldürmesi üzerine, Mecliste idam kararı çıkan, Mustafa Kemal’i öldürmek için Çankaya köşkünü bastığı sırada çıkan çatışmada öldürülüp başı kesilen ve sonrasında idam kararının uygulanması için başsız cesedi Ulus Meydanı’nda ayağından darağacına asılan, 1. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye halklarına uygulanan tehcir ve imha politikalarının acımasız ve kanlı kıyımların baş sorumlusu ve uygulayıcısı, cumhuriyet tarihinin en karanlık ve şaibeli isimlerinden biridir.”
Aslında Devlet Bahçeli gibi Topal Osman’ı sahiplenenler de onun Rumlara, Ermenilere, Kürtlere yönelik tehcir (Zorla göç ettirme) ve katliamlardaki rolünü inkar etmiyorlar. Aksine bu nedenle onu “Kahraman bir vatan evladı” olarak sahipleniyorlar.
Bu arada Topal Osman’ın kimler tarafından ve niçin sahiplenildiğinin anlaşılması bakımından JİTEM’in kurucuları arasında bulunan ve ’90’lı yıllarda Kürtlere karşı kontrgerilla yöntemleriyle yürütülen özel savaşın (Faili meçhullerin, köy yakmaların, işkencede öldürme ve toplu infazların) uygulayıcılarından biri olan Emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün de Topal Osman hayranlığını hatırlatmak gerekiyor. Hrant Dink cinayetinde de adı geçen Veli Küçük, Giresun Jandarma Bölge Komutanı iken (1996’da) Topal Osman’ın heykelini diktirmişti.
Görüldüğü gibi, Devlet Bahçeli’nin “Topal Osman’ın itibarının iadesi için” Meclise verdiği kanun teklifi, aynı zamanda iktidar blokunun (Cumhur İttifakı) Kenanoğlu’nun soru önergesine verdiği bir yanıt olarak anlam kazanıyor.
Ancak Bahçeli’nin Topal Osman’ın itibarının iadesi için verdiği kanun teklifi, geçmişe yönelik bir “düzeltme” talebinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Çünkü Bahçeli’nin Osman Kavala şahsında Gezi eylemlerine katılan milyonları hedefe koyarken Topal Osman’ı hatırlaması ve aynı dönemde Diyarbakır sokaklarında Topal Osman’lı otobüsün dolaştırılması, geçmişe yönelik bir “düzeltme”den çok geleceğe yönelik bir hesaplaşmaya işaret ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sürtük” diyerek Gezi eylemlerine katılanları hedefe koyduğu, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın HDP’ye oy veren Kürtleri “İtlafı (Yok edilmesi) gereken bir siyasi haşere sürüsü” olarak nitelediği bir dönemde Topal Osman’ın sahiplenilmesinin geçmişin yad edilmesinden ibaret olmadığı açıktır. Aksine Bahçeli’nin Topal Osman ile ilgili kanun teklifi, iktidar blokunun önümüzdeki dönemde hangi siyasi hatta yürüyeceğine yönelik bir mesajdır.
AKP’nin önemli isimlerinden Nurettin Canikli, 2019 yerel seçimleri döneminde “Topal Osman’ın bölgeyi Pontuslaştırmak isteyenlere karşı verdiği mücadelenin bir benzerini şimdi biz veriyoruz” demişti. Bugün SADAT Yönetim Kurulu Üyesi Ersan Ergür, “Bu vatanı Türkiye düşmanları ile iş birliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz” diyor. Yani karşımızda kendilerini Topal Osman’ın mirasçısı ilan eden ve muhalefeti de “vatan hainliği” ile suçlayan bir iktidar bloku bulunuyor. Bu nedenle Bahçeli, Topal Osman ile ilgili kanun teklifiyle aynı zamanda iktidarı korumak için demokrasi ve hukuk dışı her türlü yol ve yöntemin mübah görüldüğünü/görüleceğini de ilan etmiş oluyor!
Topal Osman’a sahip çıkan iktidarın Gezi eylemlerini ve Kürt mücadelesini hedefe koyması ise, boşuna değildir. Çünkü toplumsal muhalefet baskı altına alınmadan seçimleri sandıkta “Kazanmanın” mümkün olmadığını görüyor.
Özetle Bahçeli’nin Topal Osman ile ilgili kanun teklifi, tarihin iktidarın gelecek hesaplarına göre yeniden yazılmasını; başka bir deyişle geçmişe değil, geleceğe yönelik bir hesaplaşmayı amaçlıyor.
Bu ülkenin demokratik geleceği için mücadele eden emek ve halk güçleri ile her şeyi sandığa havale eden burjuva muhalefetin de bu gerçeği görmesi ve hesaplarını buna göre yapması gerekiyor.
- Adsız süreç, çözümsüz barış! 14 Ocak 2025 05:00
- Trump, Erdoğan’ı niye övüyor? 10 Ocak 2025 04:40
- Türkiye-İsrail rekabeti ve Kürt sorunu 07 Ocak 2025 05:30
- Suriye’deki gelişmeler ve kapısı aralanan yeni ‘süreç’ 03 Ocak 2025 07:30
- Öcalan'ın mesajı ve yeni sürecin işaretleri 30 Aralık 2024 12:47
- HTŞ yönetimi ve Suriye'nin etnik-dinsel fay hattı 27 Aralık 2024 06:20
- Suriye ve yeni Osmanlıcılık 24 Aralık 2024 05:00
- Düğüm yine Kobanê'de çözülecek! 20 Aralık 2024 05:30
- Yeni Suriye kurtlar sofrasında! 17 Aralık 2024 05:00
- Ankara'da Rojava pazarlığı 13 Aralık 2024 10:10
- Esad rejimi sonrası Suriye ve Ortadoğu’yu ne bekliyor? 10 Aralık 2024 05:30
- Adı konulmamış ‘süreç’te Rojava çıkmazı! 06 Aralık 2024 06:45