Muhalif medya hedefte; Kürt gazeteciler gözaltında
Fotoğraf: Pixabay
Gazetecilere yönelik operasyon sürüyor. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü bir kez daha gazetecilerle dolup taşıyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmada evler basılarak, gazete, ajans bürolarına baskınlar yapılarak çalışma masalarının başındaki gazeteciler alınıp götürülüyor. Bilgisayarlarına, eşyalarına el konuluyor. Bürolar dağıtılarak, çalışma olanaklarını ortadan kaldırıyorlar.
Ancak, son yılların en büyük operasyonu karşısında yandaş medya sus pus. Gazetecilere yönelik gözaltılar, hak, hukuk, adalet diyen medyada da yeterince yer bulamıyor. 27. yılını onurluca geride bırakan Evrensel ve birkaç gazete, haber ajansı ve sosyal medyadaki tepkiler dışında, bu kapsamlı gazeteci avı gereken tepkiyi, gözaltındakiler büyük bir ilgi, dayanışma ve destek bulamıyor.
HDP, EMEP ve birlikte hareket eden 7 siyasi parti ve oluşum dışında ses çıkarılmaması kaygı verici. “Bölücülük, terörizm” suçlaması yapılınca, 6’lı muhalefetin eli ayağı titriyor. Ne yazık ki baskıya uğrayan Kürtler, Kürt basını, Kürt partileri, Kürt halkı olunca “muhalefet” de ‘seçici’ davranıyor. Çıkıp “Gazeteciler neden gözaltına alındı?” diye soramıyorlar. “Elinizde hangi deliller var da bunca gazeteciyi gözaltına alıyorsunuz, muhalif basından ne istiyorsunuz” diyemiyorlar. Oysa bu baskılar CHP ve onunla birlikte hareket eden “Millet İttifakı” bileşenleri için bir gözdağı olmanın ötesinde bir şeyler söylüyor. Bu operasyon, basına yönelik olarak giderek yayılacak baskının açık ilanıdır. Hiç dinmeyen baskılar, gözaltı ve tutuklamalar giderek daha da yaygınlaştırılmak isteniyor. Bugün susulursa yarın çok geç olacak.
Bugün ses etmeyen, Kürt basınına ve bölgede çok zor koşullara göğüs gererek çalışan gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki göstermeyenler, bu tavırlarıyla iktidarın hesabını kabul etmiş oluyor.
Zira AKP yandaş olmayan gazetecilerden hoşlanmıyor. Kürt gazeteciler ise hep boy hedefi. Her iktidar için bu böyle oldu. Havuz medyası gibi bir basın olsun, bölgede yapılan tüm zulmü görmezden gelerek, iktidarı överek göklere çıkaran bir basın olsun çabasındalar. Bölgede dinmeyen baskıları, haksızlıkları, adaletsizlikleri yazanları susturmak istiyorlar. Ateşe verilen ormanları yazmasınlar istiyorlar. Tacizleri, tecavüzleri es geçsinler diye baskı yapılıyor. Seçim öncesinin hazırlıklarından biri de basının etkisiz hale getirilmesi, mıntıka temizliği yapmak!
Kürt medyasına yönelik süren operasyonlarda Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS ile üç prodüksiyon şirketinde çalışan ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinde (DFG) faaliyet gösteren 20’si gazeteci olmak üzere 21 kişi gözaltına alındı. 4 günlük gözaltı kararı var. Dosyada “kısıtlama” karar olduğundan avukatlar operasyonun nedenleri hakkında bilgi alamamaktadır.
Ancak bu geniş gazeteci avının esas nedeni biliniyor. İktidar çıkmazdadır ve muhalif sesleri susturmak istemektedir. Zira baskı ve zulme eşlik eden açlık ve yoksulluk, işsizlik ve yoksulluk bölgede daha derinden hissediliyor. Askeri yığınak, sınır ötesi operasyon hazırlıkları bölgede daha derin yaşanıyor. Panzerlerin ezerek öldürdüğü çocuk, yaşlı, genç sayısı bölgede daha çok. Seçime gidilen bir zamanda Kürt medyasının, gazetecilerin hem iktidara karşı hem de tüm olup bitenleri halka aktarmadaki kararlı tutumu iktidarı rahatsız ediyor.
HDP’yi kapatma hesabı, onlarca parti yönetici ve üyesinin tutuklandığı Kobanê kumpas davası, HDP’lilere yönelik dinmeyen operasyonları ve halkla derin bağlarından kaynaklı hızla haber edinme ve haber yapma çabasındaki gazetecileri hizaya getirme çabasındalar.
Halkın iradesi gasbedilerek kayyum atanmış belediyelerdeki yolsuzlukları bölgedeki gazeteciler yazıyor. Bu baskılarla, dinmeyen sindirme çabasıyla, gözaltı ve yargılamalarla engelleyeceklerini düşünüyorlar. Kürtçe tabelaların kaldırılmasını ve her gün cereyan eden haksız, hukuksuz uygulamaları yazan gazetecileri hapisle korkutma çabasındalar.
Diyarbakır surlarının dibindeki kazılardan çıkan insan kemiklerini yazan gazeteci olmasın… Eski işkence merkezleri, eski cezaevlerinin çevresindeki mezarlar, eski tarihi su yollarının müteahhitlerce yıkılmasına, uygarlık kalıntılarının kepçelerle, dozerlerle dümdüz edilmesine kimse ses çıkarmasın, kimse bilmesin istiyorlar. Doğaya, tarihe, kültüre, dile yönelik saldırıları yazan gazeteler ve gazeteciler bunun için boy hedefi haline getirildi. Gazetecilere yönelik gözaltı furyasının başka bir izahı yok.
- Emperyalizm, savaş ve yeni dönem 21 Ekim 2023 04:47
- Filistin ve TBMM'de gizli görüşme kararı 14 Ekim 2023 04:51
- Ankara saldırısı ve iktidarın yeni planı 07 Ekim 2023 04:50
- Yine Gezi, yine hukuksuzluk 30 Eylül 2023 04:53
- İktidarın politikalarına boyun eğen muhalefet yol alamaz 23 Eylül 2023 04:51
- CHP Tanrıkulu'yu AKP'nin önüne attı 16 Eylül 2023 05:32
- Karaburun Bilim Kongresi; kapitalizm ve yıkım 09 Eylül 2023 04:45
- 1 Eylül Dünya Barış Günü ve dinmeyen savaşlar 02 Eylül 2023 04:45
- Antep’teki işçi direnişleri ve gösterdikleri 26 Ağustos 2023 04:26
- Yargıtaydan hukuksuzluğa bir onay daha… 19 Ağustos 2023 04:57
- Yeni dönem ve dayatılan "yeni" yaşam tarzı 12 Ağustos 2023 04:40
- Diyanetten Kobanê davası fetvası 05 Ağustos 2023 05:05