Kaplumbağa ve kartal

Fotoğraf: Pixabay
Hiç de hoşnut değildi doğrusu Kaplumbağa;
Ne yaşamından ne de yaradılışından!..
Sırtındaki o kocaman eviyle, öyle ya,
Bıkmıştı artık dağ bayır tırmanmaktan;
Geceli gündüzlü ve de soluk soluğa...
“Şöyle uçabilseydim ben de?”
Diye gene söylendi bir gün,
O Kartal’ı görünce öyle,
Mavilikler içinde hani,
Süzülürken serpile serpile...
Karşılaştı işte bir gün, o Kartal’la Kaplumbağa:
- Güzel dostum, diye hemen girdi söze Kaplumbağa.
Nasıl da sevindim şimdi seni görünce!
Bak, bir dileğim olacak senden, kızmazsan:
Öyle güzel uçuyorsun ki sen göklerde,
Başım dönüyor hayranlığımdan,
Gördükçe seni öyle,
O bulutlar, o mavişler içinde, inan...
Bana da öğretsen diyorum hani,
O mavişler, o bulutlar içinde uçmasını öyle?..”
Duyunca bu hiç beklemediği sözleri,
Uzun süre takırdattı gagasını Kartal,
Sonra da kendince biraz gülümsedi:
Güzel söylüyorsun söylemesine, dostum, dedi.
"Ama her önüne gelen o göklerde,
Kanatlanıp uçamaz ki gönlünce!”
Hemen söze girdi gene kaplumbağa:
“Olsun, ama ben çok istiyorum işte!..
Öğret uçmasını n’olur bana da,
O mavişler, o bulutlar içinde...”
Kartal anladı ki boşunaydı ne söylese!
Çünkü inatçı mı inatçıydı,
Karşısındaki Kaplumbağa!
Aldı hemen dediği dedikçi hayvanı,
O sivri pençelerinin arasına:
“Yalnız sıkıca sarıl ağzınla ayaklarıma, dedi.
Ve de konuşma hiç bu yolculuk boyunca!..”
Artık yükseldiler de yükseldiler birlikte,
O mavilikler ve tek tük bulutlar içinde.
Nasıl da bir sevince kapıldı Kaplumbağa;
Hemen bir merhaba çekmek istedi,
O güzelim denizlere, bulutlara...
Ve de ta aşağılardaki,
Badi badi yürürler ya hani,
İnsan denen o yaratıklara...
Ama o da ne?
Daha çıkmadan ağzından,
Bir merhaba tamı tamına;
Birden düşmeye başladı Kaplumbağa,
Pençeleri arasından Kartal’ın!
Ve çakılıp parçalandı çok geçmeden de,
Kayalarına oralardaki adsız bir dağın...
İşte böyle bitti bu serüveni de,
Kendi yaradılışını beğenmeyen,
O inatçı Kaplumbağa’nın.
***
Velhasıl gerek yok artık uzun söze,
Çünkü her yaratığın var bir özelliği.
Ve her yaratık yaşamalı o özelliğiyle,
Hani dolu dolu ve gerektiği gibi...
Evrensel'i Takip Et