Kanun devleti
Fotoğraf: Pixabay
Anayasa’da Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir sosyal hukuk devleti olduğu yazılıdır. Ama hiçbir zaman demokratik ve sosyal devlet olmamıştır. Hukuk devleti de olmamıştır. Hukuk devleti olmak ile kanun devleti olmak arasında da fark vardır. Kanun devletinde yürürlükteki kanunlara devlet görevlileri uyar. Mahkemeler de kanuna göre karar verir. Hukuk devletinde ise kanunlar evrensel hukuk kurallarına, insan haklarına, uluslararası sözleşmelere uygun olur.
Kanunlara da uymayan devletler tek adam ya da oligarşik diktatörlüklerdir. Ortadoğu, Afrika, Asya, Güney Amerika vb. yerlerde bol miktarda bulunur.
Biz son yıllarda artık devletin kanunlara uyması için mücadele eder hale geldik. İktidar ve iktidar yanlıları ısrarla kanunlara uymuyor. Kanunlar bizim için değil, muhalifler içindir, biz istediğimizi yaparız diye düşünüyor herhalde iktidardakiler. Çünkü, öyle davranıyorlar.
Yakın zamanda iki örnek var: Canan Kaftancıoğlu’nun CHP üyeliğinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca silinmesi ve Ankara’da siyahi bir vatandaşın işyeri tabelasının polis tarafından boyanması ve buna itiraz eden milletvekiline polisin “Sus lan, milletvekiline bak, milletvekiliymiş” gibi sözlerle hakaret etmesi ve Emniyet Genel Müdürlüğünün konu ile ilgili açıklaması.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Kaftancıoğlu’nun parti üyeliğini Yargıtay sicil defterinden sildi. Ama kanunlarda böyle bir yetkisi yok. Başsavcılık, Siyasi Partiler Kanunu’na göre Kaftancıoğlu parti üyesi olamaz, o nedenle sildik diyor. Kaftancıoğlu’nun parti üyesi olamayacağı kanunlara göre doğru değil. O konu ayrı bir tartışma konusu ama Başsavcılık üyeliği siler diye hangi kanununun hangi maddesinde bir hüküm var? Yok. Zaten 2016 OHAL’ine kadar böyle bir uygulama yoktu. OHAL darbesi ile birlikte fişleme, KHK ihraçları ile birlikte muhalif partilerden üyelik silme de başladı. Üyeliği silinen sadece Kaftancıoğlu değildir. Yüzlerce muhalif parti üyesinin son altı senedir üyeliği silinmiştir. Hukuki mücadeleler sonucu bir kısmı yeniden üye yazılabilmiştir. Başsavcılığın gerekçeleri doğru olsa TCK 312. maddeden cezası olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da AKP üyesi olamaması, hatta milletvekili, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olamaması gerekir.
Kırk senedir bütün partiler Siyasi Partiler Kanunu’nu değiştireceğiz demesine rağmen Kanun değiştirilmemiştir. Çok saçma, kanun sistematiğine dahi aykırı, faşist bir kanundur. Siyasi partileri denetim altında tutmak için hazırlanmıştır. Fakat, son yirmi beş sene içinde bu kanunun çok sayıda maddesi uygulanmamaktadır. Bu kanundaki gariplikleri tartışmayı da başka bir zamana bırakalım. Kanun hükümlerine bakarsak, üyeliği kanuna aykırı olan biri varsa başsavcılık partiye yazı yazar ve bu kişiyi üyelikten çıkarın der, çıkarmazlarsa Anayasa Mahkemesine durumu bildirir, AYM, partiye ihtar gönderir üyelikten çıkar diye, parti çıkarmazsa parti hakkında AYM yargılama süreci başlatır ve bir ceza verir. Muhtemelen bu ceza para cezasıdır.
Sonuç. Yargıtay Başsavcılığı kendine kanun tarafından bir yetki kullanıyor.
Ankara’ da polisler siyahi bir vatandaşın lokantasına dadanmış. Burada sizi istemiyoruz diye sık sık rahatsız ediyor. Lokanta sahibinin iddiası bu. Son kez geldiklerinde avukatlarla birlikte Milletvekili Mustafa Yeneroğlu da olay yerine geliyor. Polis amiri milletvekiline hakaretler ediyor ve lokantanın tabelasını beyaz boya ile boyuyor. Olay basına yansıyor ve görüntüler sosyal medya ve televizyonlarda yayımlanıyor. Tabii, polisin tavrı infial uyandırıyor. Bir milletvekiline, hem de HDP’li olmayan bir milletvekiline polisin böyle davranması, ne oluyoruz, polis devleti mi burası sorularının yüksek sesle sorulmasına yol açıyor. Bunun üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü bir açıklama yayımlıyor. Milletvekilini polis düşmanı ilan ediyor açıklamada ve olayın gerekçesini şöyle açıklıyor.
“Son olarak Ankara Kızılay’da, Göç İdaresi Başkanlığı ile Hudut Kapıları ve Göçmen Kaçakçılığı Daire Başkanlığı ekiplerimizin denetim yaptığı esnada, bir işyerinin tabelasında yazan isimle ruhsattaki ismin farklı olduğu, tabelanın da TSE standartlarına uymadığı tespit edilmiştir.
Ülkemizde kullanılan tabelalar için belirlenen kurallar çerçevesinde, “Yabancı dilde ifadenin yer aldığı tabelalarda yabancı dildeki ifadeler Türkçe ifadelerin yüzde 25’ini geçmeyecek büyüklükte puntolarla yazılması gerekmektedir” hükmü doğrultusunda işlem yapılmak istenirken, içeride bulunan milletvekili dışarı çıkarak, polislerimizin kanuna ve hukuka uygun olarak yaptığı işlemi provoke ederek engellemeye çalışmıştır. Söz konusu milletvekilinin hukuki çerçevede yapılan bu işlemi, iş yeri sahibinin uyruğuna bağlayarak siyasi bir zemine çekmeye çalışarak ırkçılık yapıldığını iddia etmesi de ayrı bir garabettir.”
Bu gerekçe kanunlara uygun mu? Değil elbette. Polisin bir işyerinin tabelasının ruhsattakine uygun olup olmadığını denetleme diye bir görevi yoktur. Yabancı dilde ifadenin tabelada ne kadar yer alacağını denetlemek, uygun olmayan tabelaları boyamak diye bir görevi yoktur. Hadi olsun diyelim; Türkiye’ de yüzlerce işyeri olan Mc Donalds, Burger King, Starbukcs, Doritos, Toyota, Renault, Volkswagen, Mercedes vb. binlerce markanın tabelaları her yerde gözümüze girerken böyle bir gerekçe ile tabela boyamak kanunun uygulanması olur mu?
Eskiden askerler internet üzerinden böyle bir açıklama yaptığında AKP buna muhtıra der, askeri vesayetten, darbe tehdidinden söz ederdi. Demek artık askerin, polisin internet üzerinden milletvekillerine ayar çekmesi muhtıra olmuyor. O da değişti.
12 Eylül darbe yasalarının değiştirilmesi ve hukuk devletinin tesis edilmesinden, artık faşist dahi olsa kanunları uygulayın noktasına geldik.
Bakalım daha neler göreceğiz?
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48