Vekaletle oy verme
Görsel: Needpix
Temsili demokrasinin artıları ve handikapları üzerine birlikte düşünmeye bu hafta da devam...
Türkiye açısından çok düşünülebilir gibi gelmese de bazı ülkelerde vekaletle oy vermek mümkün. Yasal mevzuat buna izin veriyor. Seçimlere katılımın çok düşük olduğu Batı demokrasilerinde yaşamsal öneme de sahip. Türkiye’den baktığımızda ise belki de çoğumuzun hemen itiraz edeceği bir uygulama. Hem de birçok nedenle. Birey olup olmama meselesinden tutun da, “Kadınların kocalarından, gençlerin ebeveynlerinden, işçilerin patronlarından, vs. bağımsız oy kullanamadığı (?!)” tartışmalarına, oradan seçim güvenliği meselesine kadar uzanan birçok nedenle, farklı farklı kesimlerden itiraz sesleri yükselecektir. En çok da seçim güvenliği bakımından.
Nereden çıktı şimdi bu vekaletle oy verme meselesi derseniz, tanık olduğum, hatta parçası olduğum bir diyalogdan diye yanıt vereceğim. Şöyle ki;
Diyalog, vekaletle oy verilebilen bir ülkede bir seçim sabahında üç kişi arasında geçiyor. Oy kullanacak iki kişiden biri, iki defa oy kullanacak. Çünkü komşusu oy sandığına gidemeyecek kadar hasta ve kendisine vekalet vermiş. “Neden eşine değil de sana verdi” diye soruyorum merakla. “Çünkü eşi bir başkasına vekalet ediyor” yanıtını alıyorum. Oh ne ala, herkes birinin yerine oy kullanıyor diye geçiriyorum içimden. Arkadaşım birine yardım ediyor olmaktan dolayı mutlu olsa da iki nedenden ötürü bu durumdan biraz rahatsız. Zira, seçim gününün hemen öncesinde söz konusu kişinin kendisinden onun için aşırı sağa oy vermesini istemesinden korkuyordu. Bu durumda onun yerine oy kullanamayacağını söyleyecekti. Böyle bir şey olmadı, ancak iki defa arayıp hangi adaya/partiye oy vermesini istediğini sorduğu halde net bir yanıt alamadı. Seçim sabahı son konuşmalarında da komşusu hangi adaya oy vereceğine karar veremediğini, kendisi hangi adaya/partiye oy veriyorsa onun için de aynı yönde oy kullanmasını söyledi. Türkiye’de olsa hemen hemen hepimizin çok sevineceği bir yanıttı bu. Düşünsenize ikna girişiminde bulunmadan ya da propaganda yapmadan kendi siyasal görüşünüze bir oy kazandırıyorsunuz! O zaman dans :) Arkadaşım öyle dans falan etmedi, aksine iyice kaygılı bir hale büründü. Çok şaşırdım ve anlayamadım önce. Vekaletini aldığı komşusunun onunla aynı dünya görüşüne sahip olmadığını, kendisiyle aynı yönde oy verirse haksızlık edeceğini düşünüyordu. Yanımızdaki üçüncü kişi de kaygısını paylaşıyor ve beyaz yani boş oy vermesini tavsiye ediyordu. On dakika boyunca, benim ülkemde kimsenin böyle düşünmeyeceğini, ayrıca komşusunun kendisine açık çek verdiğini, bunun önemli bir fırsat olduğunu, boş oy vermenin komşusunun arzusuna denk düşmeyeceğini falan anlattım durdum. İşe yarayacağından çok emin değildim.
Kurallar gereği arkadaşım önce kendi oyunu kullandı, ardından da vekaletini aldığı komşusu için oy kullandı. Çıkışta, komşusu için de kendisi ile aynı yönde oy kullandığını söyledi. Ben de rahatlamıştım, o da :) Her ne kadar seçim bölgelerinde merkez sağın adayı birinci, aşırı sağın adayı da ikinci gelse ve oyları sonucu değiştirmese de!
O günden beri bu diyalog aklımdan çıkmıyor. Demokrasi kültürünün nasıl bir şey olduğunu, başkalarının siyasal görüşlerine saygı duymanın ve düşünce özgürlüğünün birlikte yaşamak için ne kadar yaşamsal olduğunu, demokrasinin ince düşünme işi olduğunu, vs. düşünüyorum. Sanırım aynı durumda ben olsaydım bir an bile durup düşünmezdim ve kendi oyumun aynısını onun için de kullanırdım. Düşünmek aklıma bile gelmezdi. Vekaletini aldığım kişi kendi düşüncemle taban tabana zıt bir partiyi işaret etseydi o parti için başkasının yerine de olsa oy verebilir miydim, işte onu hiç bilmiyorum. Bu soruyu şimdiye kadar kendimize sorduğumuzu da sanmıyorum.
Ya siz, vekaletle oy kullansaydınız karşınızdaki kişiye güvenebilir miydiniz? Ya da başkası size vekalet verse, bu vekaleti suistimal etmeden, karşınızdakinin siyasal görüşüne saygı çerçevesinde oy kullanabilir miydiniz? Koşullarımız elbette aynı değil, ancak demokrasiyi bir gün içselleştirebileceksek bunlar üzerinde düşünmeye gerçekten değer sorular.
- Umutla umutsuzluk arasında 2024 27 Aralık 2023 04:30
- Adabımuaşeret dersleri 20 Aralık 2023 04:42
- Zor zamanların dostu Tunç Soyer 13 Aralık 2023 04:57
- Bir mülksüzün konut krizi hatıratı 29 Kasım 2023 04:50
- Hukuk devletinde sona doğru 15 Kasım 2023 04:50
- Siyasetle ve siyaset için yaşayan kişiler 08 Kasım 2023 04:45
- Zordur barış akademisyeni olmak 01 Kasım 2023 04:57
- Filistin halkına destek, İsrail hükümetini protesto eylemleri 25 Ekim 2023 04:50
- Gazze'deki savaş Fransa'yı da yakar 18 Ekim 2023 04:20
- Gerçek dışı bir mekan olarak üniversiteler 04 Ekim 2023 04:57
- Göçmen karşıtlığından beslenen particiler 27 Eylül 2023 05:26
- Hakikat, özgürlükler ve otosansür 20 Eylül 2023 05:00