25 Haziran 2022 03:55

Sözleşmeli öğretmen olur mu?

Ücretli kölelik istemiyoruz dövizini taşıyan öğretmen

Arşiv  | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kocaman bir “Kesinlikle hayır, olmaz, olamaz!”

Ne hikmettir ki, Türkiye’de her yanlışta olduğu gibi, inatla bu yanlışta da ısrar edilmektedir.

Siyaset makamlarını işgal eden zevata şöyle bir soru soralım: “Siz tıraş olurken dahi nasıl bir elemanın önüne oturursunuz ya da oturmak istersiniz? İşe yeni başlamış, yani deneyimsiz bir elemana en çok bir hafta sonra uzayarak eski halini alacak saçlarınızı emanet eder misiniz?” Bir de şunu sorayım: “Gözünüzden sakındığınız çocuğunuzu, okula başlarken yeni atanmış ve deneyimsiz bir öğretmene mi, yoksa deneyimli bir öğretmene mi emanet etmeyi yeğlersiniz?” Şimdi, sayın siyasiler, bu soruların yanıtına göre lütfen kafanızı önünüze alın ve bir kez değil, bin kez düşünün. Düşüncenize bir de bizzat size ait olan şu ünlü  “çıraklık dönemi” ve “ustalık dönemi” gibi siyaseti piyasalaştırma söylemlerini katın, bakalım nasıl bir sonuca ulaşacaksınız! Bir de gazetelerde iş arama ilanlarına bir göz atın; elemanda aranan en önemli vasıf nedir, sizce? Deneyim ya da iş tecrübesi değil mi?

Öğretmenlik; her meslekten çok farklı olarak, uzun ve ancak iş üzerinde kazanılabilecek deneyim ve çok özel bilgi birikimi gerektiren bir meslek, hatta düşünme ve aktarma yeteneği veya sanatıdır. Bir öğretmen salt bilgi aktarmaz, bu iş kitaplar okunarak da yapılabilir. Öğretmen, bilgiyi aktarırken, onun karşı insanın beyinsel ya da zihinsel yapılanmasında bazı özümseme mekanizmalarını harekete geçirerek, aktarılan bilgiyi kendi fikrine ya da telifine dönüştürecek şekilde gerçekleştirerek bireyin beyinsel yapılanma kazanmasını sağlar. Kısacası, öğretmen beyin yıkama aygıtı değil, beyne işlerlik kazandıran, onu aktifleştiren ruhsal operatördür. Öğretmen, beyni açmadan, kendi steril ortamında, çalıştırarak ya da çalışma hızını yükselterek, kendine özgü yeni ürünler vermesini sağlayan bir cerrahtır. Bu beceri ise ancak uzun zaman deneyimleri, hatta tecrübesizlik hataları yapılarak öğrenilir. İşte, sorumsuz siyasetçiler, sizler, mevsimlik işçi gibi, mevsimlik öğretmen istihdam ederek topluma çok büyük bir maliyet yıkıyorsunuz. Her tür emek işinde de deneyim fevkalade önemlidir.

Sözleşmeli öğretmen meselesi, ücret kesintisi nedeniyle tatillerde sıkça gündeme gelir. Eğitim dönemi başlayınca sorun bir süre söner. Oysa burada tanımlandığı haliyle sorun hep vardır, devamlı olan sorun tatillerde daha bir bilinç düzeyine çıkmaktadır. Bir ülkenin eğitim meselesi böylesi bigane ve sorumsuz eğitim planlayıcılarıyla ele alınamaz, alınmamalıdır. Neoliberal sitem dediğimiz halkı örtülü şekilde soyan bu düzende herkes soyulurken, doğal olarak öğretmenler de soyulmaktadır. Ne var ki, esnaf ya da sair kesimler soyulurken, soygun bireysel yapılmaktadır, yani ilgili kişi soyulmaktadır. Fakat öğretmen anlatıldığı şekilde soyulurken, arka planda asıl soyulanlar genç dimağlar ve aynı kanaldan tüm toplumun geleceğidir. Deneyimsiz öğretmen bir gencin beynini dumura uğratıyorsa, tüm toplumun beynini dumura uğratmış olmaktadır.

Çok daha farklı boyutlarda işlenebilecek bu konu, diğer alanlardan katbekat önemlidir. Bu önem öğretmenin tatillerde ücretten mahrum kalmasının çok ötesinde, tüm toplumun gelecekte sahip olmayı umduğu, beklediği yaratıcı ve işleyen beyinlerden mahrum olması anlamını taşır.

Sözleşmeli öğretmen meselesi ne bütçe meselesidir ne de başka basit ve şekilsel konularla ya da halklara zorluk olarak sunulan yapay gerekçelerle ilgilidir. Meselenin bir zihniyet ve toplum üzerinde oynanan örtülü emperyalist ya da siyasi hakimiyet projesi ile ilgili olduğu şu yan destek mekanizmaların göz önüne alınmasıyla kolayca anlaşılabilir. Başta büyük bir inatla toplum gençlerinin imam hatipleştirilmesi meselesi bulunmaktadır. İmam hatipleştirme konusu topluma dinsel öğreti vermek olmayıp, öğrenme olayını ezberleme olarak algılayan, sorgulamadan gelen emirleri ya da dinledikleri nutukların analiz yoluyla arka planına geçemeyen beyinler yetiştirmektir. Saniyen, en ileri kentlerimizde dahi kalabalık sınıflara tıkılan öğrencilerle, yoğun laboratuvar ve deneyler dışında salt sözle ya da kitapla bilgi aktararak beyni çözümleyici organ olmaktan çıkartıp, salt algılayıcı ve algıladığını olduğu gibi hıfzedici kayıt makinesine dönüştüren sistem sözleşmeli öğretmen sisteminin yandaşıdır. Tüm bu süreçleri aynı zihniyet ve mantıksızlık anlayışı ile ele almak gerekir.

Çok daha zenginleştirilebilecek bu konuyu şöyle bağlayalım. Eğitim, bir toplumun anını olduğu kadar, ondan da öte geleceğini imar eden en zor ve uzun bir imalat sürecidir. Bu hassas imalatta en önemli yapı taşı, araçtan ve kitaptan öte öğretmendir. Bu nedenle, mevsimlik öğretmen sistemi bu yapı taşının sökülmesi, dolayısıyla toplumun geleceğinin karartılmasıdır. Bu sistemi böylesi işleten her siyasi yönetim, bunları kendi aklıyla yapıyorsa da, ya da bir emperyalistin toplumu çökertme emriyle yapıyorsa da topluma karşı sorumludur. Bu hesap umalım bir gün gelir ve sorulur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa