Yeşilçam’ın azınlık “öteki”leri (9)
Görsel: Film afişleri
Yavuz Turgul’un 1990 yapımı “Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni” filminde cemaatin azlığının rahmetliye saygısızlık olacağını düşünerek Müslümanlarla birlikte cenaze namazında saf tutacak kadar güzel bir insanı canlandıran Nubar Terziyan’ın, Şener Şen’in canlandırdığı Haşmet’le aralarında şu diyalog yaşanır:
Haşmet: Nubar!
Nubar: Ne?
Haşmet: Sen Ermeni değil misin?
Nubar: Ermeni’yim.
Haşmet: Namazda ne işin var?
Nubar: Napayım, cemaat o kadar az ki. Adama ayıp olacak…
Hayatımızda, belleğimizde özel bir yer edinen filmlerde hep “iyi insan”ı oynayan Yeşilçam’ın iyi kalpli tonton amcası Nubar Terziyan “Çılgın Kız ve Üç Süper Adam”da istisna olarak dünyayı ele geçirmeye çalışan kötü mü kötü bir kötü adam olan Alpanu’yu oynar. Ölümünden kısa bir süre önce bir televizyon programında izlediğim Terziyan, “Benim adım Nubar, hiç kötüyü oynamadım, seyircimin beni filmlerde kötü adam olarak görmesini, öyle hatırlamasını istemedim” diyordu.
Gerçek adını ve Ermeni kimliğini gizlemeyen Nubar Terziyan, 16 Mart 1909’da İstanbul Yenikapı’da doğar, soyadı Alyanak’tır. Esnaf olan babası Kirkor oğluna “şükür” anlamına gelen Nubar adını koyar. İlkokulu Kumkapı Bezciyan Ermeni Okulunda, orta eğitimini Bakırköy Dadyan Ermeni Okulunda tamamlar. 2 yıl Fransız Freres Marist Okulunda okuyan Nubar Terziyan, Bezezyan Ermeni Lisesinden mezun olur.
10 yaşındayken annesini kaybeder, sonra üvey anneli Bakırköy yılları başlar. Üvey anne koruyucudur, sevecendir.
Nubar lise yıllarında okulun tiyatrosunda oyunculuğa başlar, okul temsillerinin vazgeçilmez isimlerinden olur. Bir yandan da babasının yanında manifaturacılık yapar.
Samatya’da Hilâl Musikisi’nin bir gecesi için arkadaşları ile birlikte “Çifte Keramet” oyununun temsilini gerçekleştirmesi istenir. İlk oyununda “Hayati” isimli bir kişiyi canlandırır. Böylelikle yarı amatör olan “Gençler Temaşa Heyeti”nin ilk tohumları atılmış olur.(1)
Nubar Terziyan, gençliğinde polis olmayı düşlerken, kendisini önce tiyatro sahnesinde sonra da film setlerinde bulur. Polis olamadığı için üzülürken, bu hayalini sinemada oynadığı polis, komiser rolleriyle gerçekleştirir.
İlk baskısı 1995 yılında yapılan “Ne İdim Ne Oldum”* adlı otobiyografik kitabında yaşam öyküsünü, tiyatro anılarını, eşi Katrin’le yaşadıkları uyumlu, mutlu birlikteliklerini okuruz. Nubar Terziyan da 6-7 Eylül olaylarının, ilk kontrgerilla provokasyonunun, gayrimüslimlere yapılan talan ve saldırının acılı mağdurlarındadır.
1936 yılında evlendiği ve çok sevdiği eşi Katrin’i 1972 yılında kaybeder. Her hafta mezarını ziyarete gidiyordur Nubar Terziyan. Aksattığı bir haftanın sonrasında, tekrar gittiğinde eşine şöyle seslenir:
“Kusura bakma, fire verdim, ama nasılsa toptan geleceğim, yerim senin yanın.”
Kitapta şu cümlelere de yer verir:
“Ben şimdi Allah’tan tek bir şey istiyorum. Torunlarımı yerlerine yerleştirdikten sonra beni eşimin yanına almasını.”
Sinema hayatında “Taçsız Kral” Ayhan Işık’ı da “Çirkin Kral” Yılmaz Güney’i de “oğlum” diyecek kadar çok sever.
Ayhan Işık, Yıldız dergisinin açtığı yarışmayı kazanıp birinci seçildikten sonra, Ermeni olduğu çağrışımı yapması ve “Ermeni sanılmasından duyulan endişeyle”, oyunculuğa başladığında, Işıyan olan soyadının Işık olarak değiştirir.
Nubar Terziyan, Ayhan Işık’ın ölümü üzerine bir gazeteye, “Oğlum Ayhan, dünya fanidir ölüm herkese nasip ama sen ölmedin zira geride bıraktığın bizlerin ve milyonların kalbinde yaşıyorsun. Ne mutlu sana (...) Amcan: Nubar Terziyan.” yazan bir ilan verir.
Bu ilanın yayımlanmasının ardından Ayhan Işık’ın Ermeni olarak algılanmasından “endişe duyan!” ailesi ise şöyle bir ilan verir:
“Önemli bir düzeltme. ‘Amcan Nubar Terziyan’ imzasıyla çıkan ilanla sevgili varlığımız Ayhan Işık’ın hiçbir ilişkisi yoktur. (...) Görülen lüzum üzerine üzüntüyle duyururuz. Ailesi.”
Nubar Terziyan’ın, sinema hayatı arkadaşı Mike Rafaelyan’ın önerisi ve teşvikiyle 1948 yılında Atlas Film Stüdyosunda başlar. İlk filmi, Aydın Arakon’un yönettiği, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın aynı adlı romanından uyarlanan, 1949 yapımı “Efsuncu Baba”dır. Son filmi ise, 1990 yılındaki Yavuz Turgul’un yönettiği, Şener Şen’in başrolde oynadığı “Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni” filmi olur.
Nubar Terziyan 1948-1952 yılları arasında Atlas Film yapımcılığında filmlerde yer aldıktan sonra Kemal Film kadrosuna geçer. Nubar Terziyan için 1952 yılında Lütfi Ö. Akad’ın yönettiği, birçok açıdan “ilkleri” içeren “Kanun Namına” filmiyle başlayan bu süreç aralıksız olarak 1960 yılına kadar sürer. Bu süreçte prodüksiyon amirliği, reji asistanlığı gibi işler de yapar Kemal Film’de.
Gülen yüzüyle iyilik timsali sevecen rolleriyle 500’e yakın sinema filminde, birçok televizyon dizisinde rol alan Nubar Terziyan’ın ilk ve son ödülü 1993’te 5. Ankara Film Şenliği’nde verilen “Emek Ödülü” olur.
Nubar Terziyan, kitabında Florya bahsinde, Atatürk’ü gördüğü anları o günleri yeniden yaşıyormuş heyecanıyla anlatır. Son yıllarında yaptığı söyleşilerde izleyicilerinden son beklentisini de şu cümlelerle dile getirir:
“Aziz okuyucularım, mesleğimiz nankör meslektir, hayattayken bizleri alkışlarsınız ama öldükten sonra bizleri unutup mezarımızın yanından geçerken bir dua, bir Fatiha okumazsınız, bunları yazmaktaki maksadım şu: Kabristana her gidişimde, bizden evvel orada yerleşen arkadaşların otlarla kaplanmış, kime ait olmayan mezarları görünce içim burkuluyor…Bugün gidiş sırası biz yaşlılarınsa, yarın öbür gün sıra hepimizin. Zira bu dünya fanidir.”
14 Ocak 1994 günü ise aramızdan ayrılır Nubar Terziyan.
ŞEHPER KARAGÖZOĞLU (ZABEL GAYDZ)
1890 yılında İstanbul’da doğan, Sinema ve Tiyatro Oyuncusu Şadi Fikret Karagözoğlu’nun eşi olan Zabel Gaydz, Şehper Karagözoğlu adıyla eşiyle birlikte birçok tiyatro oyununda yer aldıktan sonra “Bican Efendi” adıyla başlayan komedi film serilerinde yer alır, eşiyle birlikte başrolü paylaşır. Uzun süre Darülbedayi’de sahneye çıkan oyuncu 5 Haziran 1957’de aramızdan ayrılır.
(1)“Yeşilçam’ın Tonton Dedesi Nubar Terziyan” (https://buradabiliyorum.com/yesilcamin-tonton-dedesi-nubar-terziyan-izle-elestirisi-fragmani-ve-yorumlar/)
(*) Nubar Terziyan, Ne İdim Ne Oldum, İletişim Yayınları.
- Vikipedi
- Düşen yapraklar (1) 27 Mart 2024 04:15
- Nihat Ziyalan: Yılmaz Güney’in kan kardeşi, filmlerin kötü, gönlümüzün ve edebiyatın iyi insanı (2) 13 Mart 2024 04:20
- Nihat Ziyalan: Yılmaz Güney’in kan kardeşi, filmlerin kötü, gönlümüzün ve edebiyatın iyi insanı (1) 06 Mart 2024 04:15
- Bilal İnci: Zalim, gaddar, acımasız kötü adam 28 Şubat 2024 04:20
- Geleneksel Türk tiyatrosunun son temsilcisi: İsmail Dümbüllü 21 Şubat 2024 04:00
- Atatürk, ‘Ben Bir İnkılap Çocuğuyum’ filmi ve Münir Hayri Egeli (3) 14 Şubat 2024 04:15
- Atatürk, “Ben Bir İnkılap Çocuğuyum” filmi ve Münir Hayri Egeli (2) 09 Şubat 2024 04:20
- Atatürk, ‘Ben Bir İnkılap Çocuğuyum’ filmi ve Münir Hayri Egeli (1) 04 Şubat 2024 04:35
- Jönlükten kötü adamlığa bir sinema sevdalısı: Hüseyin Peyda 28 Ocak 2024 04:33
- Şerafettin Kaya: Ben İyi Biri Olmadan Önce 21 Ocak 2024 05:10
- Yeşilçam’ın Çınarları (6): Vedat Örfi Bengü: ‘Mısır’da sinemayı kuran Türk’ 14 Ocak 2024 04:43
- Yeşilçam’ın Çınarları (4): Aziz Basmacı, Vahi Öz 07 Ocak 2024 04:04