29 Haziran 2022 04:55

Emekçinin enflasyonla soygununa devam ediliyor

Tayyip Erdoğan

Tayyip Erdoğan | Fotoğraf: Mustafa Kamacı / AA

Paylaş

Pazartesi günü yapılan kabine toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan geleneksel konuşmasını yaptı.

Bayram tatilinin 9 gün olacağından başlayarak yasal olarak yapılması zorunlu olan memur ve emekli maaşlarına düzenlemeyi “İktidarın maaşlara yapacağı zam” olarak müjdeledi!

“Asgari ücrete ek zam talebi”ni ise bugün toplanacağı açıklanan Asgari Ücret Tespit Komisyonundan (AÜTK) sonra belirlenecek kritere göre yapılacağını duyuran Erdoğan, Suriye’ye yönelik askeri operasyon için hazırlıkların devam ettiğini söyledi; NATO zirvesinde İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği konusunda vetonun devam edeceğini söylemeyerek pazarlığın sonuna gelindiğini, dolayısıyla “veto”nun kaldırılabileceğini de söylemiş oldu.

Marmaris’deki orman yangını ile ilgili olarak da konuşan Erdoğan; “Muğla’da Büyükşehir Belediyesinin itfaiyeleri yok mu? Ne iş yaptılar? Biz burası Cehapeli belediye demedik, gittik. Atılması gereken adımları da yerinde attık… Bay Kemal” diyerek, tuhaf bir açıklama yaptı! Sanki orman yangınını önlemek Tarım ve Orman Bakanlığının değil de Muğla Büyükşehir Belediyesinin göreviymiş de bakanlık lütfedip yangına müdahale etmiş gibi!

Bu konuşmasında Erdoğan “Siyasi, ekonomik ve askeri tüm kabiliyetlerimizi 2023 hedeflerimizi gerçekleştirmek, 2053 vizyonumuzu hayata geçirmek için kullanmayı sürdüreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” diyerek ülkenin önemli sorunlarının çözümünü 30 yıl sonraya, ne olduğu belirsiz 2053 vizyonuna havale etmeyi de unutmadı!

Ne diyelim, “İyi ki 2071 vizyonuna havale etmedi” diye sevinelim mi?

ENFLASYONA KARŞI MÜCADELEDE TEK VAAT ‘BİRAZ DAHA SABIR’!

Üç hafta önce “Bizde başka ülkelerdeki gibi enflasyon yok hayat pahalılığı var” diyen Erdoğan bu iddiasından vazgeçerek, enflasyona enflasyon dedi! Demekle de kalmadı; “Her ne kadar aldığımız tedbirlerle sistemi yeniden dengeye oturtmuş olsak da özellikle enflasyondaki yükselişin yükünü bir müddet daha omuzlamak durumunda kalacağımız açıktır. ‘Men sabera zafera’ (Zafere kadar sabır) anlayışıyla milletimizden biraz daha sabır bekliyoruz. İnşallah 2023’ün şubat, mart aylarından itibaren enflasyonu yeniden makul ve hızla daha da aşağılara indirebileceğimiz bir seviyeye çekmiş olacağız” dedi. Enflasyonla mücadele için hiçbir şey söylemeyen Erdoğan’ın enflasyon altında ezilen, mutlak açlıkla cebelleşen halka tek somut vaadi “Biraz daha sabır”dan ibaret oldu!

Enflasyonun 2023 martından itibaren (seçimden önce) “makul seviye”ye ineceği iddiasını yineleyen Erdoğan, enflasyonla mücadeleyle ilgili hiçbir önlem açıklamama tutumunu da sürdürdü.

Tabii Erdoğan, enflasyonun “makule” düşeceğini söylerken makulün 3 mü 10 mu, 50 mi, yoksa 100 mü olduğunu söylemedi ama, enflasyon etrafında söylediklerine bakılınca enflasyonla mücadele diye bir sorununun olmadığı hatta olmayacağını da bir kez daha açıkça ifade etmiş oldu.

ENFLASYON, KRİZİN YÜKÜNÜ HALKA YIKMANIN ARACI OLARAK KULLANILIYOR

Tek adam yönetiminin enflasyon karşısında “Enflasyon yok (Erdoğan)”, “İstesek enflasyonu düşürürdük (Nebati)” demesi ya da enflasyona karşı göstermelik bir mücadele programı bile ilan etmeye yanaşmaması nedensiz değildir. Çünkü tek adam yönetimi, bugün eğer günü kurtarabiliyorsa bunu enflasyon sayesinde yapabiliyor. Çünkü ancak ekonomik krizin ve pandeminin yükünü işçi sınıfı ve halka yıkabilmenin en hızlı ve etkili aracı enflasyondur. Enflasyon ne kadar hızlı yükselirse bu yük halka o kadar hızlı bir biçimde yıkılmaktadır!

Son aylarda halk görülmemiş bir hızla fakirleşirken, sermayenin rant, faiz ve kârla zenginliğine zenginlik katması enflasyonla mümkün olabilmektedir!

Aralık ayı ortasında asgari ücrete yapılan, o günlerde “Görülmemiş zam” diye davul zurna ile ilan edilen asgari ücret zammının nisan ayına varmadan eriyip gitmesi, işçiler arasında “ek zam” talebinin yaygınlaşması enflasyonun emekçilerden nasıl hızlı bir servet aktarımının aracı olarak kullanıldığının göstergesidir. Ki iktidarın enflasyonu böyle büyük bir tutkuyla sevmesinin nedeni de budur!

Eğer ücret ve maaşlara “gerçek enflasyon+ekonomik büyüme” kadar zam yapılsa emekçiler enflasyona ezdirilmemiş olurdu.

Ancak iktidar TÜİK’in maniple edilmiş verilerini devreye sokarak gerçek enflasyondan az bir zam vererek, enflasyonu işçi ve emekçilerden alıp sermayeye servet aktarmanın aracı olarak kullanmaktadır.

İKTİDAR EMEKÇİLERDEN ALIP SERMAYEYE SERVET AKTARMADA ISRARLI!

Nitekim Cumhurbaşkanı, kamu emekçilerinin maaşlarına TÜİK enflasyonu kadar zam yapmayı müjde olarak vererek emekçilerden sermayeye servet aktaran ekonomik programında ısrar edeceğini göstermektedir.

Somutlarsak; memurlara ve emeklilere yapılacağı söylenen temmuz zammı TÜİK enflasyonu (yaklaşık yüzde 40) dolayında olacak. Oysa TÜİK verilerine göre emekçilerin enflasyonunun yüzde 45 düzeyinde, ENAG’ın gerçek enflasyon hesabına göre ise ilk altı aylık enflasyonun yüzde 50’nin üstünde olduğu görülmektedir.

Ama TÜİK verileri esas alınsa bile emekçinin ocak-haziran enflasyonunun yüzde 45’lerde olduğu dikkate alındığında, memur ve emeklilere yapılacak yüzde 40’lık maaş zammının yılın ilk altı ayında olduğu gibi ikinci altı ayında da emekçilerden sermayeye büyük servet aktarımı olarak süreceğini göstermektedir.

Tek adam yönetimi ülkemizde gelmiş geçmiş en şehvetli sermayesever iktidar olarak bunu kendi görevi olarak görmektedir.

Bu onun emekçiler tarafından mazur görülmesin gerektirmez. Ama burada diğer önemli sorumlu da, ücret artışlarını TÜİK enflasyonuna bağlayıp bunu TİS’lerin ilkesi yapan, işçilerin ödediği aidatlardan toplanan sendika bütçesinden aldıkları maaş ve öteki avantalarla kendilerine değme patronları kıskandıracak bir hayat kuran her soydan sendika bürokrasisinin sorumluluğu elbette halktan aldıkları oyla iktidar olanların iktidar olduklarında sermayenin bir numaralı hizmetkarı olan iktidarlardan daha az değildir.

Asgari ücrete ne kadar zam yapılacağını, yapılacak zammın ne kadarının patrondan ne kadarının işçinin bir cebinden alınıp diğerine konacağını önümüzdeki birkaç gün içinde göreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa