05 Temmuz 2022 04:51

Enflasyon, asgari ücret ve değişmesi zorunlu düzen

KESK İzmir Şubeler Platformu basın açıklaması düzenledi

Fotoğraf: Dilek Omaklılar/Evrensel 

Paylaş

Gerici propaganda, “Enflasyon sadece Türkiye’de değil, bütün ülkelerde yüksek” şeklinde.

En yüksek oranlardan biri İngiltere’ninki ve yüzde 10’un altında. En son İTO’nun açıkladığı İstanbul enflasyonu ise yüzde 95’in üzerinde. TÜİK aldatmacası bile yüzde 78.62. ENAG, yüzde 175.5 diyor.

Ekmeğin ardından simit de birçok ilde 5 TL oldu. Bu yıl ocakta artırılan asgari ücretle 1214 simit alınıyordu. Bugün sadece 1100 tane alınabiliyor. Peynir, peki? Yılın başında 170 kg peynir almaya yeten asgari ücretle, 6 ay sonra şimdi, ancak 96.5 kg alınabiliyor. Çocuğuna süt almak zorunda olan asgari ücretli yandı: Yıl başında 607 litre alabiliyordu. Temmuzda sadece 297 litreyle, yarısı kadar almaya bile gücü yetmiyor. Artık menemen yapıp idare etmek de zor; asgari ücretle alınabilen ayçiçeği yağı, 6 ay içinde 184’ten 122 litreye düştü.

Ve sevgili okur, bunlar, asgari ücrete zam yapılmadan önce, ocak zammını silip süpüren fiyat artışlarına değil, zam yapılan asgari ücretle almaya güç yetirilebilecek zorunlu ürünlere ilişkin rakamlar.

Ekmek olmadan yaşanmaz! Çocuğuna süt olsun içiremeyecek bir işçinin çalışmasının amacı kalır mı? Karnını doyuramayacak bir ücrete mahkum edilme noktasına sıkıştırılmakta olan bir emekçi ne düşünür, ne yapar -bunu düşünen iktidar sahibi var mıdır? Adam sende mi der? Derse, iktidarını nasıl sürdürür? Sadece zor ve yasak yeter mi? Napolyon’un sözü geçerli değil midir: Süngüyle her şeyi yapabilir, ama üstüne oturamazsınız!

Ocak 2022’de zam yapılan asgari ücret net 4 bin 253 TL olmuştu. O gün Türk-İş’in hesabına göre açlık sınırı 4 bin 235 TL idi. Böyle hesap olmayacağını herkes bilir. Hesap, bir kişiye göre değil, 4 kişilik bir işçi ailesinin aylık asgari geçim giderlerine göre yapılabilir. Buna yoksulluk sınırı deniyor ve ocakta Türk-İş’e göre, bu, 13 bin 844 TL idi.

Şimdi temmuzda, Türk-İş açlık sınırını 6 bin 391, haziranda yoksulluk sınırını ise 20 bin 818 TL olarak açıkladı. Bu, Temmuz’daki yüzde 30’luk zamla asgari ücretli aç kalıyor, bir işçi karnını bile doyuramıyor demek. Yoksuldan 4 kat daha yoksul demek! Yerde sürünmeye mahkum edilmek isteniyor demek!

Beyler “Eti yarım kilo, elmayı taneyle yesinler” diyemiyor artık. Herkes “ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” diyen zamanın Fransız kraliçesinin sonunu biliyor.

Cumhurbaşkanı, iş yapıyor edasında, sanki müthiş bir ihsanda bulunuyormuş gibi, sağına patronları, soluna Türk-İş başkanı zatı almış, zam “müjdesi” veriyor. Patron kuruluşu TİSK başkanı, “Mutabıkız” diyor. Nasıl olmasın, onların hükümeti ve işçiye aç kalacağı bir zam tabii ki işlerine gelir. Patrondur, “Böyle gitmeyeceğini” aklına getirmese bile, patron işçiye en azını verme yanlısıdır denebilir. Ya “hayırlı olsun” diyen sözde işçi sendikasının başkanı olan zata ne demeli? İşçinin açlığını onaylayan, onunla en küçük bir alakası kalmamış bu sendika bürokratının işçiyi temsil edemeyeceği kesindir. En tez zamanda işçinin içinden gelen gerçek bir işçi temsilcisiyle değiştirilmesi işçinin boynunun borcudur.

Siyasal alana gelince… Hükümetin, “5’li çete” başta olmak üzere, tekelci patronların hükümeti olduğunu bir kez daha kanıtladığını görerek, emekçi kendisine, hükümeti değiştirme görevi çıkarmalıdır.

Ama burada iş bitmemektedir. Hükümeti değiştirmek zorunda olan emekçi, yerini nasıl bir hükümetin almasına çalışmalıdır? İşçiyi sürünmeye mahkum eden asgari ücretin açıklandığı gün altısı bir araya toplanan diğer bir grup patron partisinden medet umabilir mi? Ekonominin çıkmaza saplanmasının sorumlularından Babacan ve Erdoğan’ın Başbakanı Davutoğlu’nun partileriyle kendisini genişletme çabasındaki Millet İttifakını desteklerse, sömürüden kurtulmak bir yana, en azından ücreti artar mı? 6 patron partisi, son toplantısının ardından, “İşletmelerimizin yurt dışı ile rekabet edebilmeleri ve hem ulusal hem de uluslararası piyasalarda marka değeri oluşturmalarına destek” açıkladı. Bunun anlamı açıktır: İşçiye düşük ücreti reva görmeden hele yurt dışı ile rekabet edilemez. Onların vaadi de düşük ücret!

İşçi sınıfı ve emekçiler herhangi patron partisi ve ittifakını destekleyemez, kendi hükümet alternatifini oluşturmak zorundadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa