Kentsel dönüşüm

Fotoğraf: Pixabay
AÇIK-KAPALI
Açıksa pencerelerle kapılar ağaç da girer kuşlar da. Gökyüzü dolar odalara. Kapalıysa pencerelerle kapılar, her yer dört duvar.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Yağmurlar kesildi beton duvarlar yükselirken. Ne ağaç kaldı, ne kuş sesi. Rüzgar da esmiyor. Camlardan yansıyan güneşe tutsak kentin ortasında. Asfaltın bitmeyen tren gıcırtıları arasında.
SEMAH SÜRÜYOR
Sivas’ta yakılanlar küllerinden yeniden doğdular. Şiirleri, türküleri, semahlarıyla dört bir yanda. Dönüyorlar dünya döndükçe. Sürüp giden semahta.
TAZE GÜN
Rüzgar dağıtırken karanlığı usul bir yağmur gibi düşer çiğ damlaları. Taze ekmek kokusunun yayıldığı sokaklara. Güneş açar. Tazelenir gün.
YAĞIŞLA
Yeryüzünde insanın yarattığı her şey, göğe ağar. Gökyüzünden yağarak sürer.
BATMAYAN
Ada, denizin orasında yeşermiş koskoca bir gemidir. Yeryüzü ile gökyüzü arasında nice kıyametlerden arta kalarak batmaya direnen bir kara parçası.
DARALMA
İstanbul, dört bir yana yayılan bir açık kent. Ortasından yükselen gökdelenler, dolambaçlı yollarla içine kapanan. Bir yerden kalkıp aynı yere varan trenler, vapurlar, otobüsler, minibüsler, otomobiller, metrobüsler, metrolarla daralan. Surlar yerine.
ŞAFAK SÖKÜNCE
Söküp attı karanlık geceyi, baltasıyla kazıyarak şafak. Güneş açtı, sular duruldu. İterek arkandan odalardan sokaklara aydınlık.
DUVARLAR
Surlarla çevriliydi kent eskiden. Dışımızdaydı duvarlar. İçimizden yükseliyor şimdi. Ot biter gibi. Biri önümüzden, arkamızdan biri.
Evrensel'i Takip Et