Nereye kadar ya da kapitalizmin ölüm çanının ilk habercileri…
Fotoğraf: M.A. Pushpa Kumara/AA
ABD, kapitalizmin en hızlı geliştiği yıllarda bile hemen hiçbir işçi hakkının tanınmadığı bir ülke olageldi. Parasız sağlık ve eğitim gibi “sosyal devlet” uygulamaları bu ülkenin sınırlarından hiç girmedi. Sendikalar koyu sarı renkleriyle ünlendi ve Mafya sendikal örgütlenmelerin içinde olageldi. Devletin işçi hareketi karşısındaki tutumuysa amansızdı. Örneğin Reagan’ın 1982’de hak arayan on binlerce hava kontrol işçisini işten atması, ortalama Amerikalının bilinç altını biçimlendiren temel bir etkendi.
Ancak aynı ABD, birkaç yıldır grevlerle sarsılıyor. Pandemi öncesinde öğretmenler silkeledi ülkeyi. Sonrasında grevler sıklaşarak yayıldı. Geçen yıl Massachusetts’te hemşireler, Alabama’da madenciler, Nabisco ve Kellogg işçilerini, 10 bin John Deere işçisiyle 60 bin film ve TV emekçisi takip etti. Bu yıl öğretmenlerle sağlık işçileri çeşitli eyaletlerde birbirinin peşi sıra greve çıktı. Amazon’da ilk sendikal örgütlenme mücadeleyle gerçekleşti. En son Biden 15 Temmuz’da 115 bin demir yolu işçisinin çıkacağı grevi 60 günlüğüne-Türkiye’de yaşayageldiğimiz gibi- yasakladı.
İngiltere’de grevler patladı. 41 bin demir yolu işçisi, yaşamı felç eden hazirandaki 3 günlük uyarı grevini temmuz ve ağustosta tekrarlayacak. Aynı şeyi Fransız işçileri tekrarladı. İngiltere’de 40 bin Telekom, 115 bin posta, 170 bin kamu ve yarım milyondan çok eğitim işçisinin grevi yolda. İngiltere ve Fransa’da havaalanı yer hizmeti işçileri iş yavaşlatıyor. Almanya’da Kuzey Denizi limanlarında dok işçileri grevde.
Ve komünistlik iddiasındaki Çin’de grevler birbirinin peşi sıra sökün ediyor. Ayrıntı merak edenler China Labour Bulletin'in sitesindeki grev haritasına göz atabilir. Genellikle birikmiş ücret ödemelerini alabilme talebiyle özellikle özel sektörde yüz binlerce medya, inşaat, sağlık, lojistik, eğitim, tarım ve yiyecek ve imalat sanayi işçisi haziranı grevde geçirdi. Rusya’daysa bu yıl martta Urallar’da kompresör fabrikası işçileri greve çıktı.
Özetle, kimisi daha ileri boyutta olmak üzere, grevlerle yüzleşmeyen “gelişmiş” denen kapitalist ülke kalmadı. Bu, sınıf mücadelesinin gelişiminde yeni bir eğilim. Eskiden ekonomisi sağlam ve istikrarlı sayılan başlıca kapitalist ülkeler, artık aynı pozisyonlarını sürdüremiyor. İstisnasız tümü düşen sınai ve ticari büyüme ve yükselen enflasyon oranları, enerji ve yiyecek başta olmak üzere artan fiyatlar, yüksek devlet borçları ve düşük ücret dayatmalarıyla çoktan istikrarsızlaştı. İngiltere’de istifa eden Johnson ve oğlunun skandallarıyla istifası söz konusu edilen Biden örneklerinde olduğu gibi, hükümetler eskisinden kolay eskiyor artık. Yine hepsi askeri harcamalarını artırırken, polis örgütünü tahkim ediyor ve yeni gerici sansür ve gösterilere müdahale türü yasalarla kapitalist düzeni koruma derdine düşmüş durumda.
“Gelişmemiş” ya da “geri” denen ülkelerdeyse ayaklanmalar gündemi zorluyor. Kazakistan’da ayaklanma bastırılabilse bile, Şili’de ayaklanmaya dönüşmeden hükümet değişikliğiyle belirli bir yatışma sağlanabildi. Ekvador’da yerlilerle emekçi halk hâlâ gösterilerini sürdürüyor. İran 2021’de ve bu yıl hem de birkaç eyalette birden ayaklanmaya varan gösterilerle sarsıldı, şimdi hükümet kuvvetlerinin silah kullanma yetkisini genişleten yasa mecliste. Sri Lanka’da ayaklanma hâlâ sürüyor: Sarayı halk kitleleri tarafından basılan Cumhurbaşkanı kaçtı ve istifa etti. Ardından OHAL ilan eden vekilinin de sarayı basıldı. Panama, birkaç aydır ayaklanmanın eşiğinde. Yaşam için Birleşenler İttifakı, Örgütlü Halkın Hakları için Ulusal İttifak ve İnşaat İşçileri Sendikasının çağrısıyla halk sokaklarda. Yerlilerle köylülerin de katılımıyla başkent ve birçok eyalette yollar halk tarafından kapatılmış halde. Yakıt ve gıda fiyatlarıyla yoksulluk ve işsizliğin artışı üzerine binen yolsuzluklar tümünün hareket ettiricisi.
Bir yandan da emperyalistler arasında dünyanın yeniden paylaşımı için kapışmanın etkenleri çoğalmakla kalmıyor, bu kapışma başladı.
Uluslararası kapitalizm, yeni bir çıkmaza gelip dayanmış görüntüsü veriyor. Türkiye bu gelişmelerden muaf değil.
Başarı için sınıfın ve emekçilerin bağımsız örgütlenme ihtiyacı yakıcı.
- Böyle nereye kadar? 28 Ocak 2025 06:55
- Suriye ve Doğu Akdeniz niyetleri ve gerçekler… 26 Ocak 2025 04:51
- 'Savaş ilanı'... Kim, kime? 21 Ocak 2025 13:45
- Gündem ve saptırma... 14 Ocak 2025 04:53
- Öcalan görüşmeleri ve CHP 07 Ocak 2025 05:17
- 2. çözüm süreci mi? 31 Aralık 2024 06:30
- İçeride ve dışarıda kriz... 24 Aralık 2024 05:36
- Milli güvenlik, Türkiye ve İsrail siyonizmi... 17 Aralık 2024 05:56
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58