Halklar hayat pahalılığına karşı isyanda
Arşiv | Fotoğraf: AntanO/Wikimedia Commons (CC BY-SA 4.0)
Hiperenflasyon, düşen alım gücü, artan yoksulluk, geçinemeyenler, barınamayanlar, karnını doyuramayanlar… Her ne kadar milyoner sayısı önemli bir artış gösterse de dünyanın gerçeği artan bu sefalet. Zengin azınlık ile yoksul ve giderek yoksullaşan geniş kitleler arasındaki uçurumun giderek büyümesi. Aylık masrafları yüz binlerce dolar olan yatlarda tatilini yapanlarla karnını doyurmakta ve barınmakta güçlük çekenler arasındaki uçurum.
Gelişmiş kapitalist ülkeler de dahil olmak üzere alım gücündeki düşüş sadece en yoksul kesimleri değil, orta sınıfları da bir süredir huzursuz ediyor ve gelecek kaygılarını artırıyor. Bu ülkelerde örgütlü çalışanlar sadece kendi kendilerine homurdanmakla kalmıyor, büyük bir grev dalgası geliyor. Fransa’da alım gücündeki bu düşüşe karşı başta ulaşım sektöründekiler olmak üzere çalışanlar son haftalarda sık sık greve çıkıyor. Demir yolu ve hava yolu çalışanları bu dalganın öncüleri.
İngiltere’de de durum farklı değil, bir grev dalgası da burada yükseliyor. Çalışanlar hem hayat pahalılığına karşı hem de iş güvenliği talebiyle seslerini duyurmak için eylemde. Demir yolu işçileri başta olmak üzere kamu sektöründe çalışan çok sayıda işçi grev hazırlığında. Ulaşım, iletişim ve eğitim sektörleri hayat pahalılığına karşı seferber olmuş durumda. Anlayacağınız İngiltere’deki hava sıcaklıklarına önümüzdeki günlerde mücadelenin sıcağı da eklenecek.
Gelişmiş kapitalist ülkelerde örgütlü mücadelenin eylem repertuvarı ön plana çıkarken, Panama gibi birtakım başka ülkelerde tepki protesto eylemleri, yol blokajları ve isyanlar biçiminde görülüyor. Bu Orta Amerika ülkesinde şu günlerde akaryakıt ve gıda maddelerindeki fiyat artışlarına karşı bazı sendika ve ittifakların inisiyatifiyle otoyolları trafiğe kapatma eylemleri düzenleniyor. Benzer nedenlerle eylemlerin yükselişe geçtiği, genel grevin yanında otoyolları trafiğe kapatma eylemlerinin düzenlendiği bir diğer ülke de Ekvador. Akaryakıt fiyatlarındaki can yakıcı artış buradaki eylemlerin temel nedenlerinden biri.
Akaryakıt fiyatlarındaki artış hem haneleri hem de başta çiftçiler olmak üzere bazı sektör çalışanlarını doğrudan etkiliyor. Henüz kriz bu düzeye gelmeden önce Fransa’da Sarı Yelek eylemlerinin tetikleyici faktörlerinden biri akaryakıt fiyatlarındaki artış ve dolayısıyla da artan maliyetlerdi. Sorun bugün daha da katmerlendi, çiftçileri ve tarım sektörünü sarsan bir boyut kazandı. Akaryakıt ve enerji sorunu önümüzdeki dönemin kilit meselesi ve mesele daha çok sayıda protestoya kaynaklık etme potansiyeline sahip.
Peki tüm dünyada protestolar artarken Türkiye’de durum ne? İngiltere’de, Fransa’da, Panama’da, Ekvador’da sendikalar dalgaları örgütlerken, Türkiye’de sendikaların önemli bir bölümü dalgakıran işlevini üstlenmiş durumda. İsmi belli sendikal konfederasyonlar bırakın tepkiyi örgütlemeyi, tepkiyi sönümlendirme işine soyunmuş halde. Biat et rahat et diyorlar. Bu sendikalara rağmen ve sesleri daha az duyulsa da, henüz geniş sektörlere yayılmamış olsa da Türkiye’de de grevler yapılıyor elbet. Ancak geniş sektörleri kapsayan grevlerin ya da bir genel grevin ayak sesleri henüz çok uzak, hatta tınısı bile duyulmuyor. Birçok otoriter sistemde olduğu gibi toplumdaki tepkiler daha çok homurdanma şeklinde. Homurdanmalar kolektif kitlesel bir protestoya dönüşür mü? Henüz ona dair bir öngörüde bulunmak da zor. Türkiye’de çığlık var ancak bu henüz sessiz bir çığlık. Seçmenin bir bölümü bu sessiz çığlığını 15 Temmuz’da Saraçhane’deki törene katılmayarak ya da coşkusunu geçmişe gömerek attı. Yani, toplumun bir kesimi ekonomik gidişata tepkisini alanlara çıkarak değil, çağrıya icabet etmeyerek gösterdi. AKP’nin 15 Temmuz nedeniyle düzenlediği Saraçhane Mitingine katılımın zayıf olmasını bir de bu açıdan okumak mümkün.
Dünyanın pek çok yerinde kimi avazı çıktığı kadar bağırarak kimi de sessizce alım gücünün düşmesini protesto edip iyileştirilmesini talep ediyor. Her ülkede halklar en iyi bildiği repertuvarı icra ederek tepkisini gösteriyor. Grevse grev, otoyol kapatmaysa otoyol kapatma. Belki bir gün repertuvarlar ortaklaşır, dünya halkları birlikte en güzel şarkıyı icra eder…
- Umutla umutsuzluk arasında 2024 27 Aralık 2023 04:30
- Adabımuaşeret dersleri 20 Aralık 2023 04:42
- Zor zamanların dostu Tunç Soyer 13 Aralık 2023 04:57
- Bir mülksüzün konut krizi hatıratı 29 Kasım 2023 04:50
- Hukuk devletinde sona doğru 15 Kasım 2023 04:50
- Siyasetle ve siyaset için yaşayan kişiler 08 Kasım 2023 04:45
- Zordur barış akademisyeni olmak 01 Kasım 2023 04:57
- Filistin halkına destek, İsrail hükümetini protesto eylemleri 25 Ekim 2023 04:50
- Gazze'deki savaş Fransa'yı da yakar 18 Ekim 2023 04:20
- Gerçek dışı bir mekan olarak üniversiteler 04 Ekim 2023 04:57
- Göçmen karşıtlığından beslenen particiler 27 Eylül 2023 05:26
- Hakikat, özgürlükler ve otosansür 20 Eylül 2023 05:00