21 Temmuz 2022 04:57

Tahran zirvesinden ne çıkar?

Recep Tayyip Erdoğan, İbrahim Reisi ve Vladimir Putin, Tahran'daki üçlü zirvede

Fotoğraf:Mustafa Kamacı/AA

Paylaş

Tahran’da Erdoğan-Putin ve Reisi zirvesi yapıldı. Üç ülkenin de çıkarma sayılabilecek heyetlerle katıldığı bu zirveyi, yeni bir dönemin ilk sinyalleri olarak yorumlamak yanlış olmaz.

Zirvenin açıklanan sebebi, konusu Suriye’ydi ancak hem görüşmelerin kamuoyuna açık bölümlerinde hem de basın toplantılarında verilen mesajlara bakılırsa Suriye sadece Türkiye’nin gündemindeydi.

Daha önceki Suriye konulu zirvelerden çok farklı olan bu zirveyi doğru okumak ve sonrasında atılacak adımları dikkatle izlemek çok önemli çünkü Türkiye’yi de yakından ilgilendirecek birçok gelişmede Tahran zirvesine atıf yapılacak gibi görünüyor.

En iyisi sorular üzerinden gidelim;

  • Zirve neden yapıldı?

Aslında 3’lü zirve resmi olarak Suriye meselesinin diplomatik yollarla çözümü için Rusya’nın girişimleri ile başlatılan Astana sürecinin 7.inci toplantısıydı.

Ancak ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail, Filistin Yönetimi ve Suudi Arabistan’ı kapsayan ziyaretinde iyiden iyiye anti-Rusya ve anti-İran koalisyonları şekillenmeye başladı. Amerika açısından enerji zengini Suudi Arabistan gibi ülkeleri anti-Rusya cephesine katmak elzem. Rusya ile çok da dertleri olmayan Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin önceliği ise askeri güce başvurulmadan caydırıcılığı olan bir anti-İran hattı oluşturulması.

ABD ve bölge basınındaki yorumlara bakılırsa Biden anti-Rusya hattı konusunda istediğini aldı mı, belli değil ancak açıklamaları bir İran karşıtı cephenin deklarasyonu oldu.

Görünüşte zaten Suriye’yi görüşmek üzere bir araya gelecek olan Rusya ve İran açısından öncelik bölgesel ve küresel bazda kendilerine karşı şekillenen cepheler ve çok sert bir şekilde etkilendikleri yaptırımları, siyasi izolasyonları nasıl bertaraf edebileceklerinin yollarını bulmak…

Tahran zirvesindeki üçüncü ülke Türkiye’nin durumu tamamen farklı ve aslında oldukça zor. Çünkü bir tarafta komşu İran ile sürdürülmesi zorunlu ilişkiler diğer tarafta İsrail, Suudi Arabistan gibi anti-İran hattının en heyecanlı üyeleri ile ekonomik ve diplomatik şartların zorunlu kıldığı normalleşme süreçleri var. En zorlayıcı olanı da Rusya ve ABD arasında iki tarafla da ilişkilerini sarsmadan dengede durabilmek…

Zirve işte bu şartlarda yapıldı ancak açıkçası İran ve Rusya’nın gündemi büyük ölçüde paralelken Türkiye’nin gölgede kaldığını söylemek mümkün.

  • Hangi ülkenin gündeminde ne vardı?

Türkiye’nin gündemi büyük ölçüde Suriye’ye yönelik bir askeri operasyona yeşil ışık yaktırmaya endeksliydi gibi görünüyor. Bu çerçevede, özellikle Suriye’nin hava sahasını hâlâ kontrol eden Rusya’nın onayı çok önemli. Türkiye’nin elindeki en önemli pazarlık kozu da Ukrayna işgali sebebiyle çok sıkışmış olan Rusya’ya bazı konularda nefes alabileceği alan açmak. Mesela neredeyse bütün dünyayı krize sokabilecek önemdeki tahılın Türkiye üzerinden nakledilmesi konusundaki müzakereler Rusya açısından da çok önemli. Muhtemelen Türkiye buğdaya karşı Suriye’ye operasyon pazarlığı yapma niyetiyle gitti Tahran’a. Ancak zirve öncesinde de zirve görüşmeleri devam ederken de Rusya’dan çeşitli düzeylerden gelen açıklamalar Rusya’nın Suriye’ye yönelik bir operasyona karşı olduğu yönünde.

Buna ek olarak İran’ın Ruhani Lideri Hamaney’in Erdoğan’ı kabulü sırasında açıkça “Terörle mücadele edilmeli ancak Türkiye’nin bir operasyon yapması teröristlerin işine yarar” dediği biliniyor. Yine basına yansıyan açıklamalara göre Tahran bir kez daha Türkiye’ye, “Bu sorunu çözmek istiyorsanız adres Şam” demiş.

Bu arada zirve süresince bence kasıtlı olarak öne çıkarılmayan bir başka gelişme daha oldu. Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Miktad da Tahran’a gitti. Türk ve Suriye heyetleri doğrudan görüşür mü bilmiyoruz ancak İran ve Rusya’nın bunu sağlamayı çok istedikleri açık.

Rusya ve Tahran açısından zirvenin anlamı da önemi de Türkiye’ninkinden çok ama çok farklı.

Türkiye’yi ve dünyanın geri kalanını yakından ilgilendiren bir deklarasyon olarak yorumlanabilecek bu zirve anti-Rusya ve anti-İran koalisyonlarına karşı Rusya-İran koalisyonu…

Mesela Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya-İran ilişkilerinin Moskova açısından uzun vadeli dış politika olduğunu belirtti.

Hamaney Putin’e, “siz Ukrayna’ya asker göndermeseydiniz bile NATO zaten gelecekti. Savaşı siz değil karşı taraf başlattı” mealinde sözlerle desteğini bir kez daha açıkladı.

Putin ABD tarafından yapılan suikastla öldürülen İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’yi hatırlatarak Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile müzakerelerde İran’ın ‘haklı taleplerini’ desteklediklerini söyledi.

Rusya-İran arasındaki karşılıklı sıcak mesajlar ve jestler sözlü açıklamalarla sınırlı kalmadı. Enerji devlerinden Rus şirketi Gazprom ile İran Devlet Petrol Şirketi arasında 8 petrol sahasını, boru hattı inşasını ve sıvılaştırılmış gaz kapasitesinin arttırılmasını da kapsayan 40 milyar dolarlık bir anlaşma yapıldı. Zaten zirveden önceki hafta Gazprom heyeti Tahran’daymış…

Tahran enerji konusunda toplam 160 milyar dolara ulaşan dış yatırım çekmeyi amaçlıyor. Potansiyel yatırımcıları tahmin etmek zor değil. Zaten hem zirvede hem de zirveye dair değerlendirmelerde adı sıkça geçen ülke Çin. Çin aynı zamanda hem Rusya hem de İran açısından ekonomik ambargoları ve siyasi izolasyonu önemli ölçüde rahatlatabilecek potansiyel yatırımcı ve petrol müşterisi..,

Çin tarafından sıkça dile getirilen dış ticarette doların etkisini kırma niyeti zirvenin de gündemindeydi. Mesela Hamaney doların yavaş yavaş tedavülden kaldırılması gerektiğini söyledi. Ayrıca Rusya-İran ve Çin arasında ticari ilişkilerin yanı sıra ortak askeri tatbikatların yapılmasını da öngören güvenlik iş birliğinin geliştirilmesi de konuşuluyor.

Gelecek aylarda bu 3 ülke arasındaki ilişkileri gerçekten yakından izlemek gerekiyor. Türkiye, bu yeni yeni şekillenen resimde yer alacak mı, ne kadar yer alacak belirsiz. Ancak kesin olan şey, Türkiye’nin çok dikkatli bir denge politikası izlemesi gerektiği…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa