God mode

Frans Peeters/Wikimedia (CC BY-SA 2.0)
Unesco tarafından Dünya Satranç Günü olarak ilan edilen 20 Temmuz’da Dünya Satranç Şampiyonu Norveçli Büyük Usta Magnus Carlsen 2023’te yapılacak olan Dünya Şampiyonluğu maçında unvanını korumayacağını açıkladı. Önceki yazılarımda Carlsen’in böyle bir şeyi yapacağına asla inanmadığımı defalarca yazdım. İtiraf etmeliyim ki bu konuda yanıldım. Ancak benim gibi düşünenlerin sayısı oldukça çoktu. Mesela efsanevi eski şampiyon Kasparov olası şampiyonluk maçı için “Magnus oynarsa ki oynamayacağına inanamıyorum, muhtemelen daha zorlu bir maç göreceğiz” demişti. Carlsen’in çekilmesi üzerine Ian Nepomniachtchi ile Dünya Şampiyonluğu maçı yapmaya hak kazanan Çinli Büyük Usta Ding Liren’de, “Çekinceleri olduğunu biliyordum ama oynamayacağını hiç düşünmedim” diyerek şaşkınlığını ifade etti.
Adaylar Turnuvasını kazanarak Dünya Şampiyonu Carlsen’le bir kez daha unvan maçı yapacak olan Ian Nepomniachtchi açısından bu durum hem bir çeşit hayal kırıklığı hem de satranç tarihine şampiyon olarak geçmek için asla bulamayacağı bir fırsat olarak görülüyor. Nepo, “Doğrusu bu bir hayal kırıklığı oldu, onunla tekrar yüzleşmek heyecanla beklediğim bir şeydi” dedi.
Bu tarihsel kırılmanın en şanslı kişisi kuşkusuz Ding Liren. Adaylar turnuvasında oynaması gereken Rus GM Karjakin Ukrayna savaşıyla ilgili söylemleri nedeniyle FIDE tarafından cezalandırılarak Adaylar Turnuvasından çıkartılmış onun yerine en yüksek ratingli oyuncu olarak Ding Liren turnuvaya katılmaya hak kazanmıştı. İlk turda Nepo’ya kaybetmesine rağmen toparlanarak ve son turda da Amerikalı GM Nakamura’yı yenerek Adaylar Turnuvasını ikinci bitirmişti. Ve şimdi Carlsen’in çekilmesi sayesinde Nepo ile şampiyonluk maçına çıkacak olması “ustalar daima şanslıdır” sözünün bir kez daha gerçekleşmesi olarak yorumlanabilir.
Son turda Ding’e kaybederek ikinciliği ve bu yüzden şampiyonluk maçını oynama şansını da yitiren Nakamura, “Son oyunda ikincilik için berabere kalmamın yeterli olduğunu bilmek canımı yakıyor, bu beni rahatsız ediyor çünkü bence harika olurdu. Canımı yakmayan şey ise, biliyorum ki eğer ikinci olsaydım böyle bir şey olmazdı” diyerek kendini avutmaya çalışıyor. Bu düşünce yapısı benim, “Carlsen unvanı terk etmez ama ben böyle söyledim diye, bana inat olsun diye bıraktı” dememle aynı şey. Bütün evrenin kendisine karşı olduğunu düşünen bir adamın dünyanın en iyi satranç oyuncularından biri olması, satrancın zekâ ile olan ilişkisinin bir kez daha sorgulanması gerektiğini gösteriyor bence.
Asıl soruya gelelim. Carlsen 2013’ten beri defalarca koruduğu unvanı öylesine neden bıraktı? Kral neden tahtı ve getirdiği zenginliği reddediyor? Carlsen’in konuyla ilgili açıklaması şöyle; “Ekibimdekilerle, FIDE'yle ve Nepo'yla da konuştum. Bir maç daha oynamaya motive değilim. Kazanacağım çok fazla bir şey yok, çok da sevmiyorum ve her ne kadar tarihi nedenlerle maçın ilginç olacağını anlasam da, oynama eğilimim yok ve dolayısıyla basitçe maça çıkmayacağım.” Peki, bu ne anlama geliyor? Carlsen bu kararı bir buçuk yıldır düşündüğünü ama aynı zamanda satrancı bırakmayacağını da ifade etti. Anlaşılan o ki, Carlsen’in şampiyonluk maçından elde ettiği gelir artık onu tatmin etmiyor ama daha önemlisi söylediği gibi kazanmak için motivasyonunu kaybetmiş olması. Bunu belki şöyle izah edebiliriz; “God mode” terimi genellikle bilgisayar oyunlarındaki oyun karakterlerinin oyunun kurallarından bağımsız hareket etmesini sağlayan bir mod olarak tanımlanır. Bu moda geçiş yaptığınızda kontrol ettiğiniz karakter normalde yapamayacağı şeyleri yapabilir. Duvarın içinden geçmek, uçmak ve ölümsüzlük gibi tanrısal özelliklere sahip olunabilir. Oyundaki rakip karakterleri kolayca yok edebilir ve bir an önce oyunun sonuna ulaşabilirsiniz. Sonra bunun çok sıkıcı olduğunu düşünmeye başlarsınız çünkü hiçbir dirençle ve mücadeleyle karşılaşmamış olmak insan doğasına aykırıdır. Ve o oyunu bir daha kolay kolay god mode üstünden oynamaz normal moda geçer mücadelenin keyfini çıkarmaya çalışırsınız. Carlsen satrancı yaklaşık 10 yıldır “neredeyse god mode” seviyesinde oynuyor. Kanımca onu motive edebilecek sadece iki şey var ve ikisi de çılgınca. Birincisi, hiçbir insanın ulaşamadığı 2900 rating seviyesine çıkmak, ikincisi ise terk ettiği şampiyonluk unvanı için daha geriden, mesela Adaylar Turnuvasından başlayarak taht için savaşmak ve bir kez daha şampiyon olmak. Bunlardan herhangi birini yaptığında “neredeyse god mode” ifadesi sonsuza kadar “god mode” olarak değiştirilecek. Satrançta daha önce hiç yapılmamış olanı yapabilecek tek insanın Carlsen olacağını düşünüyorum. Bunu yapmak ister mi, yoksa buraya kadar mı diyecek hep birlikte göreceğiz.
Evrensel'i Takip Et