Seçimler yaklaşırken ‘15 Temmuz’ anmaları…
15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi. (Fotoğraf: Elif Öztürk/AA)
Anma ve kutlamaları da kapsayan törenler çok boyutlu mesajların dile getirildiği kolektif mecralardır. Bu türden ortamlarda üretilen simgesel söylemle, bildik siyaset yapma biçimleri arasında bir tahterevalli ilişkisi mevcuttur. Birinden ötekine rahatça geçiş imkânı sunan törenler, düzenleyici iradeye çok katmanlı bir söylem üretme olanağı sağlar. TBMM kürsüsünde, parti kongrelerinde, basın toplantılarında ifade edilemeyenler kitlesel törenlerin coşkusu içinde ve kalabalıklar eşliğinde söylenir. Henüz söylenme zamanı gelmediği düşünülenler, ima edilir. Ulusal düzeyde yapılan bir tören, siyasetçiye günün temasını kendi siyasal ihtiyaçlarıyla birleştirmeye uygun bir içerik sunar. Tören alanındaki sahne, ne Meclis kürsüsü kadar biçimsel, ne de parti salonu kadar dardır. Sunduğu esneme imkânı nedeniyle, özellikle otoriter ortamlarda simgesel söylem siyasal gündemin oluşturulup, rakibin yanıtlandığı ortamların başında gelir.
Bunun yanında törenin maddi detayları da orada söylenen sözü tamamlar. Toplantının yeri, zamanlaması, konuşmacının kimliği ve görsel detaylar, sahnede yapılan konuşmanın ayrılmaz parçasıdır. Alan yalnızca toplumsal ya da grupsal birlikteliğin kutlanması ve dayanışmanın ifadesine bağrını açmakla kalmaz, ihtimallerin, gönülden geçenlerin ima edildiği bir zemin de yaratır. Orada “biz” ve “öteki” arasındaki ayrımın netleştirilmesi, “geçmiş” ile “şimdi” arasında köprüler kurulması arzulanır. Günceli merkezine alan yeni bir tarihsel dönemselleştirme önerilir. Tüm bunların kesişim noktasında, geniş kesimleri kucaklamaya uygun ve ikna olunması kolay bir anlatı sunulur. Tören tazelemeyi, yeniden tanımlamayı ve gerektiğinde harekete geçirmeyi hedefler.
* * *
Resmi bayramlar için medyada kullanılan klişe cümleyi herkes bilir:
‘15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ tüm yurtta ve dış temsilciliklerde törenlerle kutlandı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara’da gazi ve şehit yakınlarıyla 15 Temmuz Anıtı’na çiçek bıraktıktan sonra, TBMM Anıtı’na çelenk koydu. Akşam saatlerinde İstanbul Saraçhane Meydanı’nda yaptığı konuşma bir seçim mitingi konuşması gibiydi; muhalefeti eleştirdi, yeni vaatler dillendirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Ankara’da Kızılay Meydanı’ndaki etkinlikte konuştu:
"O gece yapamadıklarımız var. Hele bir daha kalkışsınlar, o gece yapamadıklarımızı tamamlamak boynumuzun borcudur. Bu millet bizim ne dediğimizi, biz onların ne dediğini en iyi şekilde anlıyor." sözleri akıllarda kaldı.
Soylu’nun konuşmasının devamı, partisinin yaklaşan seçimlerde izleyeceği yol haritasının ipuçlarını içeriyordu:
"15 Temmuz'dan sonra biz çok adımlar attık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtik. Yetmedi İHA ve SİHA'larımızla teröre ve teröriste gerekli cevabı verdik. Yetmedi Çanakkale Köprüsü'nü açtık. Yetmedi biz bugün Doğu Akdeniz'de enerji aramayı kendi başına gerçekleştirebilen bir ülke haline geldik. 15 Temmuz'dan sonra bir taraftan Zeytin Dalı, bir taraftan Barış Pınarı harekâtını yaptık. Altımızda terör devleti kuracaklardı, binlerce tırla ABD'den yardım gönderenlere hep birlikte cevabımızı verdik. Libya'ya yardım ettik. 15 Temmuz'dan sonra bu ülke Karabağ'da Azerbaycan ile buluştu. Biz 15 Temmuz'dan sonra kapalı Maraş'ı açık Maraş haline getirdik, Biz 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'de bir yılda 5 bin 558 kişinin katıldığı PKK terör örgütünün o dağlardakilerini mağaralarda fare gibi sıkıştırdık. Şehitlerimiz rahat uyusunlar. Onların bize verdiği emanete halel getirmemek için elimizden gelen tüm gayreti ortaya koyduk, koymaya devam ediyoruz. 15 Temmuz'dan sonra, Amerika, Avrupa bize parmak salladı, dediler ki 'Ayasofya'yı açamazsınız.' Onların gözüne baka baka Ayasofya'yı Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan açtı ve orayı milletimizle buluşturdu."
* * *
15 Temmuz’da düzenlenen etkinlikler, ‘günün anlam ve önemi’ni ifade niyetini aşan detaylarla yüklüydü. Özellikle İstanbul ve Ankara’da yapılan açık hava toplantılarının bir mitingden farkı yoktu. Erdoğan’ın “Milli Birlik” günü olarak adlandırılan bir günde, bu gündemle kurulan bir kürsüye kutuplaştırıcı gündemini en sert biçimiyle yansıtması, rejimin gündem ve seçim yolundaki hareket tarzına ilişkin fikir vericiydi. Soylu’nun yukarıda alıntılanan “başarı” listesi, seçimlere yönelik işaret fişekleri gibiydi.
Parti-devlet geçişmesinin en yalın haliyle gözlendiği 15 Temmuz anmaları, ekonomik kriz nedeniyle ağır darbe almış Cumhur İttifakı’nın alanlara dönüş ve tazelenme denemesi de oldu. Miting gibi anmalarda, önümüzdeki seçim döneminde izlenecek yola ilişkin fikir verilirken, katılım düzeyi üzerinden kitlenin nabzı da tutuldu.
İktidar yanlısı medya tersini iddia etse de, tören alanlarındaki boşluklardan ve medyanın törenlere beklenen ilgiyi göstermemesinden anlaşıldığı üzere durum hiç de parlak değil.
- Ahmet Özer'in tutuklanması ve Kolombiya barış sürecinden dersler 03 Kasım 2024 04:32
- Fethullah Gülen'den sonra... 27 Ekim 2024 04:02
- ‘Çözüm’ü küçük çıkarlar için heder etmek 20 Ekim 2024 04:47
- ‘İç cephe’ çağrılarını 10 Ekim 2015’te yitirdiklerimizin fotoğraflarına bakarak düşünmek 13 Ekim 2024 04:47
- İsrail devleti terörü neleri örtüyor? 06 Ekim 2024 04:32
- Sağda birlik arayışları ve Kürtler 29 Eylül 2024 04:45
- Günay Kubilay'dan "Bir Kumpas Davasının Anatomisi" 22 Eylül 2024 04:00
- Narin… 15 Eylül 2024 04:51
- Reşit Kibar "Ne" için öldürüldü? 08 Eylül 2024 04:04
- ‘Barış’ emekçinin hayatına nasıl dokunur? 01 Eylül 2024 04:10
- ‘Kolektif Şiddet Siyaseti’ 25 Ağustos 2024 05:07
- Filistin kimin ‘dava’sı? Filistin kimin ‘dava’sı olmalı? 18 Ağustos 2024 04:50