Beyaz Saray’a göz atmak yeter

ABD, “terörizme karşı savaş” komedisinin bir parçası olarak, Assata Shakur’un yakalanması için koyduğu ödülünü artırdı. 1984’ten beri Küba’da siyasi sığınma hakkı verilen Kara Panter Partisi ve Kara Kurtuluş Ordusu’nun eski üyesini, tekrar ABD hapishanelerinde görmek istiyorlar. Bu modern köle kelle parasını haklı çıkarmak için New Jersey kolluk kuvvetleri Assata’yı “terörist” olarak nitelendirdi.

Bu ulus terör üzerine kurulduğu için Amerikalılar gerçek terörizmin ne olduğunu çok iyi bilirler. “Yalnızca ölü bir Kızılderili iyi bir Kızılderilidir” sözü bunu kanıtlıyor. O, Kızılderililerin Atlantik yolculuğundan sağ kurtulan Avrupa’dan gelen açlıktan ölmek üzere olan göçmenleri memnuniyetle karşıladıktan, besledikten ve iyileştirdikten soykırıma uğratıldığı zamanın karanlık düşüncelerinin mirasıdır. Beyaz göçmenler, tenleri kırmızı, siyah, kahverengi veya sarı olsun, kendilerine iyilik yapanlara korkunç bir şiddetle, dehşetle teşekkür ettiler. Bu, 1776 Bağımsızlık Bildirgesi’nin “bütün insanlar eşit yaratılmıştır” yalanıyla maskelenmiş gerçek tarihidir.

Assata Shakur, yoldaşları Zayd Malik Shakur ve Sundiata Acoli ile, polis memurları tarafından New Jersey Turnpike’de bir trafik durağında durdurulduğunda, “direksiyonun arkasındaki siyah insanların” doğaları gereği şüpheli olduğu yazılı olmayan yasanın kurbanlarıydılar. Zayd öldürüldü, Assata’ya iki kez kurşun sıkıldı ve Sundiata kısa süreliğine kaçtı. ABD yargısının teröristleri, kibirli bir tavırla Assata’yı sadece onu öldürmeye çalışan polis memurunu öldürmekle değil, aynı zamanda Zayd’in ölümüyle de suçladılar.

Assata’nın o zamanlar yaşadığı çeşitli ABD eyaletlerindeki duruşma cehennemi, teyzesi ve avukatı Evelyn Williams tarafından Kabul Edilemez Kanıt adlı kitapta anlatıldı. Davalar New Jersey ve New York’ta yapılmasına rağmen ırkçı Güney’deki gibiydi. Ancak, adil ve tarafsız olduğu iddiasında olmayan tamamen beyaz bir jüri ve yargıç, hiçbir kanıt olmadığı için Assata’yı neredeyse tüm suçlamalardan aklamak zorunda kaldı. Sadece, neredeyse hayatına mal olan polis saldırısı nedeniyle mahkum edildi. 1977’de Middlesex, New Jersey’deki son davada müebbet hapis cezasına çarptırıldığında, cezalandırılanın iddia edilen cinayet değil, siyasi görüşleri olduğu açıktı. Bu kadını “terörist” olarak etiketlemek her şeyi tersyüz etmekti çünkü isyan ettiği için linçlerle terörize edilen kendisiydi.

Bu mesajı 13 Mayıs 2005’te, polisin Philadelphia’daki Move Evi’ni bombalamasından tam 20 yıl sonra yazmam çok uygun. Bugüne kadar, yalnızca bu saldırının kurbanı olan Ramona Africa hapisteydi. Silahsız çocukları ve yetişkinleri öldüren polisler serbesttiler. Onlara ne olacak? Şehir savaşının cehennem köpekleri polisleri zincirlerinden kurtaran politikacılar ne olacak? Ramona gibi Assata da hayatta kalmaya cüret ettiği için hapsedildi.

Küba’nın cesur başkanı Fidel Castro, ABD’nin yargı saldırısına hemen tepki göstererek, bu modern köle kelle ödülünü kınadı ve Assata’yı siyasi mahkum olarak nitelendirdi.

Yüzyıllar boyunca hiçbir şey beyaz Amerikalıları kaçan köleler kadar öfkelendirmedi. Assata, bunun sadece uzak bir tarih olmadığını gösteriyor. İmparatorluk onu “terörist” olarak sınıflandırdı çünkü zincirlerini fırlattı ve kendini acımasız esaretten kurtardı. Gerçek teröristlere gelince, onları bulmak zor olmamalı. Beyaz Saray’a bir göz atmak yeterli.