24 Temmuz 2022 04:08

Tüp bebek başarısızlığının arkasında yatan sebep, erken dönem DNA çoğalması hataları olabilir mi?

IVF başarısızlığının arkasında yatan sebep, erken dönem DNA çoğalması hataları olabilir mi?

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

In vitro fertilizasyon (IVF) ya da daha yaygın kullanılan adıyla “tüp bebek” yöntemi laboratuvar ortamında sperm ve yumurtanın birleştirilerek döllenmesini, oluşan embriyonun aktarılmasını içeren bir süreç. IVF’in tarihçesine bakıldığında yüz yıldan fazla bir geçmişi olduğunu görmekteyiz1. 1890 yılında İngiliz zoolog  Walter Heap’in iki farklı tavşan soyu arasında embriyo transferinin mümkün olduğunu göstermesi alanın belki de temel taşlarından birini oluşturdu2. IVF yöntemi 1932 yılında yayınlanan Aldous Huxley’in “Brave New World” (Cesur Yeni Dünya) kitabının da temelini oluşturur bir bakıma3.  Zira bu kitapta anlatılan dünyada doğal yollarla döllenme müstehcen  olarak kabul edilmektedir. Cesur Yeni Dünya’nın bebekleri kuluçka makinalarında gelişmektedir.

1934 yılında  Gregory Pincus saat camı üzerinde tavşan spermi ve yumurtalarını birleştirerek, gelişen embriyoyu taşıyıcı bir dişi tavşana aktardı. 1948 yılına gelindiğinde ise Miriam Menken ve John Rock kadınlardan 800’den fazla yumurta toplamayı başarmıştı. 1959 yılında ABD’de Min Chueh Chang’in tavşan yumurtalarının laboratuvar ortamında döllenebileceğini ve bu embriyoların sağlıklı doğumlarla sonuçlanabileceğini göstermesi diğer bir önemli gelişme idi. 1965 yılına gelindiğinde Cambridge Üniversitesinden Robert G. Edwards insan yumurtalarını IVF için olgunlaştırmak üzere olan yöntemleri keşfetti ve 1969 yılında laboratuvarda insan yumurtasını döllemeyi başardı. Bu alandaki öncü çalışmaları nedeniyle 2010 yılı Nobel Tıp ödülü Robert G. Edwards’a verildi. 70’li yıllara gelindiğinde ise Jean Purdy’nin cerrah Patrick Steptoe ile birlikte laporoskopik yöntemlerle kadınlardan yumurta toplanabileceğini alanda çoğunlukla gözardı edilen ancak oldukça önemli bir diğer gelişme oldu. Esasında insanda ilk IVF hamileliğinin Avusturalya’da 1973 yılında gerçekleştiği bilinse de bu deneme erken dönemde yaşanan düşük ile sonuçlanmıştır. 1976 yılında İngiltere’de ektopik gebelik ile sonuçlanan bir denemeden sonra 1978 yılında dünyanın ilk sağlıklı IVF bebeği dünyaya gelmiştir.

O günden bugüne bir hayli deneysel ve teknik gelişme oldu. Bugün IVF yönteminin de içinde bulunduğu yardımcı üreme teknikleri dünyada yaygın halde kullanılmakta. Ancak tüm bu başarılı tarihçeye ve ilerleyişe rağmen, IVF yönteminin başarısı yüzde 50’ler civarında. Başarısızlıkların arkasında bugüne kadar hücre bölünmesinin son safhalarında, kromozomların yavru hücrelere bölünmesi esnasında mikrotübül mekanizmasında (iğ ipliklerinin kardeş kromotidleri yavru hücrelere ters yönde çekişi sırasında) yaşanan aksaklıkların bulunduğu düşünülmekte idi.  Cell dergisinde 19 Temmuz’da yayınlanan yeni bir araştırma, aslında bu sürecin hücre bölünmesinin daha erken aşamalarında yaşanan aksaklıklardan kaynaklandığını gösterdi4.  Araştırmacılar erken bölünme safhalarında DNA kopyalaması düzgün yapılmadığında, iğ ipliklerinin her bir yavru hücreye yanlış sayıda kromozom taşıdığını gösterdi. Erken dönemdeki replikasyon (DNA çoğalması) stresinin anormal kromozom sayısına sahip embriyolar ortaya çıkarabildiği böylece laboratuvar ortamında gösterilmiş oldu.

1 - https://blog.sciencemuseum.org.uk/ivf-revolution-past-present-and-future/
2 - Kamel RM. Assisted reproductive technology after the birth of louise brown. J Reprod Infertil. 2013 Jul;14(3):96-109. PMID: 24163793; PMCID: PMC3799275.
3 - http://www.jlgh.org/Past-Issues/Volume-10---Issue-2/In-Vitro-Fertilization.aspx
4 - Columbia University Irving Medical Center. "Study finds why many IVF embryos fail to develop." ScienceDaily. ScienceDaily, 19 July 2022. <www.sciencedaily.com/releases/2022/07/220719130213.htm>.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa