Ukrayna’dan sonra sıra Tayvan’da mı?
Fotoğraf: EPA-EFE/RITCHIE B. TONGO / AA
Putin Ukrayna’yı işgal ettiğinde yazılan üçüncü dünya savaşı senaryoları içinde Çin’in fırsattan istifade Tayvan’ı anakaraya katacağı da vardı. Çin’in Rusya-Ukrayna savaşında ABD’yi ve NATO’yu suçlar bir söylem kullansa da, pratikte tarafsız kalmayı tercih ettiği kısa sürede ortaya çıktı. Şimdiyse, Avrupa’da savaş devam ederken, Asya-Pasifik’te de sular ısındı. Fakat, gözlerin Tayvan’a çevrilmesinin nedeni Çin’den gelen bir adım değil, ABD temsilciler meclisi sözcüsü Pelosi’nin Asya diplomatik turu sırasında Tayvan’a da gidebileceğini açıklaması. Eğer olursa, bu ziyaret güvenlik nedeniyle Pelosi’nin resmi programına konmayacak ve bizlerin ziyaretten ancak sonradan haberi olabilecek. Yani, bu yazı yayına girdiğinde Pelosi Tayvan’a gitmiş bile olabilir. Peki, Pelosi’nin Tayvan’a gitmesi, saatler içerisinde bir Çin askeri tepkisini doğurur mu?
Pelosi, ABD yönetimi içerisinde Tayvan için endişelenen elbette ki tek devlet görevlisi değil. Ukrayna’nın işgalinden beri bürokratlar ve uzmanlar Tayvan’ı ziyaret ederek ABD’nin adaya desteğini belli etmekteydiler. Fakat, meclis sözcüsü gibi üst düzey bir devlet görevlisinin, üstelik bir ABD savaş uçağıyla Tayvan’ı ziyaret edecek olmasını, Çin, doğrudan bir meydan okuma olarak algıladığını açıkladı. Çinli diplomatlar, ülkenin bu meydan okumaya nasıl karşılık vereceğine dair somut bir açıklama yapmadılar ama Pelosi’nin uçağının inmesine izin vermemekten, Tayvan’ı vuracak füzeler konuşlandırılmasına uzanan bir yelpazede tahminler var. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in Çin ulusunun Tayvan meselesinde tekyürek olduğunu vurgulayan açıklaması ABD içindeki “Yeni Soğuk Savaş” taraftarları tarafından Çin’in Tayvan’a yakın zamanda askeri olarak gireceğine dair bir işaret olarak yorumlandı.
ABD, SSCB’nin elini zayıflatmak için Çin’le diplomatik ilişkiler kurduğunda ABD, Çin ve Tayvan arasında bir fiili durum oluşmuştu. Tayvan, diplomatik olarak tanınmayan ama fiilen bağımsız bir siyasi entite olarak kalacak, Çin’in bu statükoyu koruması karşılığında ABD de Tayvan’a sınırlı askeri destek verecekti. Son kırk yılda bu statüko, zaman zaman krizler yaşansa da, korundu. Çin, Tayvan’ı elbette bir gün anakaraya geri katmak kararında, ancak bu, Çin’in zaten sallantıda olan ekonomik başarısını yok edecek erken ve kanlı bir savaş istediği anlamına gelmiyor. Xi sıklıkla Mao’yla karşılaştırılsa da, ondan ve Putin’den farklı olarak, tek adamlığın yalıtılmışlığı içinde değil. Üstelik, her ne kadar Çin’in parti-devlet sistemi içinde halkın söz sahibi olduğu bir seçim sistemi olmasa da, liderlerin hesap vereceği bir parti iç mekanizması ve güçler dengesi var. Dolayısıyla, geçmişte ABD içinde Çin’i hedef alanların iddia ettiği gibi ani bir askeri hamle özellikle Xi’nin üçüncü döneminin onaylanıp onaylanmadığının belli olacağı parti kongresine aylar kalmışken pek olası değil. Üstelik, ılımlı Çinli akademisyenler bir kez daha söylemleri ve alınacak kararları yumuşatmak için görüş belirtmeye başladılar.
Pelosi ve “yeni soğuk savaş” taraftarları, Tayvan’ı ABD’nin yeni Pasifik stratejisinde ilk hedef olarak görüyor olabilir. Ayrıca, senatodan yeni geçen mikroçip yasasıyla ABD çip tasarımı ve üretiminde Çin’e kaymakta olan üstünlüğü geri kazanma yolunda somut bir adım attı ve Tayvan bu konuda önemli bir üretim merkezi. Ancak, sıcak bir çatışma durumunda ABD’nin Tayvan’a silah aktarımı yapması Ukrayna kadar kolay değil. Muhtemelen askeri destek için bölgedeki müttefiklerine güveniyorlar ama Güneydoğu Asya ülkeleri, hatta Avustralya bile bu çatışmada taraf olmamak konusunda ciddi bir kamuoyu baskısıyla karşılaşabilir. Zaten, Çin, her ne kadar Rusya’yı desteklemese de Ukrayna savaşından, gelişmekte olan ülkelerin olası bir Tayvan askeri krizinde taraf tutmayacakları sonucunu çıkardı. Yani, Çin’le Tayvan’da gerçekleşecek bir askeri çatışma, ABD’nin Asya’da kazanamadan süründürdüğü savaşlar listesine eklenebilir. Çin karşıtlığı hem Demokratlar hem Cumhuriyetçiler için seçim kampanyalarında artı puan, ancak kazanılamayan savaşlar kesinlikle değil.
Nitekim, Biden hükümeti bile Pelosi’nin ziyaretinin zamanlamasının doğru olmadığını düşünüyor. Her iki tarafın da sıcak savaş istemediği bir anda tırmanan gerilim bir kez daha yatışacak mı, önümüzdeki günlerde göreceğiz.
- Çin ve Türkiye Suriye’de karşı karşıya gelir mi? 10 Aralık 2024 05:07
- 'Pekin Adamı’nı kim kaybetti? 26 Kasım 2024 06:50
- Trump kime karşı? 12 Kasım 2024 05:00
- BRICS'i birleştiren nedir? 29 Ekim 2024 12:33
- Avrupa Küresel Geçit'te yol ayrımında 22 Ekim 2024 05:00
- Çin ekonomisi batıyor mu, batırıyor mu? 08 Ekim 2024 04:45
- Maymun Kral çıplak 17 Eylül 2024 05:00
- Kuryeler örgütlenebilir mi? 03 Eylül 2024 04:55
- Amerikan seçimlerinde Çin faktörü 20 Ağustos 2024 05:06
- Çin, Haniye suikastını nasıl yorumluyor? 06 Ağustos 2024 05:00
- Türkiye, ne AB’ci ne Çin’ci olabilir mi? 23 Temmuz 2024 05:10
- Çin'in artan öz güveni 02 Temmuz 2024 04:31