Hayır ve onur

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol | Fotoğraf: Kişisel arşiv
Bazen hayatın içinde fay hatları oluşur, bocalar gibi oluruz. Bazen de fay hatlarını biz başlatırız. Her fay bir boşluk yaratır, esas olan bu boşlukları ne ile nasıl doldurabildiğimiz.
Ya biz yaşam savunucuları olarak kendi fay hatlarımızda buluşacağız ya da tüm çürümüşlüğü ile egemen sistem yarattığı çukurların girdabına çekecek toplumu. Aşı ve bilim bizim fay hattımız, aşı karşıtlığı ise sistemin bir sonucu. Burada yarattıkları girdap aşı karşıtlarına bir bilim insanını ölümle tehdit etme cesaretini sundu; Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol hedefte. TTB MK Başkanı Şebnem hocamızın da dediği gibi “Siyasi otorite (bu ve benzeri) saldırılardan sorumludur."
Dezavantajlı gruplar, azınlıkta bırakılanlar hakim kılınmış söylemin baskısı altında ‘hayır’ diyebilmenin uzağında tutulmaya çalışılır. Oysa yaşam hayır diyebildikçe bize aittir.
Uzun baskı dönemlerinin üzerimize örttüğü sisi, ret edimi ile bertaraf edebiliriz. Ret zordur, bedel gerektirir bazen, ama bir o kadar da yalındır.
Alışıldık bir sözdür ama çok değerlidir: “İşkenceye hayır. İnsanlık onuru işkenceyi yenecek.” İnsan haklarını savunmak bir fay hattıdır egemen sistemle aramızda. Bu fay hattı ‘hayır’ demekle başlar, oluşan boşluğu ‘onurumuz’ doldurur. Bu bağlamda da olduğu üzere hayır diyebilmek bizi biz yapar, sistemin ve çürümüşlüğün nesnesi kılınmaktan kurtarır.
Onur ekmeğimiz, suyumuz kadar değerli. Ve ‘hayır’ diyebilmek her zamankinden daha yaşamsal.
Kitap okumadıklarını bildiğim sevdiklerime kitap hediye etmek isterim. Şimdilerde Adalet Ağaoğlu’nun ‘Hayır’ kitabı favorim. Bilirim ki adı her daim okunur, ola ki gün boyu, ay boyu, yıllarca dile dolanır: ‘Hayır.’
Fay hatları bazen iktidarların manivelasıdır, tehdit jokeridir. Misal sağlıkta hizmet sunumu ile hizmet alanlar, sağlıkçılar ve hastalar arasında piyasacı sağlık sistemimin yarattığı fay hattı bunun bir örneğidir. Egemen dil hasta hakları ve hekim haklarını yapay bir fay hattı olarak son on yıldır ayrı ayrı ve karşıtmışçasına kullanıma sundu. Oysa bu ikisi birbirinin zıddı değil tamamlayıcısıdır.
Sağlıkta bir başka fay hattı hekim meslek örgütü TTB üzerinden kullanıma sunuldu. Son iki seçimdir gerek hükümetin büyük ortağı gerekse küçük ortakları, hekimlere ve topluma TTB düşmanlığı teklif etmekte, ama henüz attıkları maya tutmadı. Öyle ki küçük iktidar ortağı “TTB kapatılsın” diyebildi. Halkın sağlık hakkını hekim haklarından ayırmayan bir kurum hedef alınmakta.
TTB onurumuzdur demek yetmez, ona sahip çıkmak ise sağlık alanından başlayarak sisteme ve dayattıklarına ‘hayır’ diyebilmek ile başarılabilir. Tek başına sağlıkçıların ise gücü yetmez. TTB halkın sağlık hakkını savundukça, tek başına bir meslek odası olmanın ötesinde halkın kurumudur. Hekimler TTB bağlamında şimdi daha bir sorumlu davranmalı. Geniş katılımlı bir süreç halkın ihtiyacı.
TTB de diğer demokratik kitle örgütleri gibi adalet, özgürlük, demokrasi, emek mücadelesinde kendi tabanında genişleyip kök salmaya devam ederek yol almalı. Demokratik katılımcılık bu yolun vazgeçilmezi...
Sistemin fay hatlarına emek ve demokrasi güçlerinin kendi fay hatları ile yanıt verme, içini onur, dayanışma, eşitlik, özgürlük, insan hakları ile doldurmak elzem.
Sağlıcakla kalın.
Evrensel'i Takip Et