Ayten Öztürk'ün mektubu
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/111356.jpg)
Fotoğraf: Delwin Steven Campbell/Flickr
Mail yoluyla bir mektup aldım. Şöyle diyordu mektubu gönderen:
“Merhaba. Ben Ayten Öztürk.
8 Mart 2018 tarihinde Lübnan Refik Hariri Havaalanı'ndan kaçırılarak Türkiye'ye getirildim ve 6 ay boyunca işkence gördüm. 6 ayın sonunda gözlerim bağlı bir şekilde boş bir araziye bırakıldım ve birkaç dakika içinde bırakıldığım yere Ankara Tem polisleri gelerek beni gözaltına aldılar. 4 günlük gözaltının ardından tutuklandım. 3.5 yıllık tutsaklığın ardından mahkeme bana ilgim olmayan bir davadan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vererek ev hapsiyle tahliye etti. 1 yıldır ev hapsindeyim ve yakın zamanda ayak bileğime kelepçe takıldı.
SAĞLIĞIMI VE HAREKET ALANIMI KISITLAYAN KELEPÇE UYGULAMASININ KALDIRILMASINI, HAKSIZ YERE VERİLEN CEZANIN BOZULMASINI VE BANA İŞKENCE YAPANLARIN AÇIĞA ÇIKARILMASINI İSTİYORUM.
YAŞADIĞIM ADALETSİZLİĞİN SON BULMASI İÇİN BİR KAMPANYA BAŞLATTIM.
Yaşadığım işkenceler ve hakkımda açılan dava ile ilgili dosyaları ekte gönderiyor ve kampanyama destek vermenizi, sesimi duyurmanızı bekliyorum.”
Duyurmaya çalışıyorum.
Çünkü ben ihlalleri önlemenin yolunun ihlallerin duyurulmasından geçtiğine inanıyorum. İnsan hakları savunucularının belgeleme, raporlama çalışmaları yapmalarının bir nedeni de ihlallerin duyurulmasının insan hakları ihlallerini önlemede oynadığı roldür.
İhlaller yaptırımsız, cezasız kalmamalıdır. Cezasızlığa karşı mücadele aynı zamanda hukukun üstünlüğü için verilen mücadeledir.
Hukukun üstünlüğü de kamu otoritelerinin, bireylerin insan haklarına müdahalesinin etkili yargısal denetimi anlamına gelir. Bunun yolu da hem insan haklarının bilinmesinden hem de ihlallerin bilinmesinden geçer. Devlet bürokrasisi bilmiyor değil işkencenin varlığını. Duyurma onlara yönelik değil. Asıl hedef halkın, yurttaşların, ulusal ve uluslararası kamuoyunun bilmesi, onların duymasıdır. İhlalleri önlemenin bir yolu da ulusal(iç) kamuoyu ile uluslararası kamuoyunun bilmesinden geçer. Bilindiği gibi, kamuoyu, belirli bir konuda ilgisi olan insan topluluğudur. Futbol, basketbol, güreş sporu kamuoyu vardır ya da genel olarak spor kamuoyu. Tıpkı bunun gibi insan hakları kamuoyu da vardır. Hem ülkemizde hem de uluslararası ölçekte. Bir de insan hakları konuları hiçbir ülkenin iç işi değildir. Yani her ülkedeki insan hakları gelişmeleri (olumlu ya da olumsuz) herkesi-not: herkes bütün insanlıktır-ilgilendirir ve herkes değerlendirme yapabilir.
Ayten Öztürk diyor ki;
“SAĞLIĞIMI VE HAREKET ALANIMI KISITLAYAN KELEPÇE UYGULAMASININ KALDIRILMASINI, HAKSIZ YERE VERİLEN CEZANIN BOZULMASINI VE BANA İŞKENCE YAPANLARIN AÇIĞA ÇIKARILMASINI İSTİYORUM.”
İnsan hakları, insan onurunun korunması için kabul edilmiş standartlardır.
Bütün devlet organlarını bu standartlara uygun davranmaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. maddesindeki taahhütlerine-insan haklarına saygı yükümlülüğü-bağlı kalmaya davet ediyoruz.
Evrensel'i Takip Et