Hiperenflasyona doğru
Fotoğraf: Evrensel
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temmuz ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. TÜİK’in açıkladığı verilere göre tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 79.60, aylık yüzde 2.37; üretici fiyat endeksi (ÜFE) ise yıllık yüzde 144.61, aylık yüzde 5.17 artmış. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise TÜİK’ten farklı olarak enflasyonu yıllık yüzde 176.04, aylık 5.03 olarak açıkladı. TÜİK ve ENAG arasında bu kadar fark olması normal değil.
Fiyat artışları tam gaz devam ederken, TÜİK’in yıllık enflasyonu beklentilerin aksine yüzde 80’in hemen altında açıklaması son derece anlamlı. Anlamlı bir diğer gelişme ise enflasyon açıklanmadan bir gün önce TÜİK Başkanı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile görüşmesi oldu. Tüm devlet kurumları gibi iktidarın güdümünde olan TÜİK’in herkese güven verecek doğru ve gerçek verileri açıklanmasını beklemek hiç gerçekçi değil.
TÜİK’in, ülkenin ve halkın ekonomisinin gerçeklerinden tamamen kopuk veriler açıklaması artık kimseye şaşırtıcı gelmiyor. Bu noktada asıl amacının enflasyon verilerinin çarşıda, pazarda ve mutfakta yarattığı yangını olabildiğince gizlemek olduğu çok açık. TÜİK istatistik oyunlarıyla enflasyonu olduğundan düşük göstermek için çırpınsa da milyonlarca insanın yüksek enflasyon ve hayat pahalılığını iliklerine kadar hissetmesini engelleyemiyor.
Tüketici ve üretici enflasyonu arasındaki enflasyon makası açılmaya devam ederken, Türkiye ekonomisi hızla hiperenflasyona doğru gidiyor. Hiperenflasyon sadece enflasyon oranlarının anlık ve ani olarak yükselmesi demek değil. Hiperenflasyon koşullarında bireyler gelirlerini enflasyonun etkisinden korumak için yabancı para tutmaya başlar ve yerli para hızla değer kaybeder. Döviz talebinin artmasıyla kurlar yükselir ve ekonomiye duyulan güven hızla azalır. Türkiye, geçmişte uzun yıllar çok yüksek enflasyon sorunuyla karşı karşıya kalsa da hiperenflasyon yaşamamıştı. Ancak iktidarın yüksek enflasyon yaratan mevcut politikalarda ısrar etmesi halinde hiperenflasyon sorunu yaşanması kuvvetle muhtemel.
Günlük hayatın içinde yaşanan ve hissedilen enflasyon oranı toplumdaki sosyal sınıflara göre değişiyor. Yüksek enflasyon oranları toplumun düşük gelirli kesimleri ile yüksek gelirliler arasındaki uçurumun daha da derinleşmesine, gelir dağılımının zenginler lehine, yoksullar aleyhine bozulmasına neden oluyor. Çünkü toplumda yüksek gelirliler satın alma gücünü enflasyona karşı koruma şansına sahipken, sabit ya da düzensiz gelirle yaşamını sürdürmeye çalışan milyonların gelirinde fiili enflasyon kadar artış olmadığı için kitlesel halde yoksullaşma yaşanıyor.
Halkın geliri hissedilen enflasyondaki artışa paralel olarak artmadığından, dar gelirliler sürekli yükselen fiyatlar karşısında satın alma güçlerini koruyamıyorlar. Bu durum enflasyonun etkisinin özellikle ücretli emekçiler, günübirlik kazanç sağlayanlar, düzenli gelir sahibi olmayanlar ve özellikle işsizler üzerinde çok daha ağır ve yıkıcı olmasına neden oluyor.
Erdoğan enflasyondaki artışı her ne kadar dış gelişmelere (enerji fiyatlarındaki artış gibi) bağlayarak açıklamaya çalışsa da halkın önemli bölümü asıl nedenin tek adam rejiminin ekonomi politikaları olduğunu bugün geçmişe göre çok daha iyi görüyor. Erdoğan başta olmak üzere, iktidar temsilcilerinin söylemlerinde bir süredir gözlemlediğimiz ekonomik sorunları görmezden gelme ya da hafife alma yaklaşımının bedelini Türkiye ekonomisi ve milyonlarca yurttaş yoksullaşarak ödemek zorunda kalıyor. Önümüzdeki aylarda hem yüksek enflasyon hem de ekonomik durgunluk riskinin artması sadece ekonomik olarak değil, siyasal açıdan da sarsıcı etkiler çıkaracak.
- Asgari ücret stratejisi 05 Aralık 2024 04:54
- Geçinemeyenler 28 Kasım 2024 04:36
- Asgari ücret tartışmaları 14 Kasım 2024 04:36
- 2025 bütçesi üzerine-3 07 Kasım 2024 04:24
- 2025 Bütçesi üzerine-2 31 Ekim 2024 04:38
- 2025 bütçesi üzerine - 1 24 Ekim 2024 04:38
- Hak mücadeleleri 17 Ekim 2024 03:30
- Borç batağında çırpınanlar 03 Ekim 2024 04:42
- Derin sessizlik 19 Eylül 2024 04:33
- Yeni OVP’nin emekçilere vaadi 12 Eylül 2024 04:35
- Kısır döngü 05 Eylül 2024 04:58
- Az çalıştırıp çok sömürecekler 22 Ağustos 2024 04:20