5 Ağustos 2022

Sefalet halka, zenginlik para babalarına

Enflasyon makyajlanmış TÜİK rakamlarına göre yüzde 8O’e -79.60- dayandı. Bağımsız araştırmacılardan oluşan ENAG’a göre ise yüzde 176.04. Enflasyonla birlikte pahalılık da her gün yeni rekor kırıyor, zam sağanağı aralıksız devam ediyor. İktidar çevrelerinin yaz gelince fiyatlar düşecek, vatandaş ucuz sebze meyve alacak propagandalarının da yalandan ibaret olduğu görüldü. Örneğin geçen ağustosa göre patlıcandaki artış yüzde 198.1 -1 kg 4.53 TL’den, 13.50 TL’ye-, salatalıkta ise yüzde 78.09 -6.71 den, 11.95’e, undaki artış ise yüzde 400’ü aştı.

Enflasyon ve pahalılık halk için yoksulluğun yaygınlaşması, sefaletin derinleşmesi demek. Türk-İş’in temmuz araştırmasına göre 4 kişilik ailenin açlık sınırı 6.839 TL’ye, yoksulluk sınırı 22.278 TL’ye yükseldi. Bekar bir çalışanın geçim maliyeti ise 8.929 TL oldu. Asgari ücretle -5.500TL- açlık sınırı arasındaki makas biraz daha açıldı ve 1339 TL’ye yükseldi. İTO ise -İstanbul Ticaret Odası- temmuz enflasyonunu yüzde 99.1 olarak açıkladı. Halk için temel gıda maddelerine ulaşmak imkansız hale geldi.

Halk açlık ve sefalete sürüklenirken bankalar yeni kâr rekorları kırmaya devam ediyorlar. Bankacılık sektörünün bu yılın ilk 6 ayında kârı yüzde 400 arttı. Bu bankacılık sektörün haziran sonu itibarıyla dönem net kârının 169 milyar 145 milyon lira olarak gerçekleştiği anlamına geliyor. Bu dönemde sektörün öz kaynak toplamı yüzde 43.9 artışla 1 trilyon 27 milyar 520 milyon liraya ulaşmış durumda. Halka nas hikayeleri anlatılırken borç olarak ödenen her 100 doların yüzde 43’ü ise faize gidiyor.

KKM -kur korumalı mevduat- hesaplarına halkın sırtından ödenen miktarın faturası da giderek daha fazla ağırlaşıyor. Bu ay sadece şirketlere ödenecek miktar yaklaşık 87 milyar TL olacak. Kâr garantili köprüler, yollar, tüneller, hastaneler, hava limanları vb’nin halkın sırtına yıkılan yükü de hesaba katıldığında, titizlikle örgütlenmiş bir soygun düzeninin makine gibi işlediği görülüyor. İşçi ve emekçi halk sadece aşırı sömürü ile değil, zamlarla, vergilerle de soyulurken, düşük ücrete ve maaşa mahkum edilirken elde edilen gelirler bankaların, para babalarının, büyük patronların kasalarına akıyor.

Bütün bunlar olurken Erdoğan iktidarı halka sabır tavsiye ediyor, pahalılığı dini referanslara dayanarak savunmaya çalışıyor. İktidar her zaman olduğu gibi yine tüm sorumluluğu kendi dışındaki etkenlere atıyor. Kah spekülasyoncular, kah fırsatçı soyguncular, kah karaborsacılar bütün olumsuzlukların sebebi sayılıyor, halkın bilinci bulanıklaştırılmaya çalışıyor. Oysa kapitalizmin krizli ve buhranlı dönemlerinde tıpkı enflasyon, işsizlik, pahalılık gibi etkenlerle birlikte krizleri fırsat bilen bu tür faaliyetlerde artıyor. Ama onlar sorunların nedeni değil, sorunlardan beslenen parazitler olarak işlev görüyorlar ve genel ekonomi içinde küçük bir yer tutuyorlar. İktidarın hedef saptırmak için soğan, patates depolarına, marketlere baskın yaptığını hep birlikte yaşadık ve gördük.

Tüm bunlara karşı halkın öfkesi büyürken tek tek fabrika ve işyeri direnişleri de yaygınlaşıyor. İşçiler ücret artışı, sendikalaşma vb. için direnişe geçiyorlar, krizi yükünün bütünüyle kendi sırtlarına, emekçi halkın üzerine yıkılmasına karşı mücadele ediyorlar. Ama sendikal bürokrasinin engelleyici tutumu birleşik bir mücadele hattının örülmesini engellediği gibi, işçi direnişlerinin yaygınlaşmasını ve daha direngen hale gelmesini de önlemeye çalışıyor. Ancak bardak doldu ve taşma belirtileri gösteriyor. Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi bizde de daha sert bir mücadele dönemine girileceğini öngörmek kesinlikle yanlış olmayacaktır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et