7 Ağustos 2022

Kurt ve turna

Fotoğraf: Pixabay

Bu pazar da sizlere bir hayvan masalı (fabl)  sunuyor, şiirli haftalar diliyoruyoruz...

Hani o hınzır Kurt var ya,

Yerken birgün aşırdığı bir tavuğu,

Saplanıverdi bir kemik parçası boğazına!

Öksürdü, aksırdı ama boşunaydı;

Çıkmıyordu kemik, hep boğazında duruyordu!..

Birkaç gün çektikten sonra bu acıları,

Bir tarlada karşılaştığı o Turna’ya,

Başladı hemen anlatmaya,

Bir bir başına gelenleri;

Soluk soluğa ve yutkuna yutkuna:

“Bak güzel dostum,” dedi Kurt,

Yalvara yakara, Turna denen o kuşa.

“Bana biraz yardım edersen hani,

Çıkarmak için şu boğazımdaki kemik parçasını,

Vereceğim sana benden her istediğini!

Üstelik dostluğumuz da,

Sürüp gidecek sonsuzca!..”

Hiç mırın kırın etmedi Turna:

“Aç bakalım ağzını, dedi,

Göreyim boğazındaki o kemiği.”

Açar açmaz Kurt ağzını,

Kıl çeker gibi tereyeğından,

Çekip çıkarıverdi Turna,

Gagasıyla o kemik parçasını!

Yutkundu Kurt bikaç kez ve bir oh çekti.

Turna da bakıyordu öylece ona...

Ve hiçbir şey söylemeden,

Kurt tam çekip gideceği anda;

- Ne oldu, dedi Turna,

Sözkonusu ücretime?​”

- Ücret mi, yahu durduğun yerde,

Ne demek istiyorsun sen öyle?

Sağ salim çıkardın ya ağzımdan gaganı,

Bu yeterli değil mi sana?

Hani o keskin dişlerimi,

Saplayıverseydim ya boynuna!..

Bunu hiç düşünmedin, değil mi?

Haydi, git işine şimdi,

Şükret bin kez sana dokunmadığıma!”

***

Bazen böyledir yasası işi bitenlerin;

Unutuverirler anında,

Karşılığını her güzelliğin, her iyiliğin...

Evrensel'i Takip Et