Kurt ve turna

Fotoğraf: Pixabay
Bu pazar da sizlere bir hayvan masalı (fabl) sunuyor, şiirli haftalar diliyoruyoruz...
Hani o hınzır Kurt var ya,
Yerken birgün aşırdığı bir tavuğu,
Saplanıverdi bir kemik parçası boğazına!
Öksürdü, aksırdı ama boşunaydı;
Çıkmıyordu kemik, hep boğazında duruyordu!..
Birkaç gün çektikten sonra bu acıları,
Bir tarlada karşılaştığı o Turna’ya,
Başladı hemen anlatmaya,
Bir bir başına gelenleri;
Soluk soluğa ve yutkuna yutkuna:
“Bak güzel dostum,” dedi Kurt,
Yalvara yakara, Turna denen o kuşa.
“Bana biraz yardım edersen hani,
Çıkarmak için şu boğazımdaki kemik parçasını,
Vereceğim sana benden her istediğini!
Üstelik dostluğumuz da,
Sürüp gidecek sonsuzca!..”
Hiç mırın kırın etmedi Turna:
“Aç bakalım ağzını, dedi,
Göreyim boğazındaki o kemiği.”
Açar açmaz Kurt ağzını,
Kıl çeker gibi tereyeğından,
Çekip çıkarıverdi Turna,
Gagasıyla o kemik parçasını!
Yutkundu Kurt bikaç kez ve bir oh çekti.
Turna da bakıyordu öylece ona...
Ve hiçbir şey söylemeden,
Kurt tam çekip gideceği anda;
- Ne oldu, dedi Turna,
Sözkonusu ücretime?”
- Ücret mi, yahu durduğun yerde,
Ne demek istiyorsun sen öyle?
Sağ salim çıkardın ya ağzımdan gaganı,
Bu yeterli değil mi sana?
Hani o keskin dişlerimi,
Saplayıverseydim ya boynuna!..
Bunu hiç düşünmedin, değil mi?
Haydi, git işine şimdi,
Şükret bin kez sana dokunmadığıma!”
***
Bazen böyledir yasası işi bitenlerin;
Unutuverirler anında,
Karşılığını her güzelliğin, her iyiliğin...
Evrensel'i Takip Et