10 Ağustos 2022 04:25

Erdoğan’ın cemevi ziyareti ve laik ve demokratik Türkiye mücadelesi

Erdoğan Cemevi ziyareti sırasında

Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA

Paylaş

Günlerdir; “Erdoğan bir cemevini niçin ziyaret edecek?”, “Kim davet etti, kim neden bu ziyarete karşı?”, “Seçime doğru giderken bu ziyaret bir seçim yatırımı mı?”, “Tek adam yönetimi yeni bir Alevi açılımı hamlesine mi hazırlanıyor?” gibi sorular etrafında tartışılan Erdoğan’ın Ankara Hüseyin Gazi Cemevi ziyareti, önceki gün akşam saatlerinde yapıldı.

Altı üstü bir ziyaret, üstelik de Aleviler için kutsal bir gün olan Muharrem 10’da yapılacağı önceden ilan edilen ziyaret elbette ki normal koşullarda, hiç de haber değer taşımayabilirdi. Çünkü halkın bir kesimi için kutsal olan bir günde Cumhurbaşkanın böyle bir ziyaret yapması, hele de daha 10 gün önce üç cemevi, bir Alevi derneği, arkasından da Alevi Vakıfları Federasyonu İkinci Başkanı ve Kartal Cemevi Başkanı Selami Sarıtaş saldırıya uğramışsa, bu saldırılara bir tepki, bir geçmiş olsun ziyareti olarak görülebilirdi. Ama Türkiye uzunca bir zamandan beri “normal bir siyasi iklim”de değil. Hele de Cumhurbaşkanı cemevlerini ibadethane olarak görmediğini her fırsatta dile getirip, bununla da kalmayarak bu görüşünü sıkça “Müslümanların ibadethanesi camidir. Cemevleri kültür evidir” sözleriyle yineleyerek Alevilerle cepheden karşı karşıya gelmekten çekinmiyorsa, eğitimin Sünnilik temelinde dinileştirilmesi programı çerçevesinde sürekli yeni adımlar atılıyorsa, Alevilere yönelik açık ve örtülü saldırılar sürüyorsa, Erdoğan’ın cemevi ziyareti sıradan bir ziyaret olmaktan çıkıp, laikliğin ve demokrasinin ne olup olmadığının da yeniden tartışıldığı bir ziyarete dönüşmeyi hak etmektedir.

Nitekim; bir haftadan beri, Alevilerin ibadethanesi olan cemevinin ibadethane görüntüsü Mamak Belediyesi ve AKP il yöneticilerinin de yardımlarıyla yeniden dizayn edilerek ortadan kaldırılmış, yerine Sünni değerlerin öne çıkarıldığı bir “kültür evi” görünümü kazandırılmıştır! 

Bu siyasi tartışmalar eşliğindeki cemevi ziyaretine, davetlilerin GBT kontrolü ve PCR testinden geçirilerek toplantıya alınmalarıyla tüy dikilmiştir! 

BU ZİYARETLE ERDOĞAN NEYİ AMAÇLAMIŞ OLMALI? 

Bu ziyaretle Erdoğan ve bu ziyareti organize edenler, bir taşla birkaç kuş birden vurmayı amaçlamış görünmektedir.

Nitekim böylece; 

-    AKP propagandası “Bakın Cumhurbaşkanı cemevlerine saldırıya, 10 Muharrem’de, Aleviler için kutsal bir günde bir cemevine giderek tepki göstererek saldırılara doğrudan ve açıkça karşı çıkmıştır” diyerek Aleviler içinde Erdoğan’a yönelik sempati artırmak için atılacak adımlara yeni bir dayanak oluşturma amaçlanmış görünmektedir. 

-    Bu ziyarete kaş çatarak karşı çıkacak tarikat ve cemaatlere, “Bakın biz cemevini bir ‘kültür evine’ dönüştürerek cemevlerini ibadethane olarak görmediğimizi bir cemevinden ilan ettik. Onlara taviz vermedik, tersine onları bizi bizim istediğimiz bir mizansen içinde karşılamak zorunda bıraktık” diyerek kendi içlerindeki birliği yenileyip güçlendirebileceklerdir. 

-    Ziyaret böyle organize edilerek, bu ziyaretten fayda umacak çevreleri, cemevinin içinin yeniden düzenlenmesinin sorumlusu vakıf başkanını haklı bulanlarla; ziyaretle ilgili karar verilmesinde vakıf ve cemevi yönetiminin baypas edilmesine karşı çıkanlar, daveti reddeden dedeler ve çevreler arasında yeni bir tartışma, hatta bölünmeler için nifak tohumu ekildiği görülmektedir.

Dolayısıyla Erdoğan, pek adeti olmadığı halde hiç konuşmadan yaptığı bu ziyaretle, seçim öncesinde herhalde kendisi açısından “kârlı” bir ziyaret yapmıştır.

TARTIŞMALAR LAİK VE DEMOKRATİK TÜRKİYE MÜCADELESİNE BAĞLANMALI

Evet Erdoğan açısından “kârlı” olan bu ziyaret olmuş bitmiş görünse de Alevilerin “eşit yurttaşlık hakkı” etrafındaki taleplerinin yeniden gündeme getirilmesi, laik ve demokratik Türkiye mücadelesi taleplerinin yinelenmesi ile Erdoğan’ın kazanımları “kayba” dönüşebilir.

Erdoğan’ın cemevlerini ziyaretine karşı çıkarak, ziyareti protesto eden Hüseyin Gazi Cemevi Derneği yaptığı yazılı açıklamada, 

“Bu ziyaretin bilgimiz dışında gerçekleştiğini ve bireysel kararla dergâhımızı siyaset oyununa alet eden Vakıf Başkanı’nı protesto ettiğimizi kamuoyuna duyururuz” diyerek; “Biz Yönetim Kurulu olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın Cemevi ziyareti sırasında orada olabilseydik, kendisine şu sorunlarımızı ve taleplerimizi yüz yüze dile getirecektik” cümleleriyle taleplerini sıraladı:

-    Yargı kararlarına uyularak, inanç ve ibadetlerimizi yerine getirdiğimiz cemevlerine ibadethane statüsü ve diğer ibadethanelere uygulanan kamusal ayrıcalıklar tanınmalı.

-    AİHM kararları doğrultusunda zorunlu din dersleri uygulamasına son verilmeli.

-    Alevi-Bektaşi köylerine maddi manevi cebirle cami yapılması uygulamasına son verilmeli ve imamlar geri çekilmeli.

-    Devletçe el konulan Alevi-Bektaşi dergâhları ve inanç merkezleri Alevi-Bektaşi toplumuna devredilmeli.

-    Madımak Oteli ‘utanç müzesi’ olmalı.

-    Kamuda işe alımlarda ve görevde yükselmede ayrımcılığa son verilmeli. 

Bu talepler elbette Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması, eğitimin dinileştirilmesi girişimlerine son verilerek demokratik-laik eğitim talepleriyle de birleştiğinde sadece Alevilerin değil, laik ve demokratik Türkiye mücadelesinde tüm halkın talepleri olarak biçimlenecek taleplerdir. 

Yeter ki, ülkemizin demokrasi güçleri bu gelişmeleri halk yığınları arasında tartışmaya açarak, tek adam yönetiminin amaçlarını teşhir etmeyi başarabilsin!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa