Şirketlerin onarım düşmanlığı ve elektronik atıklar
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/215946.jpg)
Fotoğraf: Maruf Rahman/Pixabay
Bir çıkış almak için o güne kadar sorunsuz çalışmakta olan yazıcınızın başına gittiğinizde “Yazıcınızın içindeki bir parça ömrünü tamamladı. Tamir gerekiyor.” mesajı ile karşılaşıp o anda yazıcınızın işlevsiz bir hurdaya dönüştüğünün ayırdına varmak hoş olmasa gerek. Peki ya bu mesaj yazıcınızın işlerlik durumundan bağımsız olarak belirli bir kullanım miktarından sonra verilmeye programlanmışsa? Yani çalışır halde olan yazıcınız üreticisi tarafından devre dışı bırakılıyorsa bunu nasıl yorumlamak gerek?
Yukarıda bahsettiğim hayali bir senaryo değil, birkaç hafta önce Mark Tavern ve eşinin başlarına gelen gerçek bir vaka. Epson’un da kendi web sayfasında doğruladığı üzere söz konusu tamir mesajı yazdırma sırasında fazla mürekkebi toplayan yastıkların “ömrünü tamamlaması” ile alakalı. Epson’un konuya dair çözümleri ise tamir işlemine dek kendi sitelerinden indirilebilecek sadece Windows’ta çalışan bir yazılımla yastık durumunu sıfırlamak, Epson destek ekibine ulaşmak, cihazı resmi onaylı bir tamirciye götürmek ya da cihazı Epson geri dönüşüm programına vermek. Bu ilgili sayfanın yakın zamanda güncellenmiş hali. Aynı sayfanın 23 Temmuz tarihli arşiv kaydına baktığımızda Epson size “yazıcınızın diğer parçalarının da eskimiş olabileceğini” ve “çoğu kullanıcının yazıcılarını yenilemeyi tercih ettiğini falan anlatıyor. Epson’un, Avrupa Birliği uzantılı ilgili servis sayfasına göre ise bu yastıklar ömrünü tamamladığında yazıcıdan mürekkep sızıntısına yol açabiliyor ve bu mürekkep sızıntısı hem çevreye zarar veriyor hem de yangın ya da elektrik çarpması gibi sıkıntılara yol açabiliyor. Yazıcının yoğun ya da az kullanılmış olmasına bağlı olarak buharlaşma gibi sebeplerle ciddi şekilde değişebilecek mürekkep yastığı doluluğunu Epson’un nasıl hesapladığı ya da yastıkların gerçekten dolu olup olmadığı bile meçhul aslında. Ne kadar da bizi ve çevreyi sevip koruyan bir şirket değil mi?
Bu tip uygulamalarda Epson yalnız değil. Pek çok elektronik ürün üreticisi satın aldığınızı ve dolayısıyla üzerinde her hakkınız olduğunu düşündüğünüz cihazlara bir kontrat karşılığında süreli olarak kullanıyormuşsunuz muamelesi yapıyor. Kendi satış, sarf malzeme ve bakım giderlerini garantiye almak için de çeşitli elektronik bariyerler ve tedbirler “satın aldığınız” cihazlara bilginiz dışında ekleniyor. Satın alırken yazıcının böyle devre dışı kalabileceğinden alıcının bilgisi olsa o yazıcıyı satın almak ister miydi?
2017’de 17 yaşında bir Reddit kullanıcısının ortaya çıkardığı, daha sonrasında Primate Labs’ın testleri ile kanıtlanan Apple’ın bataryası eskiyen iPhone’ları gizlice yavaşlatması skandalını hatırlayın. Ortaya çıkartılmasa acaba kaç kullanıcı daha bataryasını değiştirip bir süre daha aynı cihazla yola devam etmek yerine yeni iPhone alacaktı?
2019 yılında 53,6 milyon ton elektronik ürün çöpe gitti. Çöpe giden elektronik ürün miktarının 2022’de 59,4 milyon tona, 2030’da ise 74,7 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor. 2019’da düzgün bir şekilde geri dönüşümle geri kazanılan elektronik atık miktarı ise sadece yüzde 17,4 idi. Çöpe giden elektronik hurdaların ne kadarı yeniden kullanıma kazandırılabilirdi? Ne kadarı başka geri dönüşüm mekanizmalarında değerlendirilebilirdi? Denkleme şirketler ve kârlılık girince bu soruların yanıtları anlamsızlaşıyor elbette. Yeni yazıcı, yeni telefon, yeni ıvır zıvır şirketler için eski cihazınızı az bir çaba ile çalışır hale getirmekten kârlı. Yoksa ton başına altın cevherinden daha fazla altın içeren, her milyon tonunda yaklaşık 24 kilo altın, 16 bin kilo bakır, 350 kilo gümüş ve 14 kilo paladyum içeren cep telefonu hurdalarını; çeşitli şekillerde yeniden kullanılabilecek ya da yeniden işlenebilecek her türden elektronik hurdayı şirketler çöplüklerde ve fırınlarda yanmaya bırakır mıydı?
Evrensel'i Takip Et