Bir ‘aydınlanma’ hikayesi
Kapak: Under The Banner of Heaven
Dustin Lance Black, Hıristiyanlığın katı bir yorumu olan Mormon cemaati içinde büyümüş, çocukluk yıllarından başlayarak cinsel yöneliminin onu cehenneme götüreceğini düşünerek suçluluk duymuş bir isim. İnançları ve ailesiyle yüzleşip kendi yolunu çizmeye karar verdiğinde, bunun bir emaresi olarak çekti belki de iki erkeğin aşkını anlatan “The Journey of Jared Price”ı. Ama onu asıl tanıdığımız filmler, 2009’da senaryo Oscar’ı kazandığı Gus van Sant’ın yönetitği “Milk” ve Clint Eastwood’un çektiği “J. Edgar” filmlerini kaleme alması oldu.
Duntin Lance Black, kendi aydınlanmışının izini sürüyor ve bunu insanlarla paylaşma ihtiyacı hissediyor gibiydi. Kısa süre önce Disney +’da gösterilmeye başlayan dizisi “Under the Banner of Heaven” ise içinden çıkıp geldiği karanlığı gösteriyor bizlere sanki. Hiç lafı uzatmadan 2022’nin en iyi dizilerinden birisi olduğunu söylememiz gereken yapım, “Seven”, “Zodiac” ve “True Detective” gibi polisiyeleri sevenleri çok mutlu edecektir. Ama burada yalnızca polisiye değil aynı zamanda sosyolojik bir bakış da söz konusu. Çünkü yaratıcısı bu kez içinden çıktığı cemaate bakıyor.
1980’lerin başı olduğunu anladığımız bir zamanda ABD’nin Utah eyaletinde geçiyor dizi. Mormonlar için ‘vaat edilmiş topraklar’ olan bu eyalette, küçük bir kasabada polistir kahramanımız Jeb Pyre. Hemen herkes gibi o da Mormon öğretileriyle büyütülmüş, bu cemaatin parçası olmanın, erdem ve mutluluk getirdiğine inandırılmıştır. Bir ihbar üzerine Amerikan yerlisi ortağı Taba ile gittikleri evde dehşetle karşılaşırlar. Genç bir anne ve birkaç aylık bebek vahşice öldürülmüştür. Önceleri, basit bir kıskançlık, sıradan bir hırsızlık gibi algılanan bu cinayet, soruşturma ilerledikçe çetrefilli hal almaya başlar.
Bölgede sözü geçen ve Mormon inancına olan sadakatleriyle bilinen Lafferty ailesinin gelini ve torunudur öldürülen. Soruşturma ilerledikçe oklar aileyi, hatta radikal dinci bir cinayet ihtimalini işaret etmeye başlar. Tam da bu noktada emniyet, kilise, yerel yönetim ve tabii ki cemaatin baskısı çöker Jeb’in üzerine. Soruşturma dinsel alana kaydıkça kahramanımızın inancını sorgulaması da derinleşir. Bundan kaçmak istese de başaramaz. Öldürülen genç kadının eşi, çocuğun babası ve katil zanlısı Allen Lafferty ile yaptığı sohbetler onu Mormon inancının kuruluş yıllarına götürür ve başka türlü sorular beraberinde gelir. Hayatını üzerine inşa ettiği inancının daha kuruluşta oldukça radikal unsurlar taşıdığını, kadınlara, çocuklara bakışında sorunlar olduğunu dehşetle fark eder.
Öte yandan kahramanımızın sorgulamaları bir yanda, işin polisiye tarafı da diğer yanda ustaca işleniyor. Katillerin kim olduğu sorusu değil yalnızca Duntin Lance Black’in önceliği. Hatta bir süre sonra bu açık bile ediliyor. Asıl olarak motivasyonlarının ne olduğu ve bunun Mormonluk içindeki kaynaklarını gözler önüne sermeye çalışıyor dizi. Bunu da çarpıcı bir şekilde başarıyor.
“Under the Banner of Heaven”, ustaca işlenmiş Andrew Garfield, Sam Worthington, Daisy Edgar-Jones, Gil Birmingham başta olmak üzere ustaca oynanmış bir yapım. Her ne kadar ödül sezonunda görülmemiş olsa da, bu türü seviyorsanız siz mutlaka görün derim.
- Zamanı eğip bükmenin şehveti 21 Aralık 2024 04:15
- Uçucu bir peri masalı 02 Kasım 2024 04:15
- Altın Koza ve kronik festival problemleri 05 Ekim 2024 04:30
- Dibini görmeyen... 31 Ağustos 2024 04:25
- Silahlı kuvvetler sermayeye hükmetmeye yelteniyor! 10 Ağustos 2024 04:50
- ‘The Boys’ evreni nasıl kuruldu? 03 Ağustos 2024 04:15
- Roma’nın gurbet kuşları! 27 Temmuz 2024 04:25
- En güzeli uzaktan sevmek belki… 20 Temmuz 2024 04:42
- Analardır, adam eden adamı! 13 Temmuz 2024 04:40
- Amerika kimin rüyası? 06 Temmuz 2024 04:46
- Türkiye’nin film festivali rejimi 11 Mayıs 2024 04:15
- Müslüm’ün yapımcısından: Amy Winehouse! 04 Mayıs 2024 04:37