İlim Yayma Cemiyeti’nin hikayesi Erdoğan’ın hikayesidir

Recep Tayyip Erdoğan fotoğrafı: AA & İlim Yayma Cemiyeti kurumsal logosu
Balıkesir Burhaniye’de düzenlenmesi planlanan Zeytinli Rock Festivali’nin, İlim Yayma Cemiyeti’nin (İYC) festivali hedef alan bildirisi üzerine yasaklandığı konuşulurken, festivale izin vermeyen Burhaniye Kaymakamı İlyas Memiş’in geçtiğimiz yıl İYC’nin şube ve kitap kafe açılışına katılması gündeme geldi. Memiş, göreve başladıktan kısa süre sonra, İYC Burhaniye Şubesi Başkanı Sadrettin Küçükkaya ile beraberindeki heyeti makamında ağırlamış ve ziyaret Burhaniye Kaymakamlığı’nın Facebook hesabında yer almıştı.
Bazen çeşitli biçimlerde haber olan Cemiyet, kendisini genellikle şöyle savunur: “İlim Yayma Cemiyeti, ‘Cemiyetimiz hiçbir cemaat ya da tarikat oluşumuyla bağı olmayan sivil toplum kuruluşudur. Zaman zaman medya organlarına yansıyan ve cemiyetimizi farklı oluşumlarla irtibatlandırmaya çalışan maksatlı haberler gerçeği yansıtmamaktadır.’ açıklamasını yaptı.” (Anadolu Ajansı, 06.09.2019) Aynı açıklamada şu vurgu da yer alıyor: “Cemiyete gerçekleştirdiği üstün hizmetlerden dolayı 29 Mayıs 1996’da Cumhurbaşkanlığı tarafından şükran plaketi verildiği belirtildi.”
Yani, Milli Görüş Geleneği’nden gelen Abdullah Gül ya da Recep Tayyip Erdoğan yerine merkez sağı temsil eden Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde verilen plaketi kanıt göstererek ‘akıllılık’ yapılıyor. Ama bir açıklamada söylenenler kadar, söylenmeyenler de önemlidir. Hatta haber bazen orada gizlidir. Bu açıklamada laikliğe vurgu yapan, laik bir bilim anlayışını savunan tek bir ifade yok.
Bu yazı için bilgisayarın başına oturmadan önce, bir teyit için aradığım siyaset bilimi hocası iken üniversiteden ihraç edilen bir akademisyen tam bu nokta açısından önemli bir tanıklığını paylaştı. Bir Anadolu kasabasında, İlim Yayma Cemiyeti üyeleri, dindar olmayan bir esnafı da ziyaret edip bağış istemiş ve almış. Yani bu ‘ilim’ vurgusu, dindar olanlarla olmayanlar arasında kolay geçiş sağlamaya imkan veriyor. Şahane (!)
11 Ekim 1951’de kurulan ve 6 gün sonra İstanbul’da ilk imam hatip okulunu açan Cemiyet, 100’ü aşkın imam hatip lisesinin açılışına öncülük etmiş bir yapı.
16 Şubat 1969 tarihinde İstanbul Taksim Meydanı’nda ABD’nin 6. Filo’sunu protesto için 76 gençlik örgütünün toplandığı sırada devreye girerek, Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan adlı gençlerin bıçaklanarak öldürülmesinde yer alan örgütler içinde Komünizmle Mücadele Derneği ve Milli Türk Talebe Birliği ile birlikte İlim Yayma Cemiyeti de vardı. Tarihçi Feroz Ahmad’in, “organize bir faşist şiddet örneği” olarak nitelendirdiği olay yakın tarihimize “Kanlı Pazar” olarak geçmiştir. Komünizmle Mücadele Derneği fikriyatı devletin şiddetine içkin olarak yaşamaya devam etti ve Milli Türk Talebe Birliği kadroları Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı dahil birçok kilit görevde yer aldı. İlim Yayma Cemiyeti ise, kendisini ‘sivil toplum örgütü’ olarak adlandırsa da, AKP döneminde iyice palazlanarak çoğu resmi kurumdan daha örgütlü ve yaygın hale gelmiş bir yapı.
Bu nedenle Zeytinli Rock Festivali’nin yasaklanmasında bu cemiyet ile kaymakamlığı yan yana görmek tesadüf değil. Başka bir örnek verelim. Kürt sorununda barışın tesisi için adım atılması çağrısı içeren “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan Barış Akademisyenleri arasında üniversiteden grup halinde ilk tasfiye dalgası Kocaeli Üniversitesi’nde yaşanmıştı. Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, barış bildirisine destek olan akademisyenler için “gereğinin yapılacağını” söylemiş ve “Söz konusu devletin birliğiyse akademik özgürlük olmaz” ifadelerini kullanmıştı. Barış akademisyenlerinin ihraç edildiği Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü web sitesinde şöyle bir ziyaret haberi yer aldı: “Kocaeli İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Feyzi Utaş ve Yönetim Kurulu üyeleri, Rektörümüz Prof. Dr. Sadettin Hülagü’ye hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Rektörümüz Prof. Dr. Hülagü, Başkan Utaş ve Yönetim Kurulu üyelerine nezaketleri dolayısıyla teşekkür etti.” (20 Aralık 2018)
Özet olarak karşımızda basit bir dernek yok. Sağ iktidarlar döneminde güçlü destekler görmüş, bugün Türkiye’nin dört bir yanındaki şube sayısı 179’a ulaşmış, çoğu üniversite ve bir kısmı ortaöğretim olmak üzere 191 kız ve erkek öğrenci yurdu olan, belki birçok kaymakam ve bürokratın öğrencilik dönemlerinde yurtlarında kaldığı, burs aldığı devasa bir yapı. Sitesinde belirttiği gibi Uluslararası İmam Hatip Lisesi bile var: “Cemiyetimizin ev sahipliğini yaptığı Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesinde okuyan 60 farklı ülkeden gelen 240 uluslararası öğrenci aracılığıyla İmam Hatip etkisinin farklı coğrafyalarda da hissedilmesine imkan sağlanmaktadır.”
İYC’nin sitesinde video haline getirilmiş tarihçeden, Erdoğan’ın fotoğrafı ile sunulan bir bilgi şöyle: “İmam Hatip Liselerinin 43. kuruluş yıldönümü toplantısında İBB Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, haziruna hitap ediyor.”
Video şu ifadelerle son buluyor:
“Türkiye’nin Cemiyeti: İlim Yayma Cemiyeti’nin hikayesi aslında Türkiye’nin hikayesidir.
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Başkanı”
Hikaye uzun. Bu yazıyı noktalarken vurgulayalım. Bu söz, sahibinin özlem duyduğu bir Türkiye’nin hikayesi olabilir ama bu hikayenin laikliği, laikliğe dayalı bir bilim ve demokrasi anlayışını esas alan Türkiye’nin hikayesi olamayacağı aşikar.
İLGİLİ HABERLER

Zeytinli Rock Festivali'nin iptaline yapılan itiraz reddedildi

Evrensel'i Takip Et