Çip savaşları niye önemli?
Geçtiğimiz haftalarda dünya gündemini Tayvan meşgul etti. ABD Temsilciler Meclisi Sözcüsü Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret etmesini kendi egemenliğine bir tehdit olarak algıladığını ilan eden Çin, ilk önce Tayvan karasularında askeri tatbikat yaptı, sonra “kaçak eyalet” Tayvan’la anakaranın bütünleşmesine dair yeni bir politika belgesi yayımladı. Bu politika belgesi çoğunlukla öncekilere benzese de, ada yurttaşlarının kendi kaderlerini tayin hakkına saygı gösterileceği ibaresinin olmaması askeri bir müdahalenin bu krizde olmasa da birkaç yıl içinde olabileceği yorumlarına neden oldu. Bu meseleye karar vermek için ekimdeki Parti Kongresi’nden Devlet Başkanı Xi Jinping’in ne kadar güçlenerek çıkacağına bakmak gerek. Çinli akademisyenler şimdiden, Tayvan askeri yöntemlerle anakaraya bağlansa bile yetmiş senedir bağımsız yaşamış adanın Hong Kong gibi kontrol altına alınmasının zorluğuna dikkat çeken raporlar yayımlamaya başladı.
Tayvan’ın Çin ve ABD arasındaki küresel güç savaşına etkisiyse askeri müdahale durumunda bir sıcak çatışmaya dönüşür mü bilinmez ama şu aşamada, ekonomik ve teknolojik alanda zuhur ediyor. Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin çok da göz önünde tutulmayan bir parçası, Tayvan çip (yarı iletken) sanayinin önde gelen sermayedarlarıyla buluşup onlara Çin-ABD ticaret savaşının bu sektörde ABD-Tayvan iş birliğinin piyasa egemenliğini etkilemeyeceğine dair güvence vermesiydi. ABD Temsilciler Meclisi, ağustos başında tatile girmeden önce, Pelosi sektörün önde gelenlerini Çin’e değil ABD’ye yatırım yapmaya teşvik edecek bir mali destek programını onaylatmıştı. Pelosi’nin kendi ailesinin de bu sektörde borsa yatırımları olduğu için bu teşvikler Amerikan kamuoyunda hayli tartışma yaratsa da Çinli çip üreticileri buna yine de hazırlıksız yakalandı ve borsa değerleri düştü. Bunun üzerine, Xi hükümeti tam da Tayvan krizinin ortasında kapsamlı bir yolsuzluk soruşturması açtı ve ABD rekabetini öngörememenin müsebbibi görülen birçok üst düzey yöneticiyi görevden aldı. Yani, çip dünyasında sular dalgalı.
Çipler ve çip savaşını kimin kazanacağı niye önemli? Çipler, yani yarı iletkenler, dünyanın en önemli ve en büyük sanayi sektörlerinden biri ve biz fark etmesek de günlük hayatımızın büyük bir bölümünü etkiliyor. Yarı iletken tedarik zincirinde meydana gelen herhangi bir sorunun cep telefonlarımız, bilgisayarlarımız, arabalarımız, ev aletlerimiz ve diğer yaygın endüstriyel ürünlerimiz üzerinde zincirleme etkileri olur ve olmakta. Örneğin, Türkiye’de birkaç yıl önce çipli pasaporta geçildi ama son iki yıldır pandemi ve Çin-ABD çip savaşları yüzünden yaşanan arz açığı yüzünden şu anda yeni pasaportlar için yeterli çip yok. Pasaportlarını yeniletmek isteyen yurttaşlar ya aylarca beklemek ya da Ankara’ya gidip Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünü işinin acil olduğuna bizzat ikna ederek aynı gün bastırtmak zorunda.
Çip tedarik zinciri, dünyadaki en karmaşık sistemlerden biri. Tipik bir yarı iletken üretim süreci binden fazla adımı ve birçok ülkeyi içeriyor. Tasarım, üretim ve paketleme/dağıtım aşamalarında, nihai ürün müşteriye teslim edilmeden önce, ürün uluslararası sınırları 70 defadan fazla geçebilir. Çünkü, her aşama kendi içinde uzmanlık gerektiriyor ve ABD, Güney Kore, Japonya, Avrupa, Tayvan, Çin ve Güneydoğu Asya tedarik zincirinin değişik aşamalarını tekeline almış durumda.
Değişik teknolojilerde kullanılan analog, hafıza, çekirdek çipler gibi yarı iletken tiplerini ABD, Güney Kore, Avrupa tekeline almış durumda. Bir de bu aşamalarda sermayenin dağılımı hususu var elbette. Örneğin, en büyük çip yazılımı şirketlerinden biri İngiliz ama yakın zamanda bir Japon bankası hisselerinin çoğunu satın aldı. Çin, çip tasarımı aşamasında hâlâ bu şirketlerin gerisinde; üstelik, ABD’nin tekelinde olan çekirdek IP çiplerine bağımlı durumda.
Çiplerin üretilmesi aşamasında Çin, ABD, Singapur gibi ülkelerin şirketleri de var ama temelde Tayvanlı TSMC şirketi ve Güney Koreli Samsung şirketi bu pazarı kontrol ediyor. TSMC, kendi başına piyasanın yüzde 54’ünü elinde tutuyor. Amerikalı şirketler, bu Asyalı şirketlerle rekabet etmek yerine iş birliğine girmeyi tercih ettiler. Örneğin, ABD ve Tayvan arasında tasarım ve üretim aşamalarında iş birliği var ve Pelosi’nin ziyareti tam da bununla ilgiliydi, çünkü tasarım aşamasında güçsüz olan Çin’in rekabet etmek istediği alan üretim. Üretim aşamasının tekelini Tayvan’dan almaya çalışan Çin için önemli bir engel de, Çin-ABD ticaret savaşlarının Çin’in üretim aşamasında önemli bir teknolojiyi bu alanda tekel olan Hollandalı ASML şirketinden almasını engellemesi.
Üretim aşamasında engellenen Çinli şirketler son yıllarda paketleme ve dağıtım aşamasına yönlendiler. Paketleme aşaması silikon devre levhaların aletlerde kullanılabilecek küçüklükte kesilip, çalışıp çalışmadığının kontrol edilmesi anlamına geldiği için yine de teknoloji gerektiren bir aşama. Çin ayrıca yarı iletken yapımında gerekli olan hammaddelerin tedariğinde de kısmi bir tekel sağlamış durumda. Değişik çip modelleri olduğunu söylemiştik, Çin bunlardan biri için gerekli olan polislikonun yüzde 70’ini sağlıyor. Yarı iletken üretim sürecinde gerekli olan gazlar için de adreslerden biri Çin. Çip hammaddesi pazarında Çin’in dışında ABD, Fransa, Almanya, Japonya gibi ülkeler var ve tam bir tekelleşme yok.
Sonuç olarak, küresel yarı iletken tedarik zinciri oldukça uluslararasılaşmış olsa da, zincirin kimi aşamaları az sayıda ülke tarafından kontrol edilmekte. Bazı aşamalarda, tek ülkenin şirketleri pazarın yüzde 50’sinden fazlasını ve hatta yüzde 90’ınını kontrol edebiliyor. Ama bu teknoloji çok hassas ve süreç çetrefilli olduğu için özel sermaye bu alana yatırım yapmayı riskli buluyor. Bu yüzden, bu sanayi devletler tarafından destekleniyor. Çiplerin savunma sanayi ve siber savaşlardaki önemiyle de birleşince, yarı iletken sanayi bir ulusal çıkar unsuru haline geliyor. Dolayısıyla, Çin ve ABD arasındaki küresel egemenlik mücadelesinin uzun vadede Tayvan adasının statüsünden çok, her iki ülkenin de tekeline almaya çalıştığı küresel dijital dönüşümün ekonomi politiği üzerinden cereyan etmesi muhtemel.
- Çin ve Türkiye Suriye’de karşı karşıya gelir mi? 10 Aralık 2024 05:07
- 'Pekin Adamı’nı kim kaybetti? 26 Kasım 2024 06:50
- Trump kime karşı? 12 Kasım 2024 05:00
- BRICS'i birleştiren nedir? 29 Ekim 2024 12:33
- Avrupa Küresel Geçit'te yol ayrımında 22 Ekim 2024 05:00
- Çin ekonomisi batıyor mu, batırıyor mu? 08 Ekim 2024 04:45
- Maymun Kral çıplak 17 Eylül 2024 05:00
- Kuryeler örgütlenebilir mi? 03 Eylül 2024 04:55
- Amerikan seçimlerinde Çin faktörü 20 Ağustos 2024 05:06
- Çin, Haniye suikastını nasıl yorumluyor? 06 Ağustos 2024 05:00
- Türkiye, ne AB’ci ne Çin’ci olabilir mi? 23 Temmuz 2024 05:10
- Çin'in artan öz güveni 02 Temmuz 2024 04:31