Kuşaktan kuşağa aktarılan kin ve şiddet
Fotoraf: Amrei-Marie/Wikimedia Commons (CC BY-SA 3.0)
Adı Hadi Matar. 24 yaşında. Geçtiğimiz cuma günü Amerika Birleşik Devletleri’nin New York Eyaleti’nde 75 yaşındaki ünlü yazar Salman Rüşdi’yi bıçaklayan saldırgan. Evet, 24 yaşında bir genç 75 yaşındaki bir yazarı öldürmek istedi. Rüşdi ben bu yazıyı kaleme alırken yaşam mücadelesini sürdürüyordu. Her ne kadar solunum cihazından çıkıp ölüm riskini atlatmış olsa da gelen haberler çok parlak değil. Yazarın bir gözünü kaybettiğine kesin gözüyle bakılıyor. Rüşdi, düşüncelerinden ötürü neredeyse yaşamından oluyordu.
Tekrar edelim, 24 yaşında bir genç, 75 yaşındaki bir yazarı öldürmek istedi. Neden? Siyaset sosyolojisi ve siyaset psikolojisi başta olmak üzere sosyal bilimler toplumsal olayları anlamaya çalışır ve neden sorusunu sorar. Bu saldırıda da “neden” sorusunu sormak toplumların geleceği açısından bir o kadar önemli. Bu saldırı, Salman Rüşdi’nin 1988 yılında yayımlanan Şeytan Ayetleri kitabında peygambere hakaret ettiği gerekçesiyle tasarlandı. Ancak “neden sorusuna verilecek yanıt sosyal bilimler açısından bunun çok ötesinde olmak durumunda. O nedenle soruyu bir adım öteye taşımamız lazım. Yayımlandığında henüz hayatta bile olmayan, ancak on yıl sonra dünyaya gelen, Hadi Matar’ın kin ve nefreti nereden besleniyor? Matar acaba bu kitabı okumuş mudur? Kitabı okuyup okumadığını bilmiyoruz. Bildiğimiz, bir insanın düşüncelerinden dolayı yaşamına son vermek isteyecek kadar gözünün dönmüş, kin ve nefretle beslenmiş olduğu. Önceki kuşaklardan aktarılan kinini biliyoruz. O kin, kitabın farklı dillerde yayımlanmasını mümkün kılan çevirmen ve yayıncıları da otuz yılı aşkın bir süredir hedef alıyor. Fransız Libération gazetesinin haberine göre, kitabın yayımlanmasına tepki olarak şimdiye kadar çoğu Salman Rüşdi karşıtı eylemlerde olmak üzere, kitabı başka dillere çevirenler dahil 59 kişi öldürüldü. Rüşdi on yıl boyunca gizlilik içinde ve koruma altında yaşamını sürdürmek zorunda kaldı.
Siyasal radikalleşmenin çok sayıda nedeni var. Ailevi nedenler, eğitim koşulları, yaşanılan dönemin etkisi, örgütlerin özellikleri, stratejileri, siyasal belleği inşa yöntemleri… Siyasi kutuplaşmanın keskinleştiği ve düşmanlık politikalarının arttığı dönemlerde radikalleşme de artar. Düşünce ve farklılıklara tahammülün düştüğü dönemlerde, katliamlar ve cinayetlere uygun zemin de daha kolaylıkla oluşur. İçinden geçtiğimiz dönem de bu özellikleri fazlasıyla taşıyor.
İran’da Humeyni’nin 1989 yılında Rüşdi ile birlikte kitabın yayımlanmasında rolü olanlara ilişkin yayımladığı ölüm fetvası dünden bugüne radikal İslamcıların saldırılarının dayanağını oluşturuyor. Otuz yılı aşkın bir tarihi olan Humeyni fetvası, 2017 yılında İran’da radikal dini bir örgütün Salman Rüşdi’nin başına üç milyon dolar ödül koymasıyla güncellenmiş oldu. Ayrıca, son yıllarda uluslararası alanda yaşanan gelişmeler, İslami radikalleşme, Selefiliğin yükselişi gibi faktörler de bu tür saldırılara zemin hazırladı.
Saldırıdan sonra yapılan incelemelerde, Hadi Matar’ın İran rejimine ve Lübnan Hizbullah’ına fanatik düzeyde bağlılığı sosyal medya hesaplarından tespit edildi. Zaten İran’daki aşırı muhafazakâr bir gazete de Matar’ın girişimini büyük bir sevinçle karşıladı, Rüşdi’nin boğazına bıçağı saplayan ellerin öpülesi olduğunu yazdı.
O İran rejimi ki, çok sayıda gazeteciyi, bilim insanını esir aldı, uluslararası politikalarda pazarlık konusu yapmak için rehine olarak tutuyor. Meslektaşımız Fariba Adelkhah üç yılı aşkın süredir ajanlık suçlamasıyla Tahran’da cezaevinde. O bir bilim tutsağı. Direnişi ile mesleğimizin onurunu savunuyor, baskıcı otoriter bir rejim karşısında dik durmaya devam ediyor. Fariba, geçtiğimiz hafta beş günlüğüne cezaevinden izinli çıktı, o beş güne bir yaşam sığdırdı. Hepimize örnek olabilecek nitelikte bir yaşama tutunma örneği sergiledi. Cezaevlerinin duvarlarını aşıp umudu ve mücadeleyi yayan, yılgınlık ve umutsuzluğumuz karşısında bizi utandırıp silkinmemize vesile olan tüm tutsaklara saygıyla…
- Umutla umutsuzluk arasında 2024 27 Aralık 2023 04:30
- Adabımuaşeret dersleri 20 Aralık 2023 04:42
- Zor zamanların dostu Tunç Soyer 13 Aralık 2023 04:57
- Bir mülksüzün konut krizi hatıratı 29 Kasım 2023 04:50
- Hukuk devletinde sona doğru 15 Kasım 2023 04:50
- Siyasetle ve siyaset için yaşayan kişiler 08 Kasım 2023 04:45
- Zordur barış akademisyeni olmak 01 Kasım 2023 04:57
- Filistin halkına destek, İsrail hükümetini protesto eylemleri 25 Ekim 2023 04:50
- Gazze'deki savaş Fransa'yı da yakar 18 Ekim 2023 04:20
- Gerçek dışı bir mekan olarak üniversiteler 04 Ekim 2023 04:57
- Göçmen karşıtlığından beslenen particiler 27 Eylül 2023 05:26
- Hakikat, özgürlükler ve otosansür 20 Eylül 2023 05:00