Yarın çok geç olacak: Kapadokya'ya bugün sahip çıkılmalı!
Fotoğraflar: Özer Akdemir ve Mükremin Tokmak
Geçen hafta cumartesi günü Kapadokya’ya gittim. Peri bacaları ve manastırlar arasında yapımı süren Ortahisar-Göreme yolunu gözümle görmek istedim.
İzmir’den otobüsle 13 saat süren yolculuğun ardından Avanos’ta, Kapadokya Çevre Platformu Sözcüsü Mükremin Tokmak’la buluşup, yolun yapıldığı yere gittik.
KAPADOKYA’DA BETON FURYASI
Daha gidiş yolunda Kapadokya’da son birkaç yılda birden bire artan inşaatları, otel, turistik tesis, eğlence mekanı gibi yerleri gösterdi Tokmak. “Artık biz de takip edemiyoruz bu betonlaşma furyasını” dedi. Çavuşin’e gelmeden, asfaltın hemen paralelinde toprak yolda tozu dumana katarak konvoy halinde seyreden arazi araçlarını işaret ederek “Bunlar da çok büyük zarar veriyorlar. Kapadokya safarisi adı altında vadilere, kayaların içine kadar giriyorlar. Oysa buralar çok hassas bölgeler, bu tür araçların girişine kesinlikle izin verilmemeli” dedi.
Göreme’yi Ortahisar’a bağlayan 2.8 km’lik yol, peri bacalarının ortasından ve Tokalı Kilisesi’nin hemen önünden geçiyor. Parke taşı döşeli yoldaki trafiğin yarattığı titreşimler nedeniyle Kızlar Manastırı, Tokalı, Elmalı, Yılanlı ve Karanlık kiliselerinin etkilendiği gerekçesi ile yeni bir yol yapılıyor. 2.2 km uzunluğa sahip olacak bu yeni yol Ortahisar-Göreme arasında, eski yolun paralelinde, peri bacaları dolu vadilerin ortasında yükselen bir platonun üzerinden geçiyor. Yol, üzüm bağları ve alt tarafı manastır, kilise odalarının bulunduğu kayalıkların tam ortasında. Genişliği 13-14 metre var. Yol, Göreme Açıkhava Müzesi sınırına kadar gelmiş. Yolun buradan sonra 500-600 metrelik bölümü, belki de o zamana kadar verdiği zararı katlayacak kadar riskli bir bölgede. Saklı Manastır’ın arka duvarlarına kadar genişleyen yolun toprakların itildiği eğimli arazide bir manastır kompleksi, şapel ve halkın “kale” adını verdiği peri bacası vardı. Öyle ki arazinin yapısı nedeniyle yolun bu yapılara ve peri bacasına zarar vermeden ilerlemesi olanaksız görünüyor.
MİLYON YILLIK PERİ BACALARI ‘8-10 KAYA DAMI’ OLDU
Hem Göreme’ye daha kısa yoldan ulaşmak, hem yapılacak yol sonrası doğal gaz hattını kestirmeden Ortahisar’a getirmek, hem de yol çevresini ileride ticari faaliyete açarak bir taşla birkaç kuş vurmayı hedefleyen Ortahisar Belediye Başkanı’na göre yol güzergahında 8-10 tane kaya damının dışında bir şey yok. Oysa tam da yolun gelip dayandığı manastır yapısı ile ilgili 2020 yılında Erciyes Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından yazılan “Göreme, Saklı Kilise, Manastır Yemekhanelerinin Değerlendirmesi” başlıklı makalede yol güzergahındaki manastır yapısı ve hemen yanındaki şapelin korunması gereken önemli kültür varlıkları arasında olduğu ortaya konuyordu.
Kapadokya'nın birkaç yıl öncesine kadar var olan milli park statüsü 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kaldırıldı. O güne kadar mili park, doğal sit ve Unesco Dünya Miras Listesi olmak üzere üç farklı koruma statüsü bulunan alan aynı yıl “Kapadokya Alanı” ilan edildi. Bölgenin milli park alanı dışında kalan tarihi, kültürel ve doğal değerlerini de kapsayacak şekilde alanın genişletilmesi ilk başta olumlu bir gelişme gibi görünse de işin aslının çok da öyle olmadığı bir süre sonra ortaya çıktı.
2019 YILINDAN BUGÜNÜ GÖREN RAPOR
ODTÜ Kentsel Politika Planlaması ve Yerel Yönetimler Ana Bilim Dalı Doktora Öğrencisi Ceren Gamze Yaşar tarafından kaleme alınan "Göreme Milli Parkı Statüsünün kaldırılması: Mekansal Bir Değerlendirme" adlı rapor dünya kültür mirası olan Kapadokya'yı bekleyen tehlikenin altı çiziliyordu; “Göreme, milli parkı alanını statüsünden ve koruma kalkanından mahrum bırakarak, daha esnetilebilir kurallara sahip olan Kapadokya Alanı statüsüne indiriyor. Kapadokya alanı içinde genişlemekte olan kentsel alanlar (Nevşehir başta olmak üzere) madenler ve taşocakları, hızlı tren için önerilen ve ciddi bir jeolojik müdahale gerektiren güzergah da bulunmakta…” Rapor 2019 yılından bugünü tarif etmiş!
Anlaşıldığı kadarıyla Kapadokya Alan Başkanlığının ‘olur’u sonrası yapımına başlanan yol için ne bir ÇED raporu (Devlet karayollarında ÇED yapılması zorunlu oysa) ne de bilimsel-arkeolojik-jeolojik inceleme yapılmış. Bizim haberlerimizin ardından Alan Başkanlığı tarafından yapılan açıklamanın altına konan jeoradar görüntüsünün ise nerede çekildiği bile belli değil. Kaldı ki yerin üstünde o kadar kaya oluşumu, mağara, manastır ve peri bacası var ki bunları inkar etmenin hiçbir anlamı yok!
TARTIŞILAN ALAN BAŞKANLIĞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz haziran ayında Kapadokya Koruma Alanı’nın sınırlarını daralttı. Hemen birkaç gün sonra da Kapadokya Alan Başkanlığı’nı yürüten Nevşehir Valisi’ni Alan Başkanlığı görevinden aldı. O tarihten bu yana hakkında bir sürü usulsüzlük ve yolsuzluk iddiası bulunan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yardımcısı Birol İnceciköz Alan Başkanlığını vekaleten yürütüyor.
CHP NEVŞEHİR MİLLETVEKİLİ KANUNU NEDEN DESTEKLEDİ?
İşin ilginç bir yönü de CHP Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan’ın Alan Başkanlığı yasasına tam destek vermiş olması. Sarıaslan’a yasaya neden destek verdiğini ve 2-3 yıllık uygulamaların ardından halen bu desteğini sürdürüp sürdürmediğin sordum. “Evet, halen destekliyorum” dedi. Yasayı bir hukukçu olarak inceledikten sonra CHP İstanbul Milletvekili Mimar Gökhan Zeybek’e göndererek görüş istediğini aktaran Sarıaslan, Zeybek’in de olumlu görüşü üzerine yasaya destek verdiğini söyledi. Sarıaslan Alan Başkanlığı karalarında yerel yönetimlerin oy kullanamaması ile ilgili maddeye muhalefet şerhi koyduğunu ve bu maddeyle ilgili Danıştay’a dava açtığını da belirtti.
"DAHA ÖNCE ÜÇ BEŞ KURUMA RÜŞVET VERİLİYORDU"
Alan Yasası çıkmadan örneğin bir otel inşaatı işinin 4-5 kurumdan geçtiğini söyleyen Sarıaslan’ın bundan sonraki sözleri ise hayli ilginç; “Gerçekleri konuşalım; önce belediyeye rüşvet vereceksin, yetmez il özel idaresine vereceksin, o da yetmez Turizm Bakanlığına vereceksin… Acı ama bunlar gerçek! Bu kadar yetki dağıtımı yerine tek yetkili bir kurum ortaya koyalım diye düşündük”. Sarıaslan, Alan Başkanlığının yetersiz bütçesi nedeniyle işten anlayan bilim insanlarını bünyesine alamadığını, bu nedenle de iş edindirme yeri gibi kullanıldığını ileri sürüyor. Sarıaslan’a, devlet kurumlarının bu kadar siyasallaştığı, parti devleti haline geldiği bir ortamda Alan Başkanlığı başkanının vali olması sakıncalı değil mi? Ya da yetkileri tek elde toplayan bir kurumun siyasi iktidarın herhangi bir konuda isteğini reddetmesi olasılığı var mı sorusunu da sordum. Kendisi, “Uygulamada birileri kendine yontacak diye doğru bir yasal düzenleme yapmayalım mı?” diyerek yasayı savundu. Sarıaslan seçime az kaldığını, sonrasında her şeyin düzeleceğini söyleyerek çözüm için sandığı işaret etti.
KAPADOKYA TALAN BAŞKANLIĞI!
Açıkçası gelinen noktada Sarıaslan’ın bu yasaya destek vermekle hatalı davrandığını düşünenlerden birisiyim ki, görüştüğüm hemen herkes benim gibi düşünüyor. Bu yasal düzenlemenin son birkaç yılda Kapadokya’da doğayı, tarihi, kültürü yok ederek yapılan yol, otel gibi tahribatların önünü açtığını ve bir anlamda sermayenin talanına zemin hazırladığını söylemek mümkün. Bunun bu şekle bürüneceğini görememek, kendi partisinin içinden “Alan Başkanlığı talan başkanlığı olacak” eleştirilerine “siz anlamazsınız bu işten” minvalinde burun kıvırmak da Sarıaslan’ın Kapadokya’da şu an olan biten karşısındaki sorumluluklarını da örtmüyor.
HERŞEYİ SEÇİME HAVALE ETMEK BUGÜNKÜ TALANA SESSİZ KALMAKTIR!
AKP iktidarı talan etmedik yer bırakmayacak gidene kadar orası aşikar ama her şeyi seçime endekslemek, ‘seçim sonrası bu talan bitecek’ demek o zamana kadar talana yol vermek, en azından sesiz kalmak değil mi?
Kapadokya’nın milyon yıllık jeolojik yapısı, tarihi, kültürü talan edilirken bir iki basın açıklaması, Meclis konuşması ve “seçimden sonra düzelteceğiz” temennileri ile bu yıkım karşısında “elimizden gelen bu” demek -kusura bakılmasın- yıkıma ortak olmaktır! Milyon yıllık peri bacaları, 1600 yıllık Bizans Manastırı yıkıldıktan sonra hangi seçim sonucu bunları geri getirebilir ki? Bu eleştiri sadece CHP’ye ve onun yöre milletvekiline de değil elbette. Yörede bulunan tüm emekten, doğadan yana olan siyasi parti, hareket, oluşum, örgüt ve her yurttaş için de geçerli. Kapadokya’ya sahip çıkılacaksa bugün yapılmalı bu. Yarın olduğunda bugünün telafisi yok çünkü!
- COP29 toplantıları ya da "Bir şey yapılıyor tiyatrosu": Tam bir zaman kaybı 18 Kasım 2024 04:20
- Kaz Dağları kardeşliği... 11 Kasım 2024 04:44
- Namlunun ucunda yaşamı savunanlar: Kırılırız ama eğilmeyiz!.. 04 Kasım 2024 04:51
- ‘Etki ajanı yasası’ ve Bergama köylüleri için kaynatılan cadı kazanı 28 Ekim 2024 04:51
- Bilimle dalga geçmenin bedeli 21 Ekim 2024 04:40
- Kapadokya'da balon turizminin görünmeyen yüzü ve balon emekçileri 14 Ekim 2024 04:32
- Mor çiçekli garganlar, arılar, mezarlar... 07 Ekim 2024 04:48
- Gediz bitti!.. 30 Eylül 2024 04:34
- Göreme'yi neden göremedik? 23 Eylül 2024 04:25
- Latmos'a sahip çıkmak 16 Eylül 2024 05:07
- Kazan Gölü küstü bize! 09 Eylül 2024 04:56
- Göl kurudu RES'ler kuruldu! 02 Eylül 2024 05:18