01 Eylül 2022 04:31

Çürüme

Tokalaşan ve aralarında kağıt para olan iki el.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Tek adam rejimi ile birlikte daha hızlı büyüyen yolsuzluk, rüşvet ve rant düzeninin çatlaklarından pislikler akmaya ve kötü kokular gelmeye devam ediyor. Geçmişte iktidarın ‘korku ve tehdit’ mekanizmasının üyesi olarak hizmet veren Sedat Peker’in son açıklamaları, iktidar üyelerinin ve onlarla birlikte iş tutanların boğazlarına kadar yolsuzluk ve rüşvetin içine battığını gösteriyor.

Peker’in somut delilleriyle birlikte öne sürdürdüğü iddialar, devlet kurumları aracılığıyla halkın nasıl soyulduğunu, yolsuzluğu, talanın ve yağmanın bir virüs gibi sistemin bütün hücrelerine yayıldığını gösteriyor.

Ortaya çıkan kirli ilişkilerin, siyasetten bürokrasiye, yargıdan medyaya kadar geniş bir alana yayıldığı anlaşılıyor. Söz konusu kirli ilişkilerin bir ucu Saray’a kadar uzandığı için olsa gerek, iddialara ilişkin hiçbir soruşturma ya da açıklama yapılmadı. Siyaseti, bürokrasiyi, medyayı hatta ‘bağımsız ve tarafsız’ olduğu iddia edilen yargıyı bile içine aldığı anlaşılan karanlık ilişkilerin bu kadar yoğun tartışıldığı bir dönemde hiçbir somut adım atılmaması, sorunun görünenden çok daha büyük ve derin olduğunun ispatı niteliğinde.

Ülke tarihinin en büyük ekonomik bunalımının yaşandığı, milyonların gittikçe ağırlaşan ekonomik sorunlar karşısında ezildiği koşullarda, iktidara sırtını dayayarak yolsuzluk yapanların, siyasi ilişkiler üzerinden servetlerini büyütenlerin kurduğu yolsuzluk, rüşvet ve talan çarkının bir yerden kırılması kaçınılmazdı. Bu nedenle Sedat Peker’in somut örnekler üzerinden ileri sürdürdüğü iddialar, başta iktidar partisi olmak üzere, yolu iktidarla kesişen bütün kişi ve kurumları daha önce hiç olmadığı kadar korkutmaya ve tedirgin etmeye yetti.

Egemenler arasındaki çıkar çatışmaları büyüdükçe, iktidar içindeki çıkar çatışmaları nedeniyle yolsuzluk çarkından dışlananların sayısı arttıkça, yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama gibi suçların birer birer ortaya çıkması kaçınılmaz. Yolsuzluk zincirinin halkaları arttıkça yaşananların sadece iktidar ve çevresi ile sınırlı olmadığı, çürümenin tahminlerin çok ötesinde olduğu anlaşılıyor.

Bugüne kadar kamu kaynaklarının halkın temel ihtiyaçları için kullanılması yerine büyük sermayeye, iktidar destekçilerine, dinci vakıf ve derneklere aktarılması, tek adam rejiminin nasıl bir düzen oluşturduğu hakkında yeterince ipucu veriyor. Bugüne kadar yaşananlar gösteriyor ki, geçmişteki tüm ekonomik ve siyasi krizleri gölgede bırakmaya aday, devasa bir suç örgütlenmesi ile karşı karşıyayız.

Bir ucu siyasi iktidara kadar uzanan milyar dolarlık yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama iddiaları yenilir yutulur gibi değil. Bir tarafta bütün bireyleri çalışmak zorunda bırakılan emekçi aileleri, boğazına kadar borca batmış şekilde geçinebilmek için yaşam mücadelesi verenler, diğer tarafta kurdukları rüşvet çarkı ile usulsüz ihale alanlar, tehdit ve şantaj yaparak servetine servet katanlar bulunuyor.

Emekçiler, ağır kriz koşullarının da etkisiyle, her yönden ciddi bir çürüme sürecine giren mevcut sistemin içinde kendilerini ve çocuklarını bekleyen mutlu bir gelecek olmadığını bugün daha net görmeye başladılar. İktidar varlığını sadece baskı, tehdit ve korku üzerinden sürdürmeye çalışsa da, yolun sonuna adım adım yaklaşıyorlar.

Tek adam rejimi, devletin bütün kurumlarında yaşanan çürümenin, yolsuzluk ve kara para aklama mekanizmalarının, halkın her geçen gün yoksullaşmasının yanı sıra ülkedeki tüm baskı, tehdit ve yasakların kumanda merkezi haline gelmiş durumda. Bu nedenle sadece iktidarın değişmesiyle sınırlı olmayan, ekonomik, toplumsal ve siyasal düzende halktan, emekçilerden yana bir düzen kurulmadan bugüne kadar yaşanan sorunlara çözüm bulunması mümkün görünmüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa