A takımı B takımı
Fotoğraf: Gargarapalvin/Wikimedia Commons (CC BY-SA 4.0)
TC’nin her döneminde farklı olan bir tarih vardır. Atatürk’ün ölümünden sonra erki ele alan ikinci adam, milli şef İsmet İnönü, başa geçer geçmez Atatürk ile takışmış olanlarla barışmayı, onları meclise alıp, bir anlamda da kontrol altında tutmayı tercih etti.
İnönü ebedi şefin a takımı ise, Bayar’ın oluşturmaya çalıştırdığı b takımıydı. Ömrü vefa etmedi. Oldukça genç bir yaşta öldüğü söylenebilir.
Ama İnönü, maşallah 89’u bulacaktı. Ecevit’in yükselişine kadar da partiyi kontrolü altında tutacaktı.
Zaten Atatürk başta ama parti kontrolü onun elindeydi.
Atatürk giderayak onu azledip Bayar’ı onun yerine atamıştı ama parti ve meclis onun kontrolü altında kalmıştı.
Mareşal Fevzi Çakmak’ın yerini alması da söz konusu olmuştu, ama Çakmak İnönü’nün meclise hakimiyetini bildiği için şansını denemeye kalkmamıştı.
İnönü’nün onu azletmesinden sonra parti kurmaya kalkanlardan biri de Mareşal olacaktı. Milli şefe o kadar kızgındı ki insan hakları derneği bile kuracaktı.
Elimde şu aralar yeniden 1. Dünya Savaşının ve Mütareke döneminin parlayan yıldızlarından biri olan Rauf Orbay’ın Cehennem Değirmeni başlıklı Siyasal Hatıraları var. (Emre Yayınları, 1993)
Aslında, Meşrutiyet’ten bu yana Türkiye siyasetin ana damarlarından biri ITF/CHP olmuşsa, ikinci ana kanat da Hürriyet İtilaf Fırkası ile başlayan gelenek olmuştur.
Bu gelenek, Şeyh Sait başkaldırısından sonra ağır bir darbe yedi.
İsmet Paşa’nın Takriri Sükun Kanunu ile TC’nin bugüne kadar devam eden otoriter bel kemiği oluştu.
Rauf Orbay o günlerin devlet terörüne çok iyi tanıklık ediyor. Paşalararası erk kavgası Yunanistan karşısında kazanılan 1922 askeri zaferi sonrası yaşanan bir olgu idi.
Mustafa Kemal, İnönü’ye muhtaçtı erki kontrol altında tutmak için.
Rauf Orbay, Kazım Karabekir gibi paşalar, komünistler gibi sıkı polis takibi altındaydı.
Rauf Orbay yeniden kurulan İstiklal Mahkemelerini “mahkeme değil, eşkıya yatağı” diye tanımlıyor.
Hey gidi DGM’lerin atası!
Atatürk, ikinci kanadı kendi denetimi altında tutarak şekillendirmeye çalıştı 1930 yılında. Ama öylesine kitlesel bir tepki vardı ki, bunun kontrol altında tutulamayacağı anlaşıldığı için, proje iptal oldu.
İnönü Milli Şef olduktan sonra, af kanunu çıkararak Atatürk muhalifleri ile barışma yoluna girdi.
Çerkes Ethem gelmeyi reddedecekti. MİT kurucusu Kuşçuoğlu Eşref de.
Rauf Orbay ise siyasi sürgündü 1925 sonrası Avrupalarda, Mısır’da. Sağlık nedeniyle Viyana’da olmasa, belki de suikast iddiası ile sallandırılanlardan biri olacaktı.
İlginç bir soy ağacı var Orbay’ın, baba tarafı Kafkasya Çerkesi iken, ana tarafı Bedirhanlardandı.
İki şüpheli unsur!
İnönü oldu bitti ile 1939 seçimlerinde Orbay’ı Kastamonu bağımsız mebusu yaptı, ama Orbay CHP’ye dühul olmadı. Daha sonra onu Londra’ya elçi yolladı, kritik 2. Dünya Savaşı yıllarındayken, bir yandan Nazilerle flört sürerken Churchill ile hatlar kopmadı bu sayede. 1944 yılında istifa etti ve bir daha da resmi görev almadı. 1949 ara seçimlerine İstanbul’dan bağımsız aday olarak girdiyse de, unutulmuş bir “kahraman” olarak çok düşük oy aldı.
1945 Eylül’ünde İnönü, Orbay’ı Dolmabahçe Sarayına davet edip, Kazım Karabekir Paşa ile birlikte Terakkiperver Partiyi yeniden kurmasını teklif etmez mi?
Orbay’ın yanıtı şöyle olur: “Siz gene Halk Fırkası reisi ve tabii cumhurreisi, biz de karşınızda muhalif biz de karşınızda muhalif… Aşk olsun, çok güzel... Bu samimi sözlerim üzerine, o da ben de tatlı tatlı güldük”.
DP de B takımından 4 CHP’li tarafından kurulmadı mı? En azından B takımının kazandığı 1950 yılına kadar senaryo gerçekleşti.
27 Mayısla cezalandırılmıştı B takımı.
27 Mayıstan sonra icazeti YTP kurulup, DP oylarının parçalanması sağlanmış bizim İsmet Paşa yine hükümet kurmamış mıydı?
12 Eylül’den sonra da bütün partiler kapatılıp, icazetli partiler kurulmamış mıydı? Al baştan!
Birden aklıma Yenikapı mutabakatı geldi.
Roller değişti elbette yarım asır sonra. CHP “muhalif”, AKP “İktidar”!
Aslında iktidar miktidar değişmedi. İktidar hep aynı TC’de.
Özallar, Eco’lar, Demirellerle falan ne yaşandıysa, tekrarlandı. Biat eden parsayı kaptı.
Şimdi Reis devleti ele geçirdi diyorlar ama inanmayın, devlet reisi ele geçirdi!
- Vatansızlığı vatan eylemek 05 Aralık 2023 04:29
- Uzun mesafe koşucusuydu Osman 04 Kasım 2023 03:50
- Kitap yakmanın dayanılmaz ayıbı 02 Temmuz 2023 03:14
- İsveç’in de ATY’si var artık! 05 Mayıs 2023 04:14
- İhsan Doğan (Sinan Oza) ve Niyazi Dalyancı için 11 Nisan 2023 04:00
- Dünya Anadil Günü vesilesiyle 09 Mart 2023 04:15
- Soykırımı tartışmak 19 Ocak 2023 03:19
- Mahmut Baksi anısına 14 Aralık 2022 04:32
- Kendi kutsalına bomba koyan 06 Aralık 2022 04:10
- Yorum yetmez! 28 Kasım 2022 04:00
- Kesişen yollar 15 Kasım 2022 04:16
- Seyfo ya da kılıçtan geçirilmek 08 Kasım 2022 04:10