Yarın
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/156891.jpg)
İllustrasyon: Pixabay
Bir zamanlar S. Demirel çok söylerdi: “Sabah kapınızın zili çalındığında SÜTÇÜNÜN GELDİĞİNDEN EMİN OLABİLMEK!”
Türkiye’de bir türlü olamayan şey. “Yarın”, Türkiye’de belirsizlik demektir. Her şey olabilir demektir. Her şey kötülük demektir. Haklarınız ve özgürlüklerinizle ilgili bu söylediklerim. Yaşam hakkı ve işkence yasağı ile haklarınız ihlal edilebilir. Bir sokakta ya da gözaltına alındığınızda polisle/askerle başınız belaya girebilir.
Fikrinizi mi söyleyeceksiniz, yazacaksınız, bin kere düşüneceksiniz. Tabular, yasaklar var Türkiye’de. Ermeni Soykırımı ya da Kürt sorunu hakkında Türkçeden başka bir dil de kullanamazsınız; şarkı, türkü de söyleyemezsiniz; Türkçe de söyleyemez, yazamazsınız. İktidar eleştirilen Abdülhamit uygulamalarına tabi olabilir.
Türkiye’de yargının bağımsız ve tarafsız olduğu savı bir “şehir efsanesi”dir. Yazık; daha geçen gün 702 yargıç ve savcının hukuka aykırı bir şekilde gözaltı ve tutuklama muamelesine maruz kaldığı AİHM kararıyla tescillendi. Herkes, her an gözaltı ve tutuklama ile karşı karşıya kalabilir. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakları ve adil yargılanma hakları ihlal edilebilir. Bu durumda “yarın”dan da bahsedemeyiz.
“An” demek belki de daha doğru bir nitelemedir.
Sütçünün geldiğinden emin olabilmek, insan hakları standartlarının geçerli/uygulanan, saygı yükümlülüğüne devletin uyduğu bir düzeni gerektirir.
“Yarın” ile belirsiz bir geleceği değil hemen ertesi günü kastediyoruz. “An” da diyebiliriz, her an...
Büyük belirsizlik, büyük keyfilik zamanlarında yaşıyoruz Türkiye toplumu olarak.
“Yarın” umudumuz hiç solmasın…
Evrensel'i Takip Et