13 Eylül 2022

Asya’da sermaye ve teknoloji kaymaları

Çin’deki siyasi gelişmeler sadece ABD’yi etkilemekle kalmıyor, kendi bölgesi Asya-Pasifik’te de dalgalanmalara yol açıyor. Sermaye ve eğitimli iş gücü, daha önce Hong Kong’da olduğu gibi şimdi de Çin ana karasından Singapur’a kaçıyor. Kaçanlar hem Tencent, Alıbaba gibi ulusal düzeydeki büyük sermayenin bir kısmı, hem de Çin’in fiili ademimerkeziyetçi sisteminde zengin olmuş yerel büyük sermaye. Eğitimli iş gücünde ise beyaz yakalılar, ama en çok dijital göçebe denilen, dünyanın her yerinden bilgisayarlarıyla çalışabilecek bilişim sektörü uzmanları var.

Sermayenin ve eğitimli iş gücünün Çin’den kaçıyor olmasının birkaç nedeni var. Bunlardan biri Hong Kong’un özerk statüsünü fiiliyatta yokeden Ulusal Güvenlik Yasası’nın ana karaya da uygulanmaya başlama ihtimali. Bir diğeri, ABD’yle Tayvan üzerinden yaşanan gerilen ilişkilerin ekonomik istikrarı tehdit etme ihtimali. Bağlantılı olarak, Çin-ABD çip savaşlarının Çin’deki teknoloji firmalarını doğrudan etkilemesi.

Xi Hükümeti, ABD’yle çip savaşlarının ortasında, Çinli teknoloji şirketlerini sanayi politikalarına uymadıkları ve veri güvenliğini korumayı amaçlayan bilişim yasalarına aykırı davrandıkları için hem nakdi olarak hem de borsaya erişimlerini engelleyerek cezalandırdı. Bu şirketlerin kimi üst düzey yöneticileri yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandı. Bu suçlamarda elbette gerçeklik payı var ama siyaseten önemli olan bu hareketlerin nasıl algılandığı. Bu şirketler, Çin’in küresel dijital dönüşümde liderlik konumuna aday olmasını sağlayan aktörlerden. Bu kapasiteleri onların son zamanlarda bilişim sanayi ve genel iktisadi politikalar konusunda söz sahibi olmalarını sağlamıştı. Xi’nin sermayenin artan bu siyasi gücünden rahatsız olduğu için onları yasal yollar kullanarak kontrol altına almaya çalıştığı söyleniyor.

Xi, 16 Ekim’deki ÇKP Kongresinden daha da güçlenerek çıkarsa sermayenin üzerindeki baskıyı daha da arttırmasından korkan zenginler, varlıklarının büyük kısmını ülkeden çıkarmaya başladılar. Şirketler taşınınca, haliyle çalışanlar da taşınıyor. Bit platform şirketlerinin hemen hepsi Singapur’a taşınmış durumda. Yerelde inşaat, yeşil teknoloji gibi sanayilerde varlık gösteren zenginler de Singapur’da aile ofisi denilen yatırım şirketleri kuruyorlar. Singapur’da aile ofisi açmak, Xi’nin siyasi baskılarına dayanacak gücü olduğuna dair bir statü işareti çünkü Singapur yabancı sermaye politikalarına göre aile ofisi açabilmek için ülkeye 15 milyon dolar getirmek gerekiyor. Bir aile ofisine 15 milyon dolar ayırabilmek, toplam mal varlığının 35 milyon doların üstünde olması anlamına geliyor.

Singapur’da emlak piyasası devlet kontrolünde olduğu için, Çinli zenginlerin akını Vancouver’da olduğu gibi soylulaşmaya, dolayısıyla çalışan kesimin kent merkezlerinden banliyölere itilmesine neden olmuyor. Ancak, bu aile ofisleri ağırlıklı olarak startup denen küçük teknoloji şirketlerine ve girişim sermayesi fonlarına yatırım yapıyorlar. Bu da, bu aile ofislerine hizmet veren hukuk ve muhasebe firmaları gibi yan hizmet sektörünün genişlemesine yol açıyor. Bu teknoloji startupları geleneksel olarak teknoloji değil finans piyasalarında iddialı olan Singapur’un istihdam piyasasını da değiştiriyor. Artık, üniversitelerde en popüler meslekler hukuk ve iktisat değil, bilgisayar mühendisliği. Para ve bilginin Singapur’dan da Malezya ve Endonezya gibi Güneydoğu Asya ülkelerine yayılması bekleniyor ki, bu Güneydoğu Asya içindeki güç dengeleri ve bölgenin iş birliği örgütü ASEAN’ın küresel dengelerdeki yeri için de sonuçları olacak.

Evrensel'i Takip Et