Demagoji ve gerçek arasındaki bir gençlik
Fotoğraf: AA
Okullar yavaş yavaş açılmaya başladı. İlk ve ortaöğrenimden sonra üniversiteler de bu ayın sonu ve ekim ayında açılacak. Yeni eğitim ve öğrenim döneminde öğrencileri ve onların ailelerini eski sorunların üzerine dağ gibi yığılmış yeni sorunlar bekliyor. Hayat pahalılığının olağanüstü artması, yüksek enflasyon, buna karşın yetersiz ücret ve maaşlar, yaygınlaşan yoksulluk ve işsizlik temel sorunlar durumunda. Bütün bunlar başta aileler olmak üzere çocukların ve gençlerin üzerine çok ağır bir yükün bindirilmesi anlamına geliyor. Bu ağır yükü halkın sırtına bindiren ise, sürekli olarak kendi dışındaki koşulları suçlayan demagojik bir propaganda yürütse de mevcut iktidar.
Gerçek bu olmasına karşın, İstanbul’da 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni’ne katılan Erdoğan konuşmasında: “Türkiye artık gençlerini tehdit olarak gören eski Türkiye değil. Bugün gençlerine değer veren bir cumhurbaşkanına, bir hükümete, bir devlete sahipsiniz” demiş. Burada eğitimin gericileştirilmesinden, okulları medreseye döndürme çabalarından, yüksek okul ve üniversitelerde gençlere nefes aldırmayan uygulamalardan, tarikat yurtlarında, Kur’an kurslarında gençlerin ve çocukların başlarına gelenlerden, eğitim ve öğrenimin paralı hale getirilmesinden, ekonomik koşulların aileleri ve gençleri ezdiğinden, bütün bu nedenlerden dolayı gençler arasında başka ülkelere gitme eğiliminin az olmadığından uzun uzun bahsetmek gerekmiyor. Bunlar bugün yaşanan ve gençlerin karşı karşıya kaldığı gerçeklerin sadece bazıları.
Ama bütün bu sorunların ağırlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Örneğin okulların açılması dolayısıyla gazetemizde yer alan bir habere kısaca bir göz atalım. “Her öğrencinin ihtiyacı olan defter, kalem, pastel boya, sulu boya, A4 kağıdı gibi temel okul masrafları geçen yıla oranla yüzde 400 artış gösterirken, sadece kurşun kalemin fiyatı 3 kat, boya kalemlerinin fiyatı 4 kat arttı. Kırtasiyeden okul kıyafetine tüm masraflar artarken, öğrenci servis ücretlerine ise geçtiğimiz nisanda yüzde 20; eylülde 19.21 zam geldi. Artan okul maliyetleri velilerin diğer zorunlu harcamalarından kısmasına neden oldu.” (Evrensel 12 Eylül Ramis Sağlam ve Eylem Nazlıer’in haberi)
Artık aileler çocuklarının beslenme çantalarına çok az da olsa yiyecek koymakta zorlanıyorlar, hiç bir şey koyamayan ailelerin sayısı ise her geçen gün artıyor. Bu nedenlerden dolayıdır ki emekçi kadınlar “Bir öğün yemek her öğrencinin hakkı”dır diyorlar ve bu yakıcı talebin yaygınlaşması için kampanyalar düzenliyorlar. Yüksek öğrenimde barınma ve beslenme, tüm eğitim ve öğrenimde bilimsel, demokratik, parasız eğitim talepleri öğrenci gençliğin temel talepleri durumunda. Devlet yurtları öğrenci sayısının ancak onda birinin ihtiyacını karşılayabilecek durumda ve fiyatların yüksekliği öğrencilerin buralardan yararlanmasını kısıtlayan temel bir faktördür. Öğrenci kredileri çok yetersiz ve tepkiler sonucu iktidarın kredi borçları üzerine bindirilen fahiş faizlerin kaldırılmak zorunda kalmasını da dün gibi hatırlıyoruz.
Demagoji yaşanan gerçeklerin üzerini örtemiyor. İktidarın destekçisi olan TV ve gazetelerin yaymaya çalıştığı hava ile, çarşıda, pazarda, okul kantininde, sokakta, markette halkın karşısına çıkan gerçekler bütünüyle farklı ve bu gerçeklerin hepsi Erdoğan iktidarının söylediklerini değil, ülkedeki yaşam koşullarının dayanılmazlığını ortaya koyuyor. Her üç gençten birinin işsiz olduğunun, üniversite mezunu gençlerin de yaklaşık 1 milyonunun işsiz olduğunun üzerini hangi demagoji örtebilir ki?
Gerçekler ortadadır. Ülke gençliği çok ağır bir ekonomik ve politik baskı altındadır. Bu nedenledir ki kendisine mikrofon tutulan gençler ne istedikleri sorusunu “Gençliğimi istiyorum” diye yanıtlamaktadırlar. Geleceği, umutları, beklentileri kendilerinden çalınmış bir genç kuşak var. Ama saldırı, zülüm ve baskı varsa mücadele de var. Bu ülkenin gençliği despotlara ve zalimlere teslim olmadı, faşizme boyun eğmedi. Şimdi işçisi ve emekçisiyle bütün bir halk ve onun gençliği adım adım yeni bir mücadele örüyor. Bu mücadelenin başarılı olacağından hiç kuşku duymamak gerekiyor.
- Bir yoldaşa mektup-1 31 Ocak 2025 05:00
- Gelişmelerin kısa özeti 17 Ocak 2025 05:12
- 13 Ocak güçlendirilmeli 10 Ocak 2025 04:24
- Değişimin zorunluluğu 03 Ocak 2025 07:15
- 'Zaferden' işçiye düşen 27 Aralık 2024 05:25
- Seyredecek misiniz? 20 Aralık 2024 05:42
- Ücret asgari, yaşam sefalet 13 Aralık 2024 05:40
- Genel grev ve direnişi gerçeğe dönüştürmek için 06 Aralık 2024 06:15
- Birleşik ve genel mücadele için 29 Kasım 2024 06:55
- Siz ne diyorsunuz? 22 Kasım 2024 05:31
- Gelişmelerin anlamı üzerine 15 Kasım 2024 05:25
- Direnerek kazanmak 08 Kasım 2024 11:13