Reklam zehirlenmesi

Televizyon yayınları ve video kaset oynatıcılar uzunca bir dönem video izlemenin yaygın yoluydu. Yükselen Internet hızları ve cihaz kapasiteleri bu denklemi büyük ölçekte değiştirdi. Bugün açısından devasa denebilecek ebattaki kasetleri oynatan cihazlar yerlerini videoları çevrimiçi bir kaynaktan indirerek oynatan bir USB flash disk büyüklüğünde medya oynatıcılara, telefonlara, akıllı televizyonlara, oyun konsollarına ve bilgisayarlara bıraktı. Geçmişte televizyon yayınlarının tümüyle hakim olduğu pazar için ise kavga şimdilik sürüyor. Youtube’dan Netflix’e Amazon’dan Facebook’a Tiktok’tan Twitter’a kavgaya farklı alanlardan farklı modellerle giren irili ufaklı çok sayıda şirket televizyon yayınlarının izleyici pastasından o ya da bu düzeyde paylarını kaptı ve şimdi kaptıkları payı büyütmenin derdinde.

Mesele sadece izleyici payı kapma değil aynı zamanda kapılan bu payı nakde çevirme olunca işler dönüyor dolaşıyor reklamlara kilitleniyor. Çevrimiçi videoda reklamlı yayınlar yeni bir konsept değil. Çevrimiçi video yayınlarının daha ilk başladığı dönemlerden beri mevcut. Ancak gelinen noktada daha önce reklamsız olan yayınların reklamlı hale gelişi, reklamlı olanların ise daha yoğun reklam içermeye dayalı planları çevrimiçi video izleme deneyimini geleneksel televizyona yakınsatma olasılığı taşıyor. Geleneksel televizyon yayınlarında içerikleri bölen uzun reklam araları pek çok kişi için çevrimiçi videoyu tercih sebeplerinden biri idi. Çeşitli reklam düzenlemelerinin eksikliğinde bu tip reklam yayıncılığının ülkemizde reklamların arasına program parçacıkları sıkıştırmaya kadar vardığını hatırlayanlar olacaktır. Çevrimiçi video yayıncılıkta reklamların o noktaya ya da “full HD dizi cehennemi” noktasına taşınması düşük bir olasılık ancak ne kadar reklam göreceğimiz de bir soru olarak ortada duruyor.

Disney+ reklamlı abonelik modelini mart ayında duyurmuştu. Çok değil iki yıl önceye dek “Asla reklam olmayacak” diyen Netflix, reklamlı abonelik modeline 2023 sonuna dek 40 milyonu aşkın kişinin üye olacağını tahmin ediyor. Youtube, sayıları tek seferde 10’u bulabilen atlanamayan reklamları test ediyor. Yine Youtube, sızan bir ses kaydına göre TikTok’a rakip olarak çıkarttığı Shorts’ta reklam göstermeye ve geçtiğimiz yıllarda 4 bin saat izlenme ve bin aboneye yükseltilen reklam alabilme koşullarını düşürmeye hazırlanıyor.

Geleneksel televizyon yayınlarının izleyici sayılarındaki düşüş trendi ve buna paralel olarak reklam pastasından aldıkları paydaki düşüş de çevrimiçi video servislerinin popülerliği arttıkça bu platformların reklamcılar açısından daha ucuz ve daha hedefli reklamlar için ciddi bir olanak olarak görülmesi de sır değil. Çevrimiçi video alanı sadece geleneksel televizyon izleyicisini çekerek büyümüyor. Örneğin geleneksel yayıncılıkta Kore Cumhuriyeti gibi özel örnekler dışında kendine geleneksel televizyon yayıncılığında çok da yer bulamayan oyun yayıncılığı çevrimiçinde Twitch gibi aylık 140 milyon kullanıcılı bir platforma dönüşebiliyor. Podcast yayıncılığı, salt sesten oluşan bir yayının neden diğer yayın şekillerinden daha iyi olduğunu anlatan podcastperverlerin panik halindeki çığlıkları eşliğinde çevrimiçi video tarafından ele geçirilebiliyor. Bütün bu özellikleri ile çevrimiçi video yayıncılığı reklamcılar için giderek artan düzeyde değerli bir alan. Bu artış ülkemiz televizyonlarında ya da “dizi cehennemi” tarzı sitelerde yaşanan “İzleyicinin aşırı reklamdan zehirlenmesi” ile sonuçlanır mı birlikte göreceğiz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Palavra çöktü

Palavra çöktü

Merkez Bankası, 2025 yıl sonu enflasyon tahminini, daha yılın ilk sunumunda yüzde 21'den yüzde 24'e yükseltti. Enflasyonu düşürme bahanesiyle 20 aydır ücret ve maaşlara saldıran ekonomi yönetiminin hiçbir öngörüsü gerçekleşmedi. Enflasyonun temel sebebinin iç talep ve ‘ücret artışları’ olduğu palavrası tamamen çöktü.

2025’te asgari ücrete yüzde 30 zam

Memur ve emeklilere yüzde 11.54 zam

İşçi emeklilerine yüzde 15.75 zam

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et