18 Eylül 2022 06:09

AKP’nin 500 bin konut projesi: Barınma sorunu dışında her şeyin projesi gibi!

Erdoğan 'Sosyal konut' projesinin açıklandığı toplantı konuşma yapıyor.

Fotoğraf: Emin Sansar/AA

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “5 yılda 500 bin sosyal konut”, “Türkiye tarihinin en büyük sosyal konut projesi” olarak sunduğu proje siyasi gündemin baş konusu olarak tartışılıyor.

Bizzat Cumhurbaşkanının açıklamasında “608 bin TL’den başlayan fiyatlarla denilerek bir pazarlamacılık taktiğiyle başlatılan kampanyada, yılda iki kez memur maaşlarına yapılan zamlar, dolayısıyla enflasyona bağlı olarak artırılacak aidatlarla ödeme yapılacak. Dahası, ortada proje bile yokken, konutun yeri dahi belirlenmeden kurada “kazananlar”, konutun fiyatının yüzde 10‘unu peşin ödeyecek!

Soruna az çok emekçiden yana bakanlar, ‘Emekçiler bu aidatları ödeyemez’ diyorlar. Ama Şehircilik Bakanı Murat Kurum, emekçinin aidatları nasıl ödeyeceğinin formülünü verdi: “(Emekçinin) 5 bin 500 lirayla bunu yapabilmesi için ilave mesai ve kazanç sağlaması gerekiyor ki 1 yıl siz de takdir edersiniz ki vatandaşımız biraz dişini sıkarak, biraz eşinden, dostundan borç alarak, biraz belki ek mesai yaparak bu bedeli karşılayabilir!”

Birazcık akıl yorulduğunda, değil asgari ücretlinin, başvurunun üst sınırı olan ayda 18 bin TL gelire sahip olan bir ailenin de böyle bir iki-üç “katlı” ödemeyi yapamayacağı besbelli olmasına karşın kampanyaya katılmak için 500 TL yatırma kuyruğunun uzadığı, birkaç günde yapılan başvuru sayısının 2 milyonu geçtiği belirtiliyor.

ORTADA GERÇEK BİR PROJE VAR MI? 

Öyle ki, kira ödemekten bunalmanın ötesinde artık kirayı ödeyemeyip ev sahibi tarafından kapının önüne konulma korkusu içindeki emekçilerin, “Hele bir başvuralım gerisini sonra düşünürüz” diyerek kuyruğa girdiği anlaşılmaktadır.

Emekçiler sıraya girmektedir ama bu kampanyanın başlamasından beri ortaya çıkan gerçekleri dikkate alan konunun uzmanları (inşaat mühendisleri, şehir planlamacıları, ekonomistler, deprem uzmanları…) üstünde çalışılmış, proje denilebilecek bir hazırlığın olmadığını belirtiyorlar.

Bu yüzden de emekçilerin gelirini ve AKP’nin politika tarzını bilen, emekçilerden yana tutum alan hemen herkes;

  • Yüzde 10 peşinatları seçimi finanse etme amaçlı kullanacağı,
  • Gerçekte emekçiyi ev sahibi yapma amacı olmayan ama emekçilere “Sizi ev sahibi yapacağız” diyerek en yoksul kesimlerin barınma sorununu istismar ederek onların kafasını karıştırdığı, “seçim rüşveti” görünümlü ama bir rüşvet özelliği taşıyacak içeriğe bile sahip olmadığı, 
  • Bu projenin, “Kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme” çeviren zihniyetin yeni bir sürümü, inşaat sektörüne en yoksul emekçi kesimlerden servet aktarımının yeni bir hamlesi olduğu… değerlendirilmesini yapmaktadır.

AKP’NİN KLASİK KRİZ ÇÖZÜMÜ: İSTİSMARCILIK!

AKP’nin 20 yıllık iktidarının son yılında böyle bir projeyle ortaya çıkması samimi bulunmamaktadır.

Çünkü bugüne kadar ne zaman bir sorun büyük bir krize dönüşse, AKP iktidarı krizi kendisi için fırsata dönüştürmeyi, özetle krizi kendisi için siyasi ranta, yandaş sermaye için ekonomik ranta dönüştürmeyi esas alan “çözümler” geliştirmiştir. Krizin faturasını da krizin ezilen tarafı olan emekçilerin sırtına yüklemiştir.

Son bir yıl içinde tam bir dört başı mamur krize dönüşen “konut sorunu”na karşı AKP’nin, “500 bin konut projesi”nin arkasında da aynı tutum, aynı zihniyet vardır.

Burada, normal şartlarda kazanamayacağı bir seçim öncesinde gündeme getirerek bir yandan “Ne vurursak vuralım” öte yandan da “Eğer gidersek arkamızdan geleceklere kaldırmakta çok zorlanacakları bir enkaz bırakalım” tutumu vardır.

AKP’nin bu konularda seceresi çok kötüdür. Ama kapitalizm koşullarında emekçilerin barınma sorununun çözümü, onu borçlandırıp ev sahibi yapma biçimdeki tutum hep işçilerin aleyhine olmuş, işçiye ev sahibi olma hayali kurdurup onu istismar etmek, sermaye politikasının önemli bir dayanağı olarak kullanılagelmiştir.

Nitekim konut sorununun emekçiler lehine çözümü, diğer pek çok kronik sorunda olduğu gibi Sovyetler Birliği’nde (SB) gerçekleştirildi. Oradaki deneyim, gelişmiş Avrupa ülkelerine de işçilerin zorlanmayacakları bir kira ile oturdukları, ihtiyaçlarına göre değiştirebildikleri sosyal konutlar biçiminde aktarılmıştır.

Nitekim SB’nin bu deneyimi üstünden işçi partilerinin çözüm önerisi, merkezi devletin ve yerel yönetimlerin işçilerin emekçilerin barınması için, kapitalistlerden alınan ek vergilerle de desteklenen fonlarla sağlıklı konutlar yapması, sağlıklı konutlar inşa ederek işçilere kiralaması biçimindedir.

BARINMA SORUNUNUN EMEKÇİLERDEN YANA ÇÖZÜMÜ İÇİN…

Nitekim Emek Partisi (EMEP) de daha AKP’nin projesi ortada yokken, barınma sorununun derinleşip büyümesi karşısında hazırladığı broşürde, emekçilerin bu konudaki tutumunun nasıl olması ve hangi talepler için mücadeleye girilmesi gerektiğini de tartışmaya açmayı amaçlamıştır.

Bu broşürde de ifade edildiği gibi, barınma sorununun çözümü, AKP başta olmak üzere çeşitli sermaye partilerinin işçilerin borçlandırılarak konut sahibi yapılmasına karşı, işçinin rahatça ödeyebileceği sağlıklı konutlarda barınması mücadelesi olarak öne çıkarılmaktadır. İşçinin bu talep için mücadeleye girmesinin parasal bir maliyeti de yoktur!

Öyleyse, borçlanmak için bankaların önünde kuyruğa girmek yerine sağlıklı konutlarda barınmak için birleşerek mücadele safına girmek gerekmektedir.Sendikalar, emek ve meslek örgütleri, her çeşitten emek güçleri barınma talebi etrafında oluşturulacak bu mücadelede üstlerine düşeni yapmak durumundadırlar.

Aksi halde, giderek büyüyen barınma sorunu karşısında geniş emekçi yığınların istismarında sınır tanımayacaklardır.

EMEK PARTİSİNİN ‘HERKESE YAŞANABİLİR BİR KONUT İÇİN’ ADLI BROŞÜRÜNDEN ÖNE ÇIKAN TALEPLER:  

  • Boş konut stokları yerleşime açılmalı ve acil ihtiyacı olan yurttaşlara tahsis edilmelidir.
  • Kirasını ödeyemeyen ya da ödemekte zorlanan işçi ve emekçilere devlet tarafından, gelirine göre kira desteği sağlanmalıdır.
  • Devlet ve yerel yönetimler insanca yaşanabilecek, sağlıklı ve ferah sosyal konutların yapımı için bütçe ayırmalıdır. Bunun için gerekli kaynak, başta tekeller olmak üzere büyük kapitalistlerden alınacak vergilerden sağlanmalıdır. Emekçiler, gelirlerine göre kira ödeyerek bu evlerde istedikleri kadar oturabilmelidir.
  • Bu konutların planlama ve yapım sürecine mimar ve mühendis odaları, sağlık meslek örgütleri ve sendikaların katılımı sağlanmalıdır.
  • Öğrenciler için yeterli sayıda ücretsiz yurt sağlanmalı ve bu sağlanana kadar, ihtiyacı olan her öğrenciye kira desteği verilmelidir.
  • Kamuda çalışan işçi ve emekçiler için lojman hakkı geri getirilmelidir.
  • Emekçilerin, kredi borcu yüzünden el konulan konutları geri verilmeli, el konulanlar da dahil konut kredi taksitleri emekçilerin ödeyebileceği şekilde düzenlenmelidir.
  • İnşaat tekellerine ve müteahhitlere sağlanan her türlü hibe, kredi, teşvik vb. uygulama son bulmalıdır. “Mega projeler” kapsamında planlanan lüks konut yapımından vazgeçilmelidir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa