22 Eylül 2022
DİĞER YAZILARI
Rüyada diploma 13 Mart 2025
Kaybettiniz 6 Mart 2025
Örgüt 27 Şubat 2025
Mehmet Türkmen 20 Şubat 2025
Güç bende artık 13 Şubat 2025
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
YAZI ARŞİVİ

18 yaşında genç. Liseyi bitirip hayalini gerçekleştirmek, öğretmen olmak için fakülte seçiyor. Çalışıyor, çabalıyor en erken 4 yıl sonra öğretmen diplomasını alıyor. Şimdi tek heyecanı bilgisini bir an önce çocuklara, gençlere aktarmak, sadece bilgisiyle değil duruşuyla onlara örnek olmak. Çocukla uğraşmak kolay değil. Doğru, yanlış ne duyar, ne görürse beynine yerleştirir. Öğreneceği yanlışı değiştirmek atomu parçalamaktan zordur. Öğretmen doğruyu bilmek zorundadır. Bilir de.

Ama ilk darbeyi, heyecanın önündeki ilk duvarı KPSS olarak karşısında bulur. Soruların yürütülüp ne olduğu, ne bildiği belirsiz adamlara, kadınlara dağıtıldığını görünce morali bozulur ama yılmaz. Ara sıra yapılan kuralara katılarak atanmaya çalışır. Atanamaz bir türlü.

İkinci darbe en tepeden gelir. “Devlet herkese iş bulmak zorunda değil.”

Yine yılmaz. Mezun olmasının üzerinden 5 yıl geçmiş, pazarda soğan satmak dahil türlü işlere girip çıkmıştır yaşayabilmek için. Gözü kulağı kadroda, kuradadır.

Bir kura, bir kura daha, bir türlü çıkamaz kuradan. Öğretmen olmanın ilk şartı pedagojik formasyon belgesini külah yapıp leblebi unu satmak geçer aklından. Gözleri yaşarır.

Eğitimden sorumlu bakan bu anı bekliyormuş gibi kükrer.

“Mühendisler de atanamıyor ama ağlamıyorlar.”

Ortaya şu sonuç çıkıyor; atanamayan mühendisler ağlamaz 1000’er, 1000’er Avrupa’ya göçer, öğretmenler ağlar.

Söyleyen kim?

Öğretmenlerin bakanı.

Mesleği ne?

Meslektaşım, mühendis.

Öğretmenlerin başına bakan atanan mühendis neden ağlasın.

Ama öğretim üyesi…

Pedagojik formasyonu var mı?

Bence yok. Ama kimin nesi var ki zaten.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Vergide sahte sefer

Vergide sahte sefer

Maliye Bakanı Şimşek’in servet sahiplerinin vergi ödememesine tepkiler üzerine ilan ettiği “vergi denetimi seferberliği”nden koca bir hiç çıktı. Müfettiş yetersizliği nedeniyle şirketlerin sadece yüzde 2’si denetlendi. Sınırlı denetimde bile kaçırıldığı tespit edilen vergi tüm şirketlerin ödediği kurumlar vergisinin yarısına erişti. Vergi yükü her zaman olduğu gibi bordro mahkumu emekçinin sırtında kaldı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Suriye’de Aleviler hem katledildiler hem de “Esed artığı”, “mezhepçi fitne”, “provokatör” gibi suçlamalara maruz kaldılar.

Evrensel'i Takip Et