Ekmek, okul, üniversite: Eşitlemenin, olanağın, eğitimin, diplomanın karşıtına dönüşmesi
Kaynak: Freepik
Bir olasılık, bu köşede açlık-beslenme sorunlarına değinmem de etkili olmuş olmalı ki geçen şûradaki iki üç olumlu karardan biri, beslenme sorununun şûra gündemine girmiş olması ve çocukların beslenme sorunlarına dikkat çekilmiş olmasıydı (Diğer ikisi köy okullarının tekrar açılması, okul öncesinin desteklenmesi sayılabilir).
Ekmek ve Gül, TTB, veli dernekleri, sendikalar, bazı belediyeler, sol sosyalist gruplar, CHP, İyi Parti, hatta dolaylı da olsa Sağlık Bakanlığının beslenme ile ilgili bir yönerge hazırlaması, bir duyuruda-bilgilendirmede bulunmasıydı.
SAĞLIK BAKANLIĞI: OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARI DÜZGÜN BESLENEMİYOR
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünün “okul çağı çocuklarında beslenme” ile ilgili bilgilendirmesi şu şekilde: “Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme her yaş döneminde olduğu gibi özellikle de çocuklar için çok önemlidir. Hızlı büyüme ve gelişme nedeni ile okul öncesi çocukların pek çok besin ögesine olan ihtiyacı hayatın diğer dönemlerine oranla daha fazladır ve bu dönemde kazanılacak beslenme alışkanlıkları yaşam boyu sürmektedir. Toplumun çekirdeğini oluşturan ve sürekli bir büyüme gelişme süreci içinde olan çocuklar, beslenme yetersizliklerinden en çok etkilenen gruplardan biridir ve çocukluk döneminde edinilen yanlış beslenme alışkanlıkları kalp hastalıkları, yüksek tansiyon ve şişmanlık gibi hastalıklar için temel risk faktörü oluşturmaktadır./ Sağlıklı beslenmenin yanı sıra çocukların daha hareketli bir yaşam tarzı benimsemeleri, fiziksel aktivite düzeylerinin arttırılması ve bu konuda desteklenmeleri çocukların sosyal, zihinsel ve bedensel gelişimlerine önemli katkılar sağlayacaktır.” Okulda öğle yemeği verilmesi ana öneriyi oluşturmaktadır.
Yaren Tan-Özlem Songül Abayoğlu’nun haberine göre, 6-12 yaş grubundaki bir çocuğun dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için günlük 3 ana öğün ve 2 ara öğünden oluşan çeşitlendirilmiş menülerin maliyeti ortalama 1540 TL.’dir.
Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkan Günay, okulda beslenmenin ailelere bırakılmasının çözüm olmadığını belirtiyor: “Çocuklar için sağlıklı öğünü bakanlıklar ailelerin sağlaması gerektiğini düşünüyor. Oysa halk sağlığını korumak, insan olmaktan gelen hakları temin etmek devletin görevi. Yapılması gerekenin en doğru şekilde uygulamaya geçirilmesi lazım. Kamuoyunun da bu konu ile ilgili hak talebinde bulunması çok önemli”.
BM GENEL SEKRETRİ: DİPLOMA EŞİTSİZLİĞİ BÜYÜTÜYOR
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünyanın yoksul ve zengin bütün ülkelerinde eğitim alanında derin bir kriz yaşandığına dikkati çekerek, eğitimde dönüşüm çağrısı yapıyor, küçük zengin bir azınlığın dışında eğitimde eşitsizliklerin arttığını ifade ediyor, durumun düzeltilmesi için çağrıda bulunuyor.
Yıllardır yazıyoruz. Örgün eğitim küçük bir azınlığa, MEB’in ifadesiyle yüzde 10 nitelikliye yarıyor. En önemlisi de diploma, ilerdeki eşitsizliklerin resmi meşruiyet kaynağı haline geliyor. “Daha iyi diplomalıyı” işe aldık. Fakirin 16 sene gecesini gündüzüne katıp erişmeye çalıştığı diploma maalesef diğer diplomalar karşısında ikinci üçüncü sınıf muamelesi bile göremiyor.
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ VE ANAYASA MAHKEMESİ: BÖYLE ÜNİVERSİTE, BÖYLE DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ OLMAZ
Yıllardır söylüyoruz YÖK ile düşüncenin özerk olması mümkün olmaz. Düşüncesi, fikri, vicdanı hür olmayan yer üniversite olmaz, bilim felsefe sanat olmaz.
Anayasa Mahkemesi, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. Dava Dairesi Hakimliğinin başvurusu ile üniversite öğrencilerine; gösteri, eylem, boykot vb. gibi eylemleri nedeni ile verilen disiplin cezalarını düzenleyen YÖK Kanunu’nun 54. maddesini iptal etti.
Bir bölge mahkemesi bu yasa ile anayasanın çeliştiğini belirtiyor, Anayasa Mahkemesine başvuruyor. Mevcut Anayasa ve Anayasa Mahkemesi bile böyle ucu bucağı belirsiz, temel hak ve özgürlükleri kısıtlamaya yol açacak disiplin yasası olmaz diyor.
KARŞITINA DÖNÜŞME: ÜNİVERSİTE, OKUL, EĞİTİM, DİPLOMA TAM TERSİNE DÖNÜŞÜYOR
Okullar açıldı. Üniversiteler açılıyor. Bugünler cıvıl cıvıl geleceğe umutla bakan çoluk çocuk genç ailelerin göğsünü kabartarak okula üniversiteye gidiyoruz, çocuklarımız okulda üniversitede dediği günler olmalı. Peki öyle mi? Tam tersine okul çocuğu kendi mahallesinin kaderine terk etmiyor, zorluyor, doğrudan kontrol ediyor. Üniversite tabelası altında, Boğaziçi yine görünür, hemen her üniversitede öğretim elemanları ve çalışanlar başına bir şey geleceğinden ürker korkar hale gelmiş, herhalde en çok kamera, özel güvenlikçi, görünmeyen polis-istihbaratçı-ispiyoncu, üniversite önlerinde ve yerleşkelerinde bulunuyor. Özgür düşünceye, bir toplantı yapmaya binbir engel çıkarılıyor, borazancılık dışında sorunların tartışılacağı etkinlikler baskılanıyor. Öğrenci “hırsız var” dese soruşturma geçirecek duruma gelmiş bulunuyor.. TÜBİTAK bu tür projelere destek açıklamıyor, aksine halk sağlığından çevre sorunlarına bu tür araştırma sonuçlarını paylaşanlar zorlanıyor.
Bilimi, hakikati, doğruluğu, ahlakı, açıklığı savunmaya kalkanlar, kötülüğe karışanlar değil de daha çok kötüyü ve kötülüğü ifşa edenler cezalandırılmaya kalkıyor.
Okullar, üniversiteler, kurumlar, Türkiye’de zaten pek çok şey iyi gitmiyor da dahası her bir şey karşıtına dönüşmüş gibi bulunuyor. Özgürlük öğrenci ve düşünene değil de çalan çırpana tanınıyor gibi bir hava esiyor.
Umarım tez zamanda toparlarız. Yoksa pek yakında bilgi bilimi yok eden yerlere okul-üniversite, köleliğe kulluğa özgürlük demeye başlayacağız. Yoksa çoktandır başladık mı bile.
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46