06 Ekim 2022 04:22

Özerk üniversite

fotoğrafta sırtlarını rektörlük binasına dönen akadenmisyenler görünüyor

Fotoğraflar: Ali Aktaş (CC BY 4.0)

Paylaş

Bulu’nun ilk Bululuğu Boğaziçi’nin kapısına kelepçe taktırmak, ikincisi de üniversiteye 2 yeni fakülte açtırarak, yönetimi sulandırıp idareyi ele geçirme girişimi oldu. Önce alelacele hukuk fakültesi kuruldu. İsteyen Bulu, kuran en tepe. Ya da tam tersi. Daha doğrusu ikisi birden.

Fakülte kurulunca üniversite yönetiminde Reis’den yana el kaldıracak hoca(?) gerektiği için “Hukukçu” arandı ve sonunda yüzlerce hukuk hocası arasından buluna buluna Bakan Nebati’nin dayı oğlu Selami Hoca bulundu. Üniversite içerisinde ne yaptı bilinmez ama atanır atanmaz kanal kanal dolaşmaya, dayı oğluna ve onu oraya atayanlara layık olmaya çalıştı. Neyse o da geçti.

Diğer fakültede hareket yokken bir dekan bir hoca ile hukuk fakültesi tam iş başı yapmıştı ki, bilmem kaçıncı kez yönetime sırtlarını (kibarca sırt diyoruz) dönen münafık(?) hocalar kalkıp işi mahkemeye taşıdılar, “Üniversite özerkliği“ filan gibi garip gerekçelerle Eğitim Sen’in de katılımıyla Danıştayda dava açtılar. En tepede Reis, daha aşağıda Nebati ve dayıoğulları, biraz daha aşağıda Bulu’nun halefi İnci tam kadro “Bu ne cüret, bu ne aymazlık” diye zıplarken bir de ne görelim: Danıştay savcısı 2809 sayılı Yükseköğretim Teşkilatı Kanunu’nun Ek 30. maddesinde, fakülte kurma hakkının Cumhurbaşkanına verilmesini, Anayasa’nın 130. maddesi ile uyumsuz bulmasın mı? Üstüne üstlük üniversite özerkliği doğrultusunda fakültelerin kanunla kurulması gerektiğine işaret etmesin mi?

Yetmezmiş gibi bir de “Ya Anayasa maddesi kaldırılsın, ya fakülte” gibi bir şeyler söylemesin mi?

Danıştay savcısına bakın. “Evet efendim, sepet efendim” dese önce Yargıtaya, oradan Anayasa Mahkemesine, oradan emeklilik sonrası Meclise girmek varken, Anayasa, hukuk filan diye görüş bildiriyor.

Bakalım diğerleri ne diyecek?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa