Satrançta hile skandalı büyüyor

DİĞER YAZILARI
Prestij 27 Temmuz 2024
Adalet 20 Temmuz 2024
Ayın karanlık yüzü 13 Temmuz 2024
Şampiyonun düşüşü 8 Haziran 2024
Kim bu Gukesh 27 Nisan 2024
Gordion Düğümü 20 Nisan 2024
YAZI ARŞİVİ

Hans Niemann isimli Amerikalı satranç ustasının oyunlarda hile yapıp yapmadığı sadece satranç dünyasının değil aynı zamanda malzeme arayan medyanın da fazlasıyla ilgisini çekmiş görünüyor. Satranç dünyada ve ülkemizde uzun yıllardır delilik ve dahilik arasında oynanan bir oyun olarak lanse ediliyordu. “Queen’s Gambit” dizisindeki ana karakterin ruhsal sorunları, Stefan Zweig’ın “Satranç” adlı romanındaki psikolojik problemli karakterler ile birlikte bugüne kadar birçok sinema ve edebiyat eserinde satranç ve insan ilişkisi hep çarpık bir şekilde açıklanmaya çalışıldı. Bu çarpıklığın ana sebebi ise satrancın dışarıdan bakıldığında anlaşılmaz, derin, gizemli hatta mistik görünmesiydi. Genellikle bu eserlerin yaratıcıları satranç tarihini ve kültürünü yakından tanımayan ve satrancı anlamamış kişilerden oluşmaktadır. Oysa satranç, tarih boyunca savaş taktiklerinden bilgisayar ve yapay zeka teknolojisine kadar insana ait olan birçok şeyin gelişmesine katkı sunan kültürel ögelerden biridir. Ne var ki satrancın insanlığa katkılarını bir sanat yapıtına dönüştürmek gerçekten meşakkatli bir iştir. Kolay olansa satranç oyuncularının yaşamlarına mercek tutarak, “Evet çok zeki ama sanki biraz da deli”, “Evet o bir deha ama alkolik” diyerek belki de bir anlamda satrancı anlamamış olmanın verdiği eziklikten kaynaklanan intikam söylemidir.

Son zamanlarda yaşanan Niemann olayı ise özellikle bizim medyada bambaşka ve tuhaf bir boyuta taşınmış durumda. Rating, reklam ve tıklanma uğruna ne yapacaklarını şaşırmış insanlar. Sözcü gazetesinin çarşamba günü Niemann olayı ile yayımladığı haberin başlığı “Seks oyuncağı ile hile yapan satranç oyuncusunun foyası ortaya çıktı” şeklindeydi. 16 ve 22 Eylül’de de aynı gazetede benzer iki başlık atılmış olması haberin getirisinin iyi olduğunu gösteriyor. Akıldan ve izandan bu kadar uzak bir haber anlayışı ne yazık ki ancak bizim ülkemizde olur. Bir zamanların ünlü “sakallı bebek” haberinin modern versiyonu gibi. Hiçbir kanıta, araştırmaya dayanmayan, kim olduğu bile bilinmeyen birinin fantezi dünyasından çıkmış bir düşünce ile habercilik yapmak bu kadar kolay işte.

Niemann’ın yükselişinin satranç tarihinde eşi benzerinin bulunmayışı ve Chess.com’un 72 sayfalık raporunda belirtildiği gibi daha önce defalarca hile yapmış olması nedeniyle ben de Niemann’ın hilekar olduğuna inanıyorum. Fakat Niemann suçu ispat edilene kadar hukuk önünde masumdur. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktır ve çıkana kadar inanmak ile bilmek arasındaki farkı çorbaya çevirmenin de anlamı yoktur.

TSF ÖZERKLİĞİNİ FİİLEN KAYBETTİ

Özerk spor federasyonu tanımı, federasyonun kendi iç işlerinde bağımsız hareket edebilmesi anlamını taşır. Kağıt üstünde özerk olan Türkiye Satranç Federasyonu bu özelliğini hükümetin kanatları altına girdiğinden beri her geçen gün kaybediyor. Daha önce antrenörlük belgelerinin verilmesi yetkisini Spor Bakanlığına kaptıran Satranç Federasyonu son olarak lisans işlemlerini de bakanlığa devrediyor. Artık sporcu, antrenör ve hakem lisanslarını federasyon değil bakanlık verecek. Bu teslimiyetin ilk icraatının sonucu olarak daha önce lisans ücreti ödemeyen 16 yaş altındaki sporcuların artık lisans çıkarmak için ücret ödemesi zorunluluğunun getirilmiş olması. Olumlu tarafından bakacak olursak, böylece bir gecede binlerce sporcu lisansı yapan kulüplerin gerçekte ne kadar sporcuları olduğunu öğrenebileceğiz. Yetkilerini bakanlığa teslim eden federasyonun “Bir milyon sporcumuz var” balonu da bizzat bakanlık tarafından sönümlendirilecek ama aynı zamanda lisans gelirlerinin kontrolü de bakanlığa geçecek. Niemann olayını cinsellik sosuna bulayan medyamızın, özerk federasyonların fiilen değişen statüsüyle ya da satrancın gerçek sorunlarıyla asla ilgilenmediğini de birinin tarihe not düşmesi gerekir.

Evrensel'i Takip Et