Sansür yasası

Altmış senedir basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü alanlarında geri gidiyoruz. 2005’e kadar AB’ye gireceğiz diye bazı kısmi iyileştirmeler yapmışlardı ama onları da uygulamamak için ellerinden geldiği kadar direndiler.

Bazı yorumcular son sansür yasasında havuç niyetine bazı iyileştirmelerin de olduğundan söz ediyorlar. Örnek olarak da internet gazeteciliğinin de basın yasası kapsamına alınacağı ve internet gazetelerinde çalışanlara da basın kartı verileceğini gösteriyor.

O kadar özgürlüklerden uzak bir ortamdayız ki ve maalesef bazı arkadaşlarımızın özgürlük anlayışları o kadar dar ve sığ ki, bu iki düzenlemeyi iyileştirme, özgürlük sanıyorlar.

Birinci olarak, bütün yasalar hak ve özgürlükleri kısıtlamak için yapılır. Bize özgürlükleri veriyormuş gibi görünen düzenlemeler aslında özgürlüklerimizi kısıtlamak içindir. Onun için de dikkat ederseniz AİHM kararlarında “Bu düzenleme ile getirilen kısıtlama demokratik bir toplum için gerekli midir?​” diye tartışılır.

Neyse, işin bu tarafını şimdilik bir tarafa bırakalım. Ama, internet gazeteciliğinin basın yasası içine sokulmasında sizin için nasıl bir özgürleşme var. Ya da internet gazeteciliği yapan kişilere Basın Kartı Komisyonu kart verecek diye niye seviniyorsunuz?

Kartı neden memurlardan oluşan bir komisyon veriyor. Yıllardır mevcut komisyona göre basın emekçilerinin binlercesi gazeteci sayılmıyor diye itiraz etmiyor muyduk? Şimdi internet gazetecilerini de gazeteci kabul etmeyecekleri için mi seviniyoruz? Metin Göktepe’yi gazeteci kabul etmiyorlardı, yeni Metin Göktepeleri yine gazeteci kabul etmeyecekler. Cezaevlerindekilere “Onlar gazeteci değil terörist” diyecekler. Bir basın kuruluşunun kadrolu elamanı olmak ne zamandan beri gazetecilik kriteri oldu. Bu kanunu hazırlayanlar hiç serbest gazetecilik diye bir şey duymadı mı? Gazeteci ölünceye kadar gazetecidir sözünü de duymadılar mı acaba? Yazdığı bir haberi yayımlanan, yazdığı bir makalesi bir gazete ya da dergide yayımlanan herkes gazetecidir. Bunun için bir komisyonun kart vermesine gerek yoktur. Eğer gazeteci için bazı kolaylıklar sağlaması için kart verilmesi gerekiyorsa, onu yazılarını-haberlerini basan yayın kurumu verir.

İnternet gazeteciliğini kurumlaştırıyorlar diye sevinenlere kötü bir haber. Aynen gazeteler gibi cezalandıracakları sorumluları ihdas ediyorlar. Yarın hapisteki gazetecilerin yanına internet gazetecilerini de koyacaklar. Fazla sevinmeyin.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu icat ediliyor. Bu “suç” nedeniyle gerçekten halkı yanıltıcı bilgi ile yanıltanlar mı yargılanacak ve cezalandırılacak? Öyle olsa egemenler böyle bir yasa çıkarır mı? O zaman önce Cumhurbaşkanı, bakanlar, milletvekilleri, yandaş gazeteciler, din adamları, patronlar, esnaf vb. yargılanmaz mı?

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayanlar, hep iktidar olacaklarını düşündükleri için bu yasayı çıkartıyorlar. Bu yasa ile iktidarı eleştirenleri, halkın çıkarlarını savunanları yargılayacaklarını düşünüyorlar.

Devranın döneceğini, iktidarı kaybettiklerinde bu yasa ile hepsinin yargılanacağını akıllarına bile getirmiyorlar.

Seçimlere giderken muhalif medya, sosyal medya olmasın istiyorlar. Sadece bizim yalanlarımız halka ulaşsın, halkı yanıltıcı bilgiden başka bir şey yayılmasın diyorlar.

Ama bu mümkün değil. Bugün gelinen yerde gerçekleri tamamen gizlemek mümkün değildir. Hırsızlıklar, yolsuzluklar, sömürü, kayırma, torpil, sefahat içinde yaşayan azgın azınlığın yaptıkları gizlenemez.

Yeter ki, birileri bu gerçekleri yaymayı kafasına koysun. Mutlaka bir yolunu bulur.

Zalimin zulmü sonsuza kadar sürmez.

Evrensel'i Takip Et