İTÜ ve Yedi Yıl Savaşları ile Ukrayna-Rusya Savaşının ne ilişkisi var?
Fotoğraf: Evrensel
Her şey birbirine bağlı olmak zorunda değil ama pek çok şey de tarihi yapısal olarak süregitmektedir. Balkanlar ve Baltıklar son 500 yılın en önemli çatışma alanını oluşturmaktadır. Napolyon’u da Osmanlı’yı da Sovyetleri de bu çatışmalar çok derinden etkilemiş, bir yandan bitişlerinde çöküşlerinde diğer yandan çıkışlarında önemli bir merhaleyi oluşturmuştur.
2002’de Evensel’den çıkan “Savaşa Karşı Yazılar”da içinde yaşadığımız güncel uygarlığın da bir “Savaş Uygarlığı” olduğunu yazmıştım. Maalesef savaş uygarlığı sürüyor, hatta aradan 20 yıl daha geçmiş, savaş 2000’lerden bile daha sertleşerek ve yayılarak devam ediyor.
YEDİ YIL SAVAŞLARI, İNGİLTERE, FRANSA, ALMANYA, RUSYA, O GÜN, BUGÜN SONUÇLARI
Yedi Yıl Savaşları bir tarafında Fransa, Avusturya, Rusya, İsveç, İspanya ve ortaklarının, diğer tarafında Prusya (Almanya), Büyük Britanya, Portekiz gibi ülkelerin yer aldığı Avrupa’nın güçlü devletleri arasında 1756-1763 yılları arası yaşanmış bir dizi askeri çatışmadır.
Modern dönemin ilk büyük küresel çapta çatışması Yedi Yıl Savaşları ile başlatılabilir mi bilemiyorum, ama çok önemli bulunuyor:
Galibiyeti İngiliz emperyalizminin üstünlüğüne, Mağlubiyeti Fransız Devrimine,Hepsi birlikte Osmanlı’nın çöküşüne giden Kırım savaşlarına yol açtı.Bugün Ukrayna’da tüm NATO müttefikleri ile Rusya’nın çatışması da bunun uzun erimli sonuçları arasında yer alıyor.
FRANSIZ BARON DE TOTT: İSTANBUL, KIRIM, ÇEŞME, ÇANAKKALE, İTÜ
Osmanlıda büyük yenileşme arayışları Osmanlı-Rus savaşlarındaki ağır yenilgiler dönemine rastlıyor. Bu yenileşmede Fransa aktif bir rol alıyor. Başka isimler de var ama bu süreçte en sembolik isimlerden birini Baron de Tott oluşturuyor. Macar asıllı Aristokrat ve Fransız subayı (1773-1793) 1754’te teğmen oluyor ve III. Osman (1754-1757) zamanında ve 1755-1763 arası yıllarında İstanbul’da Fransız elçisinin sekreteri olarak çalışıyor, oradan 1967’de Kırım’a Fransız konsolosu oluyor. III. Mustafa (1757-1774) döneminde Kırım’da Kırım girayının 1769 yılında başlattığı kış saldırısında gözlemci (bizzat savaş teşvikçisi ve danışmanı) olarak bulunuyor (savaş 1768-1774). Rusların 1770’te Çeşme’de Osmanlı donanmasını yakmaları üzerine Baron de Tott, Fransa ve Osmanlı tarafından İstanbul’un düşmemesi için Rus donanmasına karşı Çanakkale’yi savunmakla görevlendiriliyor. Savaş kaybedilerek Küçük Kaynarca Antlaşması ile Kırım bağımsız kabul ediliyor ancak Rusya Kırım’ı 1783’de ilhak edince İngiltere ve Fransa’nın da teşviki ile 1787-1792 arası tekrar Osmanlı-Rus Savaşı oluyor, bu savaş Osmanlı’nın daha da büyük kaybı ile sonuçlanıyor.
Baron de Tott’un anılarının Türkçe çevirisini yayına hazırlayan Mehmet R. Üzmen “Tarihin milletlere en büyük ibret dersi olduğunu unutmayalım!” diye not düşüyor. Çünkü Baron de Tott anılarında bir şişe rüşvete din gelenek kural tanımayan çoğu cahil Osmanlı memur ve tebaasına dair aşağılamaya varan bol örnekler veriyor.
Bu yozlaşma ve yenilgiler yeni arayışları getiriyor. Yenileşme ihtiyacı da en başta ordudan başlıyor. Orduda topçu sınıfının ağır toplarla hareket etmekte güçlük yaşamalarını düzeltmek için Baron de Tott Saltanatın oluru ile “sürat topçuları” adında askerî bir birlik ve bu donanmanın subaylarını yetiştirmek üzere de 1773 (1775?) yılında Mühendishane-i Bahr-i Hümayun’u kuruyor.. Bu süreç 1824’te Yeniçeriliğin tümden kaldırılmasına, modern ordunun kurulmasına yol açacaktır.
Özetle Balkanlar, Kafkaslar, Baltık Bölgesi 300 yıldır paylaşım savaşlarının ana üssü olmuş bulunuyor ve bugün de bu savaşlar 300 yıl sonramızla yakından ilgili gözüküyor.
Balkanlar, Kırım, Ukrayna, I., II., III. Paylaşım veya paylaşamama savaşları, o savaş bu savaş, sonuçta savaşa ne yol açıyor ve savaşlar nasıl aşılabilir, daha genel veya ilkesel derinliğini sormak durumundayız.
ÜSTÜNLÜK, KAPİTALİZM, YAYILMACILIK: SAVAŞ UYGARLIĞININ MUHTEVASI, ÖZÜ NEDİR?
“Savaş Uygarlığı”nın özü nedir, bir uygarlığı ne savaş uygarlığı yapar? 1-Üstünlük arayışı durumunda savaş uygarlığı zorunlu bir parçası hale gelir. 2-”Para (çıkar)” yani kapitalizm temel değer ise savaş uygarlığından kaçınılamaz. 3-Dolayısıyla yayılmacılık arayışı bunların parçası olur, yayılmacılık arayışı varsa savaş uygarlığı o “uygarlığın” zorunlu bir boyutu haline gelir.
‘YAŞATMA’ İSTENCİ VE DOSTLUK: SAVAŞA KARŞI ÇÖZÜM NEDİR? BARIŞIN MUHTEVASI ÖZÜ NEDİR?
Geçici ateşkes herhangi bir şeye çözüm değildir. Kalıcı barışın özünün esasının ne olduğu sorulmalıdır. Çözüm insan ve insanlık ideasında, insan-toplum-doğa tasavvuru veya fikrindedir. Çözüm yolu her insanın, her varlığın, her tek tek var olanın “eşit değerde ve özgür” olarak dünyaya geldiği, bunu “kardeşçe” yaşamasıdır. Bunun için yol yöntem çok bulunur. Önemli olan öncelikle ne istediğimizdir. İnsanı, insanlığı, canlıyı, doğayı, birlikteliği artırmak istiyorsak “yaşatmak” ana ideal, ana değer olmalıdır. Bir şey nasıl yaşatılır, bunun yol ve yöntemi çoktur ve savaştan çok çok daha az maliyetlidir.
Bunun için her şeyden önce zihinsel bir devrime ihtiyaç var, zihinsel devrimlerin de ete kemiğe bürünmesi gerekmektedir. İhtiyacımız olan kudretin teorik ayağı “yaşatma” istencinde, pratik ayağı “dostluk”ta bulunmaktadır.
BİR NOT: PSİKOLOJİ KONGRESİ İÇİN DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ SEÇİMİ UYGUN MU?
Psikoloji Kongresi 13-16 Ekim tarihlerinde Doğuş Üniversitesinde yapılacakmış. İlgili üniversitede hukuk dışı muamelelerle karşılaşan ve sonunda KHK’liler arasına sokulan Psikolog Prof. Dr. Serdar Değirmencioğlu böyle bir kongrenin nerede düzenleneceğinin ilkesel bir karşılığı yok mu diye soruyor.
- Okul yok, yemek yok, elektrik yok, internet yok ama "uzaktan, "kesintisiz" eğitim şahane 17 Ocak 2025 04:02
- MEB’in başarısı muhteşem tıklanma rekoru: İnsanın iyi ki pandemi ve deprem olmuş diyesi geliyor 10 Ocak 2025 04:58
- 22 yıllık, 72 yıllık gerileme: MEB’in, AKP’nin, milli görüşün ‘Milli Maarif’ ve ‘MESEM’ başarısı 03 Ocak 2025 04:26
- Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli 27 Aralık 2024 04:43
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42