Tom Amca’nın kulübesi
Fotoğraf: AA
Hafta içinde yapılan kabine toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alevi-Bektaşi vatandaşların tüm talep ve beklentilerini saptadıklarını, hemen çözülebilecek olanları, valilikler ve belediyeler aracılığıyla çözüme kavuşturduklarını belirttikten sonra şu önemli açıklamayı yaptı:
“Sunulan hizmetlerin sürekliliğini sağlamak için Kültür ve Turizm Bakanlığımız bünyesinde Alevi ve Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurma kararı aldık. Artık cemevi hizmetlerinden eğitim faaliyetlerine kadar tüm çalışmalara bu kurumsal yapı çatısı altında destek sağlanacak. Aynı şekilde cemevi erkan hizmetlerini yürüten Alevi, Bektaşi inanç önderlerine de bu kurum bünyesinde kadro verilecek. Tarihsel süreklilik içinde kullandıkları vakıf mülklerine kira ödemek durumunda kalan Alevi, Bektaşi kurumları, buralardan ücretsiz istifade edebilecek.”
Konu, ağırlıklı olarak cemevini bir inanç mekanı olarak tanımayan bir zihniyetin, sürecin yönetilmesini kültür alanına havale etmesi ve buharlaşan laiklik üzerinden tartışıldı. Alevi gündemini belirleyecek bir kurum icat etme tercihinin içerdiği teolojik yetki iması ve bu bağlamda inanç biçimleri arasında kurulan hiyerarşi, epeyce eleştirildi. Ancak Alevi inancına yönelik bu önemli müdahale, Erdoğan’ın cümlelerinde geçen “kurumsal yapı,” “kadro” ve “kira” vurguları üzerinden değerlendirilmeyi gerektiriyor.
* * *
1852 yılında yayımlanan ‘Tom Amca’nın Kulübesi’ romanı köleciliğin korkunçluğunu, kölenin yaşam koşullarının ahlaken ve dini açıdan yanlışlığını anlatır. 19. yüzyıl Amerika’sında İncil’den sonra en çok satan kitap olma özelliğini taşıyan bu romanın kölecilik karşıtı hareketin güçlenmesine katkı yaptığı ve köleciliğin sönümlenmesinde önemli bir dönüm noktası olan Amerikan İç Savaşı’na giden yolu açtığı iddia edilmiştir. Sahibinin borçları nedeniyle birkaç kez satılarak uzun yıllardır yaşadığı çiftlikten ayrılan yaşlı köle Tom’un merkezinde yer aldığı metin boyunca, aynı yüzyılın ırkçı tiyatro gösterilerinde sahnelenen tembel, ahmak, şaklaban ve batıl inançları olan siyah tiplemesine karşı bir yanıt verilir. Romanın sayfalarında Tom Amca üzerinden çizilen portre munis, sadık ve çıkış yolunu dinde arayan bir kişilik olarak şekillenir.
Ancak 20. yüzyılda yapılan yorumlarla romanın algılanış biçimi ve karakterlerin toplumsal işlevinde çok önemli bir değişiklik meydana gelmiştir. Bu tarihten itibaren örgüsü ve tiplemeleri üzerine yapılan eleştiriler, romanın köleciliğin ortadan kalkmasındaki işlevini gölgelemiş, Tom Amca tipolojisi siyah toplum içinde utanç verici bir karakter olarak tanımlanmaya başlamıştır. Sözlüklere girecek, psikolojik kuramlara isim olacak kadar yaygınlaşan bu tipoloji artık beyaz gibi olmaya-görünmeye çalışan, uşak ruhlu siyahları tarif eder olmuştur.
ABD’de günümüzde siyasal alandan iş dünyasına, akademik ortamdan sanat çevrelerine kadar Tom Amcaların varlığı her alanda gözleniyor. Ekonomik destek programları, güdümlü atama kararları, burs ve fonlarıyla ABD kapitalizmi, ürettiği Tom Amcaları üzerinden siyah toplumu bölerek siyaseten etkisizleştirmeyi sürdürüyor.
* * *
Alevi ve Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulmasıyla ilgili teklif, günümüz Türkiye’sinde kamu kurumlarının işletilme biçimi göz önüne alındığında tuzak ve tehlikelerle doludur: Diğer inanç biçimlerini değil de yalnızca Alevi ve Bektaşi inancını kültür bürokrasisine bağlayan bu öneri, Aleviliği inançlar hiyerarşisinde daha alt bir statüde görme eğilimini kurumsal düzeyde tescilleyecek bir adımdır. Yapılması planlanan düzenleme ‘demokratik ilerleme’(!) görüntüsü vererek Alevi kimlik ve inancının tek tipleştirilmesi ve bürokratik mekanizmalarla kontrol altına alınması niyetini göstermektedir. Öte yandan şu ana dek kendi yağıyla kavrularak ayakta kalan Alevi kurumlarının öz kaynaklara dayalı yönetilme biçiminin bozulması tehlikesini de içinde taşımaktadır.
Kanun teklifinde yer alan, Danışma Kuruluna ‘Cumhurbaşkanlığınca üç yıllığına seçilecek’ kişilerin ve taşra teşkilatında maaşlı istihdam edilecek inanç önderlerinin seçilme biçimlerinin tartışma yaratacağını ve Aleviler içinde ayrımları derinleştirme potansiyeli taşıdığını şimdiden söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak, Erdoğan rejiminin gizli-açık niyeti ne olursa olsun, Alevi toplumu içinde Tom Amcalar üretmeye yönelik adımları bertaraf edecek bir olgunluk düzeyinin varlığını düşünmek için pek çok neden mevcuttur.
* Harriet Beecher Stowe. 2004. Tom Amca’nın Kulübesi. Çev. Tülin Nutku. İstanbul: Can Yayınları.
- Ahmet Özer'in tutuklanması ve Kolombiya barış sürecinden dersler 03 Kasım 2024 04:32
- Fethullah Gülen'den sonra... 27 Ekim 2024 04:02
- ‘Çözüm’ü küçük çıkarlar için heder etmek 20 Ekim 2024 04:47
- ‘İç cephe’ çağrılarını 10 Ekim 2015’te yitirdiklerimizin fotoğraflarına bakarak düşünmek 13 Ekim 2024 04:47
- İsrail devleti terörü neleri örtüyor? 06 Ekim 2024 04:32
- Sağda birlik arayışları ve Kürtler 29 Eylül 2024 04:45
- Günay Kubilay'dan "Bir Kumpas Davasının Anatomisi" 22 Eylül 2024 04:00
- Narin… 15 Eylül 2024 04:51
- Reşit Kibar "Ne" için öldürüldü? 08 Eylül 2024 04:04
- ‘Barış’ emekçinin hayatına nasıl dokunur? 01 Eylül 2024 04:10
- ‘Kolektif Şiddet Siyaseti’ 25 Ağustos 2024 05:07
- Filistin kimin ‘dava’sı? Filistin kimin ‘dava’sı olmalı? 18 Ağustos 2024 04:50