Meydan
YÜRÜDÜKÇE
Karanlığın içinde, üstüne basa basa yürüdükçe sokak bir meydana açılacaktır. Çünkü her ara sokak bir meydana açılır, yürüdükçe.
MEYDAN
Işıl ışıldı meydan. Aydınlık bitmez. Kararmaz gökyüzünün mavisi. El ele verince sokaklar, evler, insanlar.
GÖREMEDEN
İşten eve, evden işe taşınıyoruz. Tren, vapur, tramvay, metro, otobüs, minibüs, otomobillerle. İşten eve, evden işe. Durmadan. Üstümüzden geçip giden gökyüzünün altında. Göremeden kuşları.
GÖRMEDEN
Sokak içine çeker seni. Gökyüzüne açılır. Taşıyla, toprağı, kedileri, köpekleriyle. Görmeden sokağı kapatan otomobillerle çevreyi kuşatan, beton duvarlarıyla göğe tırmanan evleri.
KUŞLAR UÇACAK
Kentin her gün bulanıp kararan havasında bir gün, bir top kuş uçsa. Uçsa da kanat çırpışlarıyla havayı tazelese. Güneşin aydınlandığını, kırlarda konduğu ağaçlarla çiçeklerin kokusunu getirse. Benzin, mazot kokularıyla egzoz dumanları yerine.
SEN DE UYANDIĞINDA
Sabah uyandığımda, sen de uyandığında yanımda. Sabah çiğinin ıslattığı toprak kokusuyla. Ay çiçekleri, tarlalar boyunca güne döndüğünde, parlarken gün ışığı Yüzüm aydınlanırken yarı karanlık odamda. Evler, sokaklar, caddeler, alanlar, koca bir kara parçası aydınlandığında, yanımda sen de uyandığında.
SEN OLMAYINCA
Belki de bir şiir yazarım, yalnızca yalnızlığıma, bir sabah uyandığımda. Yanımda sen olmayınca.
Evrensel'i Takip Et