25 Ekim 2022 04:55

Hani nas ortadaydı, bu faizcilik ne?

Arkada çeşitli madeni paralar, önde yükselme eğiliminde grafik

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Erdoğan’ın dili varmamış olmalı. 2023 bütçesini Yardımcısı F. Oktay açıkladı. Yoksa örneğin geçen yılın bütçesine göre 100 milyar artırılan “sosyal yardımları” elbette Erdoğan açıklamak isterdi.

Ancak, bir “seçim bütçesi” olmanın yanı sıra 2023 bütçesinin temel belirleyeni “faiz bütçesi” oluşu.

Erdoğan bu konuda netti! Biliniyor, “Faizi savunanla beraber olamam. Bu görevde olduğum sürece faiz ve enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bu konuda nas ortada” demişti. Birbiri ardına Merkez Bankası başkanlarını değiştirerek, işçi ve tüm üreticileri sürünecekleri gelirlere mahkum ederek ihracatı artıracağını düşündüğü faiz indirimleri dayatmaktaydı.

Oysa 2023 bütçesinin büyük kısmı faiz ödemelerine gidiyor.

Ek bütçeyle birlikte 2022’de faiz giderleri 330 milyar TL’ydi. 2023 bütçesinde faiz ödemeleri 566 milyar TL. Ve üstelik şimdilik bu kadar. Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da ek bütçeyle bütün gider kalemleriyle birlikte faiz giderlerinin büyümesi kaçınılmaz görünüyor.

Sağlık harcamaları en büyük kalem ve 697 milyar TL görünüyor. Ancak bu görüntü ve ülkede hastanelerin ulaşılmazlığı ortada. Bu miktarın büyük bölümünü ancak parası olanın gidebildiği şehir hastaneleri yapım, malzeme ve hizmet alımıyla “müşteri” sübvansiyonu oluşturacak.

İkinci büyük kalem eğitim harcamaları. Eğitime ayrılan 650 milyar TL, geçen yıla göre yüzde 67 artıyor. Ancak bu, tüm harcamalardaki artış gibi, yüzde 200’e yaklaşan enflasyon (resmi rakam  yüzde 83.5) hesaba katıldığında reel bir artış değil. Gerçekte eğitim harcamaları azalıyor. Üstelik, bütçede eğitime ayrılan pay, faiz ödemelerinden sadece yüzde 15 fazla. O “nas” denen faize yapılacak harcama tam 566 milyar TL.

Faize gidecek para, sosyal yardımlara ayrılan 259 milyarın yaklaşık iki katı. Savunma sanayine ayrılan destekle birlikte 469 milyarlık “savunma” harcamalarından yaklaşık 100 milyar TL fazla. Faiz giderleriyle Hazinenin BOTAŞ’a aktarmakta olduğu enerji alımı desteği hemen hemen başa baş.

Erdoğan’ın seçim kozu olarak açıkladığı 442 milyarlık maliyeti olan sosyal konut projesine bütçeden sadece 10 milyar TL, tarıma ise yalnızca 54 milyar TL ayırılmışken, faiz ödemeleri yüzde 66 arttırılıyor!

Nereye gidecek faiz ödemeleri? En başta “kur korumalı mevduat” hesabı olan dar bir zümreye. Tahvil, borç vb. faizleri olarak, başta bankalar ve finans tekelleri olmak üzere yerli ve yabancı sermayeye.

Öte yandan, 4.5 trilyon TL’lik harcamalarıyla 2023 bütçesinde 659 milyarlık açık öngörülüyor.

Bitmiyor. 2022 bütçesinin öngörülen açığıysa 461 milyar TL. 2022 bütçesi ilk 9 ayda 45.5 milyar açık verdi. Bunun anlamı şu ki, son üç ayda 416 milyarlık fazladan açık planlanıyor. Yani, Erdoğan bu yıldan kalanla birlikte, “seçim bütçesi” olarak 1.1 trilyon TL’yi aşan bir meblağ ayırmış durumda. Bunun ekonomiyi bir miktar canlandırıp büyütmesi düşünülebilir, ancak enflasyonu tırmandıracağı tartışmasızdır.

Bir başka tartışmasız gerçek, Ukrayna Savaşı ve sonuçlarının körüklediği kapitalizmin dünya ölçüsünde yayılmakta olan kriz koşullarında özellikle enerji ve gıda, ama bütün ürünlerin fiyatlarının katlanmakta olmasıdır. Dolayısıyla Türkiye’nin enerji, ham madde ve döviz çıkmazı büyüyecek, buradan oluşacak baskıyla birlikte izlenmeye başlayan seçim ekonomisi enflasyonu uçuracaktır.

Bunun bir sonucu bugün öngörülen faiz ödemelerinin katlanması, ikinci sonucuysa işçi ve emekçilerin reel ücretleri düşerken yoksullaşmalarının derinleşmesi olacaktır.

Nas’a rağmen faiz ödemesi artacaktır, faize karşı olduğunu söyleyen Erdoğan’ın Türkiye’yi getirdiği yer tam bir faiz batağıdır. Erdoğan en büyük faizcilerdendir.

Erdoğan, asgari ücrete yaptığı, bu yılki faiz ödemeleri artışının altındaki yüzda 50’lik zamla övünüyor. Önümüzdeki günlerde, “seçim yatırımı” kapsamında asgari ücrete herhalde yine bir zam yapacaktır. Oysa 5 bin 500 TL’lik asgari ücret enflasyona çoktan ezildi ve yenisi, daha yapıldığı gün yine enflasyonun altında kalacak. Faiz kazançlarıyla zenginliklerini katlayanların Türkiye’sinde, hemen tüm işçileri kapsar olan asgari ücret, Türk-İş’in açıkladığı yoksulluk sınırı olan 24 bin TL’den az olmamalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa