25 Ekim 2022 04:00

Böğürtlen Zamanı

Böğürtlen

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

“Onu anlıyorum.
Çünkü düşler, kuşlar ve çocuklarda
Zaptedilmesi imkansız bir fırtınadır
Özgürlük Tutkusu”

Murat Türk

Hukuk dışı olduğu için sonunda kaldırılan DGM’lerin kararları hala yürürlükte. 90’ların kaos yıllarında bir çok genç bu mahkemeler tarafından müebbet hapse mahkum edildi.

Hapiste Unutulan Yazarlar” başlıklı yazımda bu konuya daha önce değinmiştim.

https://artigercek.com/makale/hapiste-unutan-yazarlar-183838

https://yeniyasamgazetesi3.com/hapiste-unutulan-yazarlar/

DGM’ler kalktı ama bu kez “özel” statüde Ağır Ceza Mahkemeleri aynı işlevi devam ettiriyor.

Osman Kavala’ya bakın, yılları katlamaya devam ediyor cezaevinde.

Gezi tutsaklarının ne kadar yatacağı bir meçhul…

Çiğdem Mater’i cezaevi kapılarında babasını ziyaret etmek için annesi ile bekleyen bir çocukken tanımıştım.

Şimdi annesi babası ziyaret kuyruklarında.

Kuşaklar boyu devam eden bir zulüm.

Çetin Altan, 12 Mart darbesinin mahpusu olacaktı.

Oğulları, anneleri ile Göztepe’den yollara düşerlerdi Çetin Altan’ı ziyaret için.

Oğulları RTE’yi babaları ile tanıştırdıklarında, hiç gözü tutmamıştı Çetin abinin.

O haklı çıktı.

Ergenekon, 28 Şubat, 15 Temmuz tantanaları derken bu kez Çetin Altan’ın oğulları, Ahmet ve Mehmet’e geldi mahpusluk sırası.

Hapiste unutulan yazarlardan biri de Murat Türk.

1995 yılında müebbet hapse mahkum oluyor yeni zamanların İstiklal Mahkemeleri olan DGM’lerde.

27 yılı katlamış vaziyette... Çalınan hayatların örneklerinden biri…

Daha yatacağı 7 yılı var.

Başka bir engel çıkarılmazsa 2025 yılında tahliye olacak.

Aram Yayınlarından çıkan “Böğürtlen Zamanı” büyük ilgi gördü, üst üste baskı yaptı.

Kitabın Kürtçe orijinali,  "Dema Drîreşkan"  4 yıl önce, 2018 yılında Belge Yayınları tarafından yayınlandı.

Geçmiş zamanda bir kitap yayınlandıktan sonra 6 ay içinde soruşturma açılmazsa, kitap yasaklanmaz, hakkında dava açılmazdı. 61 Anayasası’nın yürürlükte olduğu günlerde.

TC Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliği, Murat Türk’ün Dema Drîreşkan kitabını “11 Ekim 2022 tarihinde Kepez ilçesi Şafak Mahallesi 4258 Sokak No 167 adresinde yapılan aramada, 248 sayfadan ibaret Kürtçe içerikli kitaba incelemek üzere el konulduğu, yapılan incelemede…” diyerek yasaklama kararı alıyor.

Antalya nire, Diyarbakır nire, İstanbul nire?

Eskiden yasaklama kararını kitabın yayınlandığı kentin mahkemeleri verirdi.

Şimdi örneğin, Çemişgezek Mahkemesi ev baskınlarında ele geçen “şüpheli” kitapları yasaklayabiliyor.

Biraz da büyük kentlerin mahkemelerine, “uyuyorsunuz” dercesine, gözlerine sokarcasına.

Bu moda 12 Eylül darbesinden sonra başladı. Sulh Ceza Mahkemeleri yasak kitap listeleri çıkarıvermeye başladı, yıllar öncesi yayımlanmış ve hakkında bir soruşturma açılmamış olan.

Elbette “tedbir” olarak.

Öyle ya adı “Sulh” Mahkemesi.

1984’ü anımsadım birden, Fahrenheit 451’i hatırladım.

Ama o zaman askeri sıkıyönetim vardı.

Şimdi ise sivil yönetim!

Ama yine de ülkede hakimler var!

Osman Kavala, Selahattin Demirtaş hakkında serbest bırakma kararları alabilen.

Basın davalarında beraat kararları verebilen.

Darbe günlerinde de askeri hakimler çıkabilmişti hukuku esas alan.

Sürgün edilme pahasına!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa