Kötülükte sınır yok

Kötülükte sınır tanınmıyor memlekette.

Birkaç hatırlatmada bulunayım. Benzer ve diğer/Türkiye kararı var, AİHM’nin. Sevgili, değerli Tahir Elçi, AİHM’ye götürmüştü dosyayı. ’90’lı yıllarda, bir köy bombalanmıştı. Tansu Çiller başbakandı ve bürokratları, PKK uçaklarının bombaladığını söyletmişler ve resmi açıklamalar, köyün bombalandığı ve 7’si bebek 38 kişinin yaşamını yitirdiği katliamda silahlı kuvvetlere ait uçakların o gün o saatte uçmadığı bilgisini vermişlerdi. Ama Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kayıtları öyle söylemiyordu. Sonuç AİHM ihlal kararına vardı.

Roboskî de hatırlardadır. Pek çok subay, astsubay, korucu, polis ve benzeri güvenlikten sorumlu kamu görevlilerinin suç işledikleri için yargılandıkları da hatırdadır.

Şu sıralar Şebnem Korur Fincancı hakkında, kendi uzmanlık alanından yaptığı yorum ve değerlendirmeler nedeniyle saldırılar başlatıldı.

Barış akademisyenleri “Bu suça ortak olmayacağız” açıklamasını yaptıkları ocak 2016 tarihlerinde de böyle olmuştu.

Türk Tabipleri Birliğinin değerleri Merkez Konseyi, “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dediği zaman da böyle olmuştu. Gözaltılar, davalar gelmişti açıklamanın ardından...

Birkaç gündür Kürt gazetecilere yönelik operasyonlar var. Gözaltılar!

Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu yazılıdır.

Ama temel problemlerden birisi, Anayasa’da yazılanın sadece yazılmış olmasıdır. Hukuk devleti kavramı yaşam bulamıyor memlekette.

“Yetkili makamlar açıklama yaptı, sorgulamayın” diyorlar.

Soru sormak suç oluyor. Resmi açıklamanın gerçeği yansıtmadığını söylemek suç oluyor. Halbuki insan hakları ve özgürlükleri konusu soru sormayı, itiraz etmeyi, talep etmeyi gerektiriyor!

İnsan hakları savunucuları da bunu yapıyor.

Soru soruyor. Açıklama yapılmasını, doğru dürüst zamanında, yerinde yapılmasını talep ediyor.

AİHM’nin hukukun üstünlüğü ilkesi için söylediği, kamu otoritelerinin bireyin hak ve özgürlüklerine müdahalesinin hukuksal açıdan denetlenmesidir demesini hatırda tutmak lazım.

Anayasa’nın 2. maddesinde yazılı “hukuk devleti” nitelemesini böyle anlamak lazım.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13. maddesini de böyle anlamak lazım.

Kamu otoritelerinin bütün eylem ve işlemleri hukuka uygun olmak zorundadır.

İnsan haklarına saygının gereği budur.

Kötülüğü önlemenin biricik yolu da hukukun üstünlüğü ilkesine saygıdır. İnsan haklarına saygı!