2 Kasım 2022

Halk bize biz halka nefesiz: TTB

Fotoğraf: Evrensel

Kaplumbağa değiliz. Terbiye edemezsiniz.

‘Kamburumuz’ katırlara mahcubiyetten. Savaş uçaklarının bombardımanından sağ kurtulan katırların, sonrasında ahırlardan tek tek toplanıp kurşuna dizildiği Roboskî’de mermilerin ‘envanterini’ yüz yıl geçse de anlarız, biliriz. Biz hekimiz, adli tıpçıyız.

Gücümüz önlüğümüzün beyazından gelir. Hırsızlık iddiası ile gözaltına alınan bir kişinin muayenesinde işkence izleri gören Dr. Eda Güven’i yargıladığınız davayı biliriz. Adliye bahçesinde “kahrolsun insan hakları” dedirttiğiniz güruhu da. İşkence serbest, adli rapor yasak yıllarını unutmadık.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı, adli tıp hocası, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın cezaevinden söylediği üzere, “Aynı umutlu ve eylemci iyimserlikle mücadeleye devam edeceğiz”. Biz kim miyiz; önce insan, sonra hekimiz.

Bizler bu topraklarda bin yıllardan gelen bir geleneğin mirasçılarıyız. İstanköylü (Kos) Hipokrat’tan Bergamalı Galen’e, İbn-i Sina’dan Antakyalı Dioscorides’e el aldık, yol aldık: Biz sağlıkçıyız, hekimiz.

Bin yıllardan bu yana yaşadığımız coğrafyada onlarca devlet, binlerce yasa, iktidar geldi, geçti. Oysa bir yazılı sözleşi hiç değişmedi: Hipokrat andı. İnsanlık tarihinin evrensel ölçekte kabul gören ve yaşayan, geliştirilen en eski sözleşisinin miraşçılarıyız.

Siz idam dediniz, biz yaşam! “İdam bir insanlık suçudur” dedik, yargıladınız, yılmadık. Biz kazandık, halk kazandı, demokrasi kazandı. O gün TTB Başkanı Prof. Dr. Nusret Fişek ve dönemin Merkez Konsey üyeleriydi hedefte olan, bugün Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı…

Siz savaş dediniz, dönemin TTB Başkanı Erdal Atabek “barış” dedi. Yargıladınız, biz kazandık, halk kazandı. Yıllar geçti bu kez “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dedik, dönemin TTB Başkanı Prof Dr Raşit Tükel ve tüm Merkez Konsey üyeleri gözaltına alındı, yılmadık. Biz TTB’yiz, biz hekimiz, halk bize biz halka nefesiz...

Denizi solumuşlar bilir. Kasvet denizin maviliklerinde yıkanır. Şimdi seferlerine yeni başlayan İzmir-Selanik vapuruna binme zamanı. Ruhumuza iyi gelir. Savaş gemilerine inat barış gemileri…

Bu arada benden hatırlatması: 6-7 Eylül 1955 pogromuna yol açan Atatürk’ün Selanik’teki evine ziyarette atılan bombanın ‘envanterini’ sakın ola ki sormayın. Ne olur, ne olmaz!

Duysa ki Şebnem Hocamız yüreğimizden İzmir-Selanik vapurunda barış için beyaz önlüklerimizle suyun öte yakasından hekimlerle buluşmak geçiyor, emin olur ses verir: “Cezaevinden çıkar çıkmaz yapalım”. Ruhu özgür olana hekim denir, gerisi doktorluğa mahpustur.

TTB Genel Başkanı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Üyesi, Adli Tıp Profesörü, Barış Akademisyeni, Yazar Şebnem Korur Fincancı bu coğrafyaya insanlığın bir emaneti.

Hoca’mız yalnız değildir, onurumuzdur. Mücadelemiz maviliklere, barışa, insana dairdir. Halk bize biz halka nefesiz. Biz hekimiz. Biz TTB’yiz.

Sağlıcakla kalın.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et