5 Kasım 2022

Onu alma, beni al

Görsel, İlgi Manyağı filminin afişinden alınmıştır. 

Beden, özellikle de insan bedeni çağlar boyunca sanatın en önemli ham maddelerinden birisi olageldi. Antik Yunan’da kusursuz bedeni temsil eden heykellerden, postmodern zamanların deforme vücutlarına kadar binlerce yıl süren bir dönüşüm aynı zamanda bedenin sanattaki karşılığı.

Belki de sanat ve beden arasındaki dolaysız bağa vurgu yapmak için bir heykel müzesinde kuruluyor “İlgi Manyağı” filminin finali. Sergideki kusursuz bedenler, moda çekiminde görevli sıradan insanlar ve biri ana kahramanımız Signe olmak üzere iki ‘deforme beden’in varlığıyla kurulan bu sahnenin özneleri normal olmayan bedenler ve onların gördüğü ilgi.

Ama Norveçli Yönetmen Kristoffer Borgli ikinci uzun metrajı “İlgi Manyağı”nda (Syk pike) beden kadar ‘ilgi’ye odaklanıyor ve bir çağ durumuna parmak basıyor aslında. Bir kafede garson olarak çalışan Signe, sanatçı sevgilisi Thomas ile birlikte yaşamaktadır. Açılış sahnesinde ikilinin restorandan pahalı bir şarabı çalmak için kurdukları kumpasa tanıklık ederiz. Buradan kaçıp bir ev partisine gittiklerinde ilişkinin dinamikleri de ortaya çıkmaya başlar. Thomas, biraz narsistik bir adamdır ve ilgiyi üzerine çekmeyi sever. Haliyle Signe onun yanında kendisini silik hisseder. Ama bu günümüz ilişkileri için vaka-ı adiyeden sayılabilir. Asıl kriz Thomas’ın açtığı sergiyle dikkatleri üzerine çekmesiyle patlar. Serginin açılış yemeğinde dikkat çekmek için alerjisi olduğunu söyleyen Signe, üzerine bir de yalandan yediği bir şeye reaksiyon göstermiş gibi yapıp ilgi çekince kontrolünü kaybeder.

Onun için performans alanı bedenidir artık. İnternette tesadüfen gördüğü sorunlu bir ilacı temin eden ve kullanmaya başlayan Signe’nin vücudunda yaralar çıkmaya başlar. Bu etrafındaki ilginin daha da artmasını sağlar, derken bir anda medyanın da gözdesi haline gelir. Kurban psikolojisinin getirdiği faydalar giderek cazip gelmeye başlar. Ama daha fazla fayda için daha fazla kurban rolüne bürünmek gerekecektir. Bu da aldığı riski artırmasına neden olur.

“İlgi Manyağı”, bazı dinamiklerinin nasıl işlediği (Signe- Thomas ilişkisi örneğin) konusunda inandırıcılık sorunları yaşasa da ilgi çekmenin ve bunu sürdürmenin nasıl bir sosyal probleme dönüştüğünü göstermesi açısından hayli çarpıcı anlarla dolu. Signe’nin içine düştüğü durum giderek derinleşip, karanlıklaşırken bile bu durumlardan büyük bir ilgi çıkardığına dair hülyaları ustaca bir kurguyla filmin derdini çok iyi anlatıyor. Benzer bir şekilde, gerçek bir kurban olmakla, kendini kurban durumuna düşürmek arasındaki bencil çizgiyi de kalın çiziyor yönetmen.

Kurban psikolojisinden beslenen bir ruh halinin taleplerinin sınırının olamayacağını ve bunların çoğu zaman mantıklı da olması gerekmediğini iyi betimliyor öte yandan film. Signe’nin taleplerinin ve arzularının bir noktadan sonra ‘inandırıcı’ olmaktan çıktığına dair yorumlar da var. Bu akla gelebilecek bir durum ama kurban olmanın faydalarını istismar etmek gerçek hayatta da karşılaştığımız bir durum. Misal, daha geçen hafta Ukrayna, İran’ın savaşta Rusya’ya destek verdiğini, o yüzden bu ülke yerine dünya kupasına kendilerinin gitmesi gerektiğini açıkladı. Burada İran’ın hak edip etmemesinden ziyade, kurban oldukları için kendilerinin hak ettiğine dair bir şımarıklık söz konusu. Yoksa velev ki İran hak etmiyor. O zaman grubunda bir alt sırada yer alan takımın gitmesi adil olmaz mı?

“İlgi Manyağı”, sınırlarını ve haddini bilen. Çok büyük sözler söylememeye özen gösteren ama içine düştüğümüz bir çağ yangınını da açık eden etkileyici bir film. İzleyiniz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et